Şengal Rojava’dan, Arap halkı Êzidîlerden koparılmak isteniyor

ÊZDÎN ŞENGALÎ-ROJNEWS

DAİŞ’in 2014’te Şengal’e yönelik gerçekleştirdiği soykırım saldırıları, 8 yıldır yeni planlar ve saldırılarla devam ediyor. Türk devleti, KDP ve Kazımi hükümeti işbirliği içinde, Şengal’i Rojava’dan, Arap halkını da Êzidîlerden koparmak ve Şengal’i bir kafese koymak istiyor.

Şengal’de 2014’te Êzidîlere yönelik Ferman’ın üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen saldırılar ve baskılar devam ediyor. Şengal’e ve Êzidî toplumuna yönelik yıllardır süren saldırılara karşı direnen, evlerini, topraklarını terk etmeyen Êzidî toplumuna yönelik yeni bir konsept devreye konuldu. Bağdat ile Hewlêr arasında imzalanan Şengal Anlaşması ile bir kez daha Êzidî halkı kirli saldırı ve planlarla karşı karşıya kaldı. Türkiye ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) baskısı ve Irak Başbakanı Mustafa Kazimi’nin talimatlarıyla Şengal ile Rojava arasında duvar örülüyor, Êzidî ile Arap köyleri arasında tel örgüleri çekilmek isteniyor. Êzidî halkının bu girişimlere karşı direnişi sürse de Şengal halk büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır.

3 Ağustos 2014 fermanı üzerinden yaklaşık sekiz yıl geçmesine rağmen Şengal’e yönelik saldırılar ve Şengal’in bu saldırılara karşı direnişi devam ediyor. Bu çok taraflı ve kesintisiz saldırıların Êzidi toplumuna farklı güçler tarafından dayatılmasına neden olan nedir? Êzidiler ve Şengal’den ne isteniyor? Şengal neden direniyor? Şengal’deki durumun birkaç temel soruyla tekrar anlaşılması gerekiyor, çünkü Şengal’in kuşatılması ve teslim edilmesiyle ilgili yeni bir kavram son zamanlarda yürürlüğe girdi. Şengal halkının iradesi, kuşatma ve baskıyla bir kez daha teslim alınmak isteniyor.

DAİŞ çetelerinin 2014’te Şengal’e yönelik saldırında ulaşmak istedikleri iki hedef vardı: Birincisi, Êzidî halkını fiziki katliamdan geçirmekti. İkincisi ise, bölgeye işgalci Türk devletinin ve KDP’nin plan ve projelerinin merkezi haline getirmekti. Bilindiği gibi bu plan başarısız oldu. Daha sonra Şengal’e yönelik yapılan bu saldırıların, Amman’da hazırlanan Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmenin parçası olduğu ortaya çıktı.

KDP KAÇTI TÜRK DEVLETİ DEVREYE GİRDİ

Şengal’e yönelik plan, PKK gerillaları ve YPG-YPJ savaşçılarının direnişiyle yenilgiye uğratılmasının ardından KDP’nin, Şengal’e dönme çabaları başladı. KDP, kendisini Şengal’i özgürleştirme sürecinin bir parçası haline getirmek ve böylece egemenliğini Şengal’de yeniden dayatmak istiyordu. Ancak KDP, kapsamlı basın propagandası dışında, Şengal’in özgürleştirilmesinde hiçbir rol oynamadı. KDP’nin o zamanki taktiği özgürlük gerillası Şengal’i özgürleştirecek, KDP de bu direnişi propaganda yoluyla kendisi yapmış gibi gösterecekti. Şengal merkezinin özgürleştirilmesinden sonra bu kez KDP Şengal’de özgürlük mücadelesi yürütenlere yöneldi. KDP’nin bu politikası 2017 yılına kadar devam etti. 2017’de yapılan “bağımsızlık referandumu”ndan sonra KDP bu kez Haşdi Şabi’den dolayı Şengal’den kaçmak durumunda kaldı.

O zamana kadar Türk devletinin stratejisi KDP’yi Şengal’e  geri döndürmek ve böylece politikasını sürdürmekti. Ancak bu strateji başarısız olduğu için bu kez Türk devleti 2017’de Şengal’e hava saldırıları başlattı. Bu aynı zamanda saldırıların yeni bir aşamasıydı. O günden bu yana bu hava saldırıları devam ediyor. Saldırılarda hastaneler, meclis binaları, sivil yerleşim yerleri hedef alındı.

ABD VE BM’NİN GÖZETİMİNDE YAPILDI

Yapılan tüm bu saldırılarla Şengal halkının iradesi kırılamadı. ABD ve Birleşmiş Milletler’in gözetim ve desteğiyle Kazımi hükümetinin de katılımıyla kapsamlı bir plan hazırlandı. Bu plan 9 Ekim 2020 tarihinde yapılan Şengal Anlaşması’ydı. Bu aynı zamanda Şengal saldırılarını yeni bir aşamaya getirdi. Êzidî toplumu bu anlaşmayı yeni bir Ferman olarak tanımladı ve bu plana karşı direnişini sürdürüyor.

YENİ PLAN

9 Ekim Anlaşması adı verilen bu tasfiye planı başarısız olunca, Irak’ta 10 Ekim 2021’de yapılan erken seçimlerden sonra Şengal’e yönelik yeni ve kapsamlı bir plan daha hayata geçirildi. Seçimlerden sonra KDP provokatif çabalarını hızlandırdı, Türk devleti Şengal Özerk Yönetim Konseyi Eşbaşkanı Merwan Bedel ve Xanesor Halk Meclisi’ne saldırdı. Son olarak da Türk devleti 1 Şubat 2022 gecesi onlarca savaş uçağıyla Şengal Dağı’nı altı saat boyunca bombaladı.

IRAK ORDUSU ŞENGAL’E GİRDİ

Irak ordusunun Şengal’deki hareketi yeni yılla beraber arttı. 2022’nin ilk aylarında sanki Olağanüstü Hal ilan edilmiş, darbe olmuş gibi Irak ordusu binlerce askeri Şengal’e konumlandırdı. Ordu içindeki KDP’ye bağlı bazı güçler bölgede sıcak savaş başlatmak için çok uğraştılar. Ancak YBŞ ve Êzidxan Asayişi, aldığı önlemler ve kararlar sonucunda bu büyük provokasyonu engelledi. Bu çok taraflı saldırıların ardından Şengal’in kuşatma projesi gündeme geldi. Kazımi hükümetinin talimatıyla Irak ordusu Şengal ve Rojava sınırına bir duvar inşa etmeye başladı. Yaklaşık 250 kilometre uzunluğundaki bu duvar, Şengal ile Rojava’yı tamamen birbirinden ayırıyor. Duvar hattı, Til Koçer ve Rabia arasındaki iki stratejik sınır kapası arasını kapsıyor.

Irak ordusu sınırı DAİŞ çetelerinden koruma bahanesiyle bu duvarı yükseltse de asıl amaç Şengal Rojava’nın önünü tamamen kesmektir. Irak’ın birçok kentinde ve KDP’nin kontrol ettiği bölgelerde Irak ordusuna ve polisine yönelik her gün DAİŞ saldırıları oluyor. Hiçbir şekilde o bölgeye müdahale edilmiyor. Kısacası, ne Kazımi hükümeti ne de KDP yönetimi, Şengal gibi güvenli bir yerde DAİŞ’e karşı ciddi müdahaleyi teşvik ediyor, DAİŞ bahanesiyle duvarı yükseltiyor.

ROJAVA VE ŞENGAL ARASINDAKİ BAĞ KOPARILMAK İSTENİYOR

Sınara duvar örmek aslında Şengal’i kuşatma projesidir. Şengal’i bir kafese koyup bu kafesin anahtarını da KDP’ye vermektir. Savaş tarihinden bazı şeyleri inceleyen herkes, bir şehri veya ülkeyi kuşatmanın iki temel amacı olduğunu çok iyi bilir. Bunlardan biri tehdit edici politikalarla teslim almaktır ve eğer bu olmazsa askeri saldırılarla işgal edilir. Şimdi Şengal kuşatmasının amacı budur. Fırsat olursa işgalci Türk devleti ve işbirlikçi hain KDP’nin de ortaklığıyla Şengal’i işgal etmek istiyor. Rojava ve Şengal’e yönelik saldırılar, işgalin perde arkasında tüm bunlar yaşanıyor.

ÊZİDÎ VE ARAPLAR ARASINDAKİ BAĞ KOPARILMAK İSTENİYOR

Sınır hattında bir duvar inşa etmenin yanı sıra, bu planın bir parçası olarak, Arap halkını ve Êzidî toplumunu da ayırmak ve birbirinden koparmak istiyorlar. Plan, Mediban hattından Bîr Qasim köylerindeki Arapları Êzidîlerden koparmaktır.

Şengal sınır hattı boyunca daha fazla Arap köyü var ve özellikle bu bölgedeki Arap halkı kendini savunmadan yönetime kadar özyönetim sistemine katıldı. Son yıllarda, Êzidî toplumu ile Arap halkı arasında yeni ve güçlü bir ittifak geliştirildi. Demokratik ulus fikri bölgede de gelişiyor. Aslında artık Özerk Şengal’de bu iki halkı ve inancı birlikte inşa edecek ve koruyacak toplumsal devrim düzeyinde gelişmeler yaşanıyor.

ARAP HALKI ÖZERK YÖNETİM’DEN KOPARILMAK İSTENİYOR

KDP ve Türk devleti, Êzidîler ile Araplar arasında gelişen ittifaktan çok korkuyor ve bu ittifakı bölmek, halkı ve inançları yeniden birbirine düşman hale getirmek istiyor. Arap halkı da bu politikaya karşı güçlü bir duruş sergiledi. Arap halkının bu tavrı nedeniyle Irak ordusu Arap köylerine yönelik baskı ve tehditlerini arttırdı. Arap halkı, eylemlere katılmamak ve Kazımi hükümetinin politikalarına karşı çıkmamak için tehdit ediliyor. Özünde, Arap halkından özyönetim sistemine katılmamalarını ve demokratik bir ulus fikrine sahip olmamalarını istiyorlar.

BAVÊ ŞÊX’İN ÇAĞRISI MANİDAR

Şengal’in kuşatıldığı bir dönemde, Êzidî ruhani lideri Bavê Şêx’in ziyareti birçok Avrupa ülkesinde gerçekleşti. Bavê Şêx’in Belçika’da Avrupa devletlerini Êzidî toplumuna kapılarını açmaya çağırdı. Bavê Şêx, “Bu benim gönlüme göre değil” dese de bu açıklama KDP’nin eliyle Şengal’in boşaltılmasının önünü açıyor. Bavê Şêx, Avrupa’daki Êzidîlerin geri dönmesi için çağrıda bulunmak yerine göç çağrısında bulundu. Bavê Şêx, bu çağrının ne kadar farkındadır bilinmez ama KDP, bu çağrıyı kendi çıkarına kullanacağı açıktır. KDP, bunu Êzidîleri göç ettirmek için kullanacak. Yani bir yandan Şengal kuşatılmış, diğer yandan ise göçe giden yolu Êzidîlere açıyorlar.

ÇÖZÜM: DEMOKRATİK ULUS PROJESİ

Sonuç olarak, Êzidî toplumu kapsamlı bir kuşatma, göç ve kültürel soykırım planıyla karşı karşıya. Özyönetim sistemini ve uygulanmakta olan demokratik bir ulus fikrini ortadan kaldırmak için bir plan da var. Bu nedenle Şengal hem çok taraflı ideolojik ve kültürel bir saldırı hem de savaş politikaları ile karşı karşıyadır. Bu plan aynı zamanda Irak’taki siyasi krizle de bağlantılı. Görünen o ki ne yerel ne de uluslararası güçler Irak’taki krizin çözülmesini istemiyor, aksine Irak bölünmeye doğru ilerliyor. Özyönetim projesi ve demokratik ulus fikri, Irak’ın sorunlarını çözmenin tek yoludur. Şengal’de bir çözüm geliştirilirse Irak’ın temel sorunlarının çözümünün önü açılacaktır. Ancak görünen o ki Şengal’de de Irak’ta da çözüm yerine savaş ve kargaşa politikaları geliştiriliyor. Şengal kuşatması aslında demokratik çözümün kuşatmasıdır.

Bunları da beğenebilirsin