کوردی
العربية
Kurdî
Arşiv
Thursday, May 19, 2022
  • KÜRDİSTAN
  • ORTADOĞU
  • DÜNYA
  • KADIN
  • KÜLTÜR – SANAT
  • TOPLUM YAŞAM
  • POLİTİKA
  • ANALİZ
  • DOSYA
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
RojNews
  • KÜRDİSTAN
  • ORTADOĞU
  • DÜNYA
  • KADIN
  • KÜLTÜR – SANAT
  • TOPLUM YAŞAM
  • POLİTİKA
  • ANALİZ
  • DOSYA
  • Tüm Haberler
RojNews
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster

Selahattin ERDEM: Kimyasal Tayyip’ten hesap sormak

Tarafından ROJNEWS- HABER MERKEZİ
25/10/2021 - 07:47:03
İçinde Analiz
0 0
Selahattin ERDEM: Kimyasal Tayyip’ten hesap sormak
Facebeook ile paylaşınTwitter ile paylaşın

Sokakları AKP-MHP faşizminin işgal ve kimyasal silah saldırılarına karşı çıkışla inletmek gerekir. Dengesini yitirmiş ve yönetemez hale gelmiş Tayyip Erdoğan yönetiminin istifasını istemek ve buna zorlamak gerekir.

Siyasi gündem o kadar yoğun ki, insan hangisinden başlayacağını bilemiyor.

ABD’nin Türkiye hakkında aldığı kararı mı yazalım, Tayyip Erdoğan’ın unutulmayacak Rusya ziyaretini mi konu edelim, Osman Kavala hakkında açıklama yapan büyükelçileri Türkiye’den kovma tutumunu mu değerlendirelim, Rojava’ya her gün yöneltilen askeri saldırılar üzerinde mi duralım, AKP-MHP iktidarının kara paracılıkta gri listeye alınmış olmasından mı söz edelim, gerilla karşısında yaşanan yenilgi ve derinleşen kriz sonucunda AKP-MHP’nin çöküşü üzerinde mi duralım; gerçekten seçim yapmak zordur.

En iyisi TC ordusunun Medya Savunma Alanlarına yönelik kimyasal silah kullanması üzerinde durmak ve Kimyasal Tayyip’in hesap verme durumunu canlı tutmaktır.

YOĞUNLAŞAN KİMYASAL SİLAH SALDIRILARI

TC Devletinin 1990’lı yıllarda da Kürt gerillasına karşı kimyasal silah kullandığı birçok kez gündeme gelmiş ve tartışılmıştır.

Ancak özellikle 23 Nisan 2021 tarihinden itibaren Metîna, Zap ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırıda kimyasal silah kullanıldığı iddiası giderek yoğunluk kazanmıştır.

Önce gerilla direniş alanlarından haber geçen muhabirler bu iddiayı dillendirip bazı belgeler gösterirken, daha sonra kimyasal silah saldırısına hedef olup da kurtulan bazı gerillaların somut bilgi içeren açıklamaları gelmiştir. Bu bilgiler adeta en somut kanıtlar niteliği içermiştir.

En son HPG Merkez Karargah Komutanlığı da iç ve dış kamuoyunu bu konuda geniş olarak bilgilendirmiştir.

Artık şu husus netleşmiştir: AKP-MHP faşizmi Medya Savunma Alanlarında kimyasal silah kullanmaktadır.

Parça parça kullanılan bu silahlar daha çok gerillayı hedeflese de, bölgedeki sivil halk da belli ölçüde hedef olmaktadır.

Özellikle Şubat ortasındaki Garê yenilgisi ardından gelen Metîna, Zap ve Avaşîn saldırılarında da başarılı olamaması, yaptığı planları gerilla direnişinin başarısız kılması, Tayyip Erdoğan Yönetimini daha fazla kimyasal silah kullanmaya yöneltmektedir

Bu biçimde çöküşünü önlemek ve iktidarını sürdürmek istemektedir. Yani Saddam’ın Halepçe’de yaptığını, bugün Tayyip de Metîna, Zap ve Avaşîn’de yapmaktadır.

SAVAŞ HUKUKUNA UYMAK

Hukukçu olmadığımız için, mevcut yapılanları hukuki açıdan değerlendiremeyiz. Fakat savaşla uğraşıyoruz ve bir savaş hukukunun var olduğunu da biliyoruz.

Bu bilgimize dayanarak, savaş hukuku gereği kimyasal silah kullanımının yasak olduğunu ve kullanmanın suç oluşturduğunu belirtebiliriz. Bunun böyle olduğunu zaten herkes de bilmekte ve söyleyip yazmaktadır.

Örneğin ABD Saddam Hüseyin Yönetimine saldırırken, en önemli gerekçe olarak kimyasal silah bulundurma argümanını kullanmıştır. Halepçe’de kimyasal silah kullanımı bu iddianın kanıtı yapılmıştır.

Kısaca; AKP-MHP Yönetimi elinde kimyasal silahlar vardır ve Medya Savunma Alanlarında HPG ve YJA-Star gerillalarına karşı kullanmaktadır. Tabi bu durum alanda bulunan sivilleri de etkilemektedir.

Böyle olmasın ve dolayısıyla kimyasal silah kullandığı bilinmesin diye de Metîna, Zap ve Avaşîn’deki halkı köylerinden göçertmektedir.

Bunun için bombardıman yapmakta, araziyi yakmakta ve ormanları kesmektedir. Bütün bunlar geçen altı aylık süre içerisinde Medya Savunma Alanlarında yaygın olarak yapılmıştır.

HPG ve YJA-Star gerillalarının yoğun çabalarına rağmen, başta Güney Kürdistan olmak üzere tüm Kürdistan’da ve dış kamuoyunda söz konusu bu gerçekliğe dönük çok fazla bir ilgi olmamıştır.

Son süreçte özgür basın kısmen gündem yapmış ve başta İngiltere olmak üzere bazı dış alanlarda tartışma gündemine gelmiştir.

HPG Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan’ın son açıklaması ardından daha fazla tartışılacak gibi görünmektedir.

Nitekim Güney Kürdistanlı 109 aydın ortak biçimde BM’ye ve kimyasal silah kullanımını yasaklayan uluslararası kuruma çağrı yapmıştır. Benzer tarzda 44 Iraklı aydının da çağrı yaptığı belirtilmektedir.

Bu çerçevede hem TC’nin Güney Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları ve hem de Kürdistan Özgürlük Gerillasına karşı kimyasal silah kullanımı daha fazla gündem yapılarak tartışılacağa benzemektedir.

Kuşkusuz Güney Kürdistanlı ve Iraklı aydınların söz konusu girişimleri çok önemlidir. Bu temelde kendilerini kutlamak gerekir. Ancak söz konusu girişim hem geç kalmıştır ve hem de yetersizdir.

Şimdiye kadar çoktan Güney Kürdistan’da ve Irak’ta TC işgaline ve kimyasal silah kullanımına karşı büyük kitle tepkilerinin gelişmesi gerekirdi. Karşı çıkış daha örgütlü ve bütünlüklü olabilirdi.

Karşı çıkışın aydınları aşıp tüm topluma ve siyasal güçlere ulaşması lazımdı. Bu açıdan baktığımızda olanların geç ve yetersiz olduğunu görürüz. Fakat bir ön açma ve başlangıç oluşturma açısından da büyük öneme sahiptir.

Aslında TC’nin işgaline ve kimyasal silah kullanımına karşı tüm Güney Kürdistan halkının ve Irak halklarının sokağa dökülmesi gerekir.

Çünkü işgal ve kimyasal silah kullanımı kendilerine dönük olmaktadır. Dahası Halepçe örneğinde olduğu gibi, kimyasal silah kullanımından en büyük zarar ve acıyı buradaki halklar görmüştür.

KUZEY KÜRDİSTAN VE TÜRKİYE HAKLARI SESSİZ KALMAMALIDIR

Öte yandan, benzer bir tepkinin, hatta daha büyük olarak Kuzey Kürdistan ve Türkiye’de gelişmesi gerekir.

Çünkü Irak’a dönük işgal saldırıları yürüten ve kimyasal silah kullanan yönetim AKP-MHP faşizmidir. Yani Türkiye halkları ve Kuzey Kürtleri adına söz konusu işgal ve kimyasal silah saldırıları yapılmaktadır.

AKP-MHP faşizmi, Türkiye’deki faşist terör ve Kuzey Kürdistan’daki soykırım uygulamalarını Rojava ve Başurê Kürdistan’a dönük olarak da işgal ve kimyasal silah saldırıları olarak sürdürmektedir.

Dolayısıyla söz konusu işgal ve kimyasal silah saldırısı ile Kuzey Kürdistan ve Türkiye halkları doğrudan ilgilidir.

Ancak buna rağmen, söz konusu saldırıları gündem yapma, tartışma ve bunlara karşı mücadele etme zayıftır. Buralarda bir “Ulusal birlik” söylemi tutturulmuş gidiyor.

Halbuki AKP-MHP yönetiminin Medya Savunma Alanlarına dönük işgal ve kimyasal silah saldırısı vardır.

Bunu gündem yapıp karşı çıkmak, herkesten çok Kuzey Kürdistan ve Türkiye halklarının görevidir.

İŞGALE KARŞI ÇIKAMAYAN MUHALEFET KAZANAMAZ

Böyle yapılmadığı için, AKP-MHP faşizmine karşı içerdeki mücadele de zayıf kalmaktadır.

Adeta her bakımdan çözülmekte ve çökmekte olan AKP-MHP faşizmine karşı öldürücü son darbe bir türlü vurulamamaktadır. Kimyasal Tayyip Yönetimi istifaya zorlanamamaktadır.

Gerçekte ne zaman ve nasıl olacağı belli olmayan genel seçime umut bağlanmaktadır. Adeta böyle bir seçim anı beklenmekte ve aranmaktadır.

Halbuki sokakları AKP-MHP faşizminin işgal ve kimyasal silah saldırılarına karşı çıkışla inletmek gerekir.

Dengesini yitirmiş ve yönetemez hale gelmiş Tayyip Erdoğan yönetiminin istifasını istemek ve buna zorlamak gerekir.

ERDOĞAN’DAN HESAP SORMAYI BİLMEK GEREKİYOR

Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli kişilikleri, her yerdeki diktatörler gibi, kendilerinden hesap sorulacağını bildikleri ve bundan korktukları için yönetimi bir türlü kaybetmek istememektedirler. Çünkü yönetimden düşünce başlarına geleceklerden korkmaktadırlar.

Çünkü yıllardır kendileri herkese adeta kan ağlatmış, tarihin en ağır zulmünü yaşatmışlardır.

Yıllardır en ağır zulüm ve sömürü altında yaşayan on milyonların bir gün kendilerinden hesap soracağı korkusunu da her gün kendileri yaşamaktadır.

Fakat korkunun ecele faydası yoktur. Ne yaparlarsa yapsınlar, bir gün yaptıklarının hesabını mutlaka vereceklerdir.

Burada önemli olan ve istenen şey, bu sürecin kısa olup erken gelmesi ve söz konusu zulüm düzeninin uzayarak daha çok can yakıp kötülük yapmamasıdır.

Elbette bu da bizlere ve yaratıcı ortak mücadelemize bağlıdır. O halde hesap sorma mücadelesini büyütmek ve hızlandırmak gerekir.

Kaynak: Yeni Özgür Politika

(rb)

Önceki Haber

BM’den suyun ticarileşmesine karşı uyarı

Sonraki Haber

Sudan’da ordudan askeri darbe girişimi

İlişkili Gönderiler

Özerk Şengal’e karşı uluslararası konsept

Özerk Şengal’e karşı uluslararası konsept

4 May 2022
Selahattin Erdem: Ellinci yılın zaferi Zap’ta kazanılıyor

Selahattin Erdem: Ellinci yılın zaferi Zap’ta kazanılıyor

2 May 2022

Şengal ve ferman kıskacı

Şengal’de savaş tehlikesi ve çözüm şansı

İşgale karşı direniş büyüyecek, kaybeden AKP-MHP-KDP olacak

KDP’nin çıkar politikaları: Irak ve Kürtlere zarar veriyor

Sonraki Haber
Sudan’da ordudan askeri darbe girişimi

Sudan'da ordudan askeri darbe girişimi

En Çok Okunanlar

  • Dosya
  • Dünya
  • Güncel
  • Kadın
  • Kültür-Sanat
  • Kürdistan
  • Ortadoğu
  • Politika
  • Toplum-Yaşam
‘Hayatım tehlikede’ diyen kişi öldürüldü

‘Hayatım tehlikede’ diyen kişi öldürüldü

13 May 2022

Hewlêr Mahkemesi önünde daha önce “hayatım tehlikede” diyen Samî Yasîn Ezîz kişi öldürüldü. Hewlêr Mahkemesi önünde 9 Ocak 2022’de yaptığı...

Çelebi Süleymaniye’de MİT ve KDP tarafından katledildi

Çelebi Süleymaniye’de MİT ve KDP tarafından katledildi

18 May 2022

Süleymaniye’de Türk MİT’i ve KDP tarafından saldırıya uğrayan Kuzey Kürdistanlı Mehmet Zeki Çelebi, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Süleymaniye’de dün gece...

Süleymaniye’de Kuzey Kürdistanlı yurttaş silahlı saldırıya uğradı

Süleymaniye’de Kuzey Kürdistanlı yurttaş silahlı saldırıya uğradı

18 May 2022

Süleymaniye’de dün akşam saatlerinde Mehmet Zeki Çelebi isimli Kuzey Kürdistanlı yurttaş iş yeri önünde silahlı saldırıya uğradı. Süleymaniye kentinde Bextiyari...

Güvenlik güçleri Mehmet Zeki Çelebi’ye yönelik suikast karşısında sessiz

Güvenlik güçleri Mehmet Zeki Çelebi’ye yönelik suikast karşısında sessiz

18 May 2022

Mehmet Zeki Çelebi isimli yurttaşın Süleymaniye’de suikasta uğramasından 10 saati aşkın bir süre geçmesine rağmen Süleymaniye güvenlik güçleri olay karşısındaki...

KDP tarihinde kara bir sayfa: Hewlêr Katliamı

KDP tarihinde kara bir sayfa: Hewlêr Katliamı

16 May 2022

Türk ordusu 12/13 Mayıs 1997’de Sinat, Haftanîn, Xakûrkê, Ava Gozê ve Zap bölgelerini F-104 savaş uçakları ile bombaladı. Sinat ve...

HPG’den helikopter eylemine ilişkin ilk açıklama

HPG’den helikopter eylemine ilişkin ilk açıklama

12 May 2022

 Kürdistan Özgürlük Gerillaları'nın gerçekleştirdiği eylemlerde 6 işgalci Türk askeri cezalandırılırken, 3’ü de yaralandı. 1 Skorsky tipi helikopter düşürülürken, 1 saldırı...

© 2020 Telif hakları tümüyle RojNews'e aittir Tüm hakları saklıdır.

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Göster
  • KÜRDİSTAN
  • ORTADOĞU
  • DÜNYA
  • KADIN
  • KÜLTÜR – SANAT
  • TOPLUM YAŞAM
  • POLİTİKA
  • ANALİZ
  • DOSYA
  • TÜM HABERLER
  • کوردی
  • العربية
  • KURDÎ

© 2020 Telif hakları tümüyle RojNews'e aittir Tüm hakları saklıdır.

Hûn dîsa bixêrhatin!

Têketina hesabê

Min paroleya xwe jibîr kir

Paroleya xwe binivîsin.

Please enter your username or email address to reset your password.

Têketin

Yeni Çalma Listesi Ekle