Irak yargısı, siyasi kriz ateşini körükleyecek mi, söndürecek mi?

H. Yekta EREN

Siyasi, ekonomik ve toplumsal krizin derinleştiği Irak’ta, sorunların çözümü için yürütülen tartışmalardan sonuç alınmadıkça kriz büyük bir çıkmaza doğru sürükleniyor. Siyasi partiler, gruplar, silahlı güçler üzerinden kurulan cepheler, sorunların çözümünde ortak bir paydada buluşamıyor. Taraflar arasında anlaşmazlıklar artıyor. Her geçen gün sorunun çözümünden uzaklaşıldığı Irak’ta mahkemenin verdiği kararlar da yeni bir tartışma yarattı. Irak Federal Mahkemesi’nin peş peşe verdiği kararlar, taraflar arasında da tartışılmaya başlandı. Irak’ta mahkemenin verdiği kararlar bağlayıcı olduğu için kararlar çözüme şans mı yaratır yoksa yeni bir krizi mi getirir bunu önümüzdeki süreçte görmek mümkün olacak. Ama mahkemenin kararları şimdiden taraflar arasında ciddi tartışmalara neden olduğunu bir gerçek.

SİYASİ KRİZ

Irak’ta 10 Ekim 2021’de yapılan parlamento seçimleri üzerinden 7 ayı aşkın zaman geçmesine rağmen, cumhurbaşkanı seçilemedi, hükümet kurulamadı. Siyasi parti ve grupların çekişmeler ve anlaşmazlıklar yargıya taşınıyor. Fakat bu anlaşmazlıklarla ilgili yargıya başvurmanın temelinde anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması değil, yargının bir tarafa hasım olması amaçlanıyor. Ancak bu, Anayasa’ya göre tüm kurumların üzerinde kabul edilen yargının konumuyla uyuşmayan bir durum. Yargının verdiği birçok karar da sorunlara çözüm olmadığı gibi yeni tartışmalara neden oldu.

MAHKEME KARARLARI TARTIŞMA YARATTI

Irak Yüksek Federal Mahkemesi, geçen hafta ‘Gıda Güvenliği ve Kalkınma İçin Acil Destek’ isimli kanun tasarısının Meclis’te oylamaya sunulmasına izin vermedi. Bunun üzerine siyasi gruplar yargı üzerinden yeni bir çatışmaya girdi.

MAHKEME KARARI NASIL KARŞILANDI?

Ekim 2021’deki genel seçimlerin ardından, parlamentodaki sandalye sayıları büyük ölçüde gerileyen Şii parti ve grupların bir araya gelerek, oluşturduğu Şii Koordinasyon Çerçevesi, Federal Mahkeme’nin söz konusu tasarının oylamaya sunulmasına izin vermemesini memnuniyetle karşıladı. Şii din adamı ve politikacı Mukteda es-Sadr’ın liderlik ettiği, Parlamento Başkanı Muhammed el-Halbusi başkanlığındaki Sünni Egemenlik İttifakı ile Mesut Barzani başkanlığındaki Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) yer aldığı üçlü ittifak ise mahkemenin kararını “taraflı” diye yorumladı.

BAŞBAKAN YETKİLERİ SINIRLI

Irak Anayasası’na göre Federal Mahkeme’nin kararları tüm kurumlar için bağlayıcı olmasından dolayı parlamento, tasarıyı oylamaya sunmaktan geri adım atmak zorunda kaldı. Bunun üzerine parlamento tasarıyı oylamaya sunacak bir formül arayışına girdi. Bazı hukuk uzmanları, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi başkanlığındaki hükümetin seçim öncesinde parlamentoya kanun tasarısı sunma yetkisine sahipken seçimlerden sonra hükümetin statüsü “günlük işleri yürütme hükümeti” olarak değiştiği için artık bu yetkiye sahip olmadığı görüşünde. Diğer bazı hukuk uzmanları ise bu görüşe karşı çıkarak hükümetin statüsü “günlük işleri yürütme” olsa bile gıda, ilaç ve diğer hizmet konularının önemine dikkat çekiyor.

MAHKEME KARARLARI NE ANLAMA GELİYOR?

Hukuk uzmanı Faysal Rikan’ın yaptığı açıklamalarda, “Federal Mahkeme Gıda Güvenliği ve Kalkınma İçin Acil Destek tasarısının maddelerine değil, tasarının sunuş şekline itiraz etti. Federal Mahkeme’nin itiraz kararı, kanun tasarılarının günlük işleri yürütme hükümeti tarafından sunulamayacağına işaret ediyor. Bu da ihtilafın kaynağı. Anayasa’nın 49’uncu maddesine göre Federal Mahkeme’nin kararlarını uygulama yükümlülüğü bulunduğundan parlamento aynı tasarıyı Parlamento Hukuk Komisyonu üzerinden oylamaya sunacak. Çünkü Anayasa’nın 60’ıncı maddesine göre kanun tasarıları 10 milletvekili veya Hukuk Komisyonu aracılığıyla sunulabilir. Ancak parlamento onaylaması için kanun tasarısını hükümete gönderebilir. Çünkü tasarının mali yönü bulunuyor” ifadelerini kullandı.

ZAMANLAMA

Bu tartışma, Sadr’ın Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne hükümeti kurması için 30 gün süre tanıyarak 30 gün süreliğine muhalefet saflarına geçtiğini ilan etmesinden bir gün sonra başladı. Sadr’ın süre tanımasının ertesi günü Federal Mahkeme günlük işleri yürütme hükümetinin gıda güvenliği kanun tasarısını parlamentoda oylamaya sunma yetkisinin olmadığı kararı verdi.

ANLAŞMAZLIKLAR

Bunun üzerine Sadr siyasi hasımlarına ve yargıya çeşitli suçlamalar yöneltti. Böylece üçlü ittifak ile hasımları arasında başlayan tartışma Şii güçler (Sadr Hareketi ile Koordinasyon Çerçevesi) arasındaki bir tartışmaya dönüştü. Tüm girişimlerin çıkmaz sokağa girmesi nedeniyle bu durum Şii-Şii çatışmasını tetikleyebilir.

KOMPLO SENARYOLARI

Öte yandan Irak’ın eski Başbakanı Mahmud el-Meşhedani’nin yaşadığı dil sürçmesine karşı Iraklı Şiilerin en üst dini merciliğinin aldığı tavır durumların daha da karmaşıklaşmasına yol açtı. Sadr Hareketi destekçileri Meşhedani’nin dil sürçmesini dini merciliğe karşı hakaret olarak değerlendirirken, Şii Koordinasyon Çerçevesi bu dil sürçmesinde kasıt olmadığı değerlendirmesinde bulundu. Koordinasyon Çerçevesi’nin müttefiki olan Azim Koalisyonu lideri Müsenna es-Samurrai de çerçeveye destek verdi. Diğer taraftan Sadr Hareketi’nden bir yöneticinin ses kaydı sızdırıldı. Hareket yöneticisi, Nuri el-Maliki, Hadi el-Amiri ve Kays el-Hazeli dahil olmak üzere Koordinasyon Çerçevesi’nin önde gelen isimleri tutuklamakla tehdit ediyor. Sadr Hareketi yöneticisi Meha ed-Devri de Irak yargısını harekete karşı durmakla suçladı.

Bunları da beğenebilirsin