Cemîl Hewramî: KDP’nin Türkiye saldırıları karşısındaki sessizliği anlaştıklarının göstergesidir

Türk devletinin saldırıları karşısında KDP’nin sessiz kalmasına tepki gösteren Dêrin (eski) Pêşmergeleri Derneği Başkanı Cemil Hewrami, “KDP, Türkiye’nin saldırılarına sessiz kalıyorsa aralarında bir anlaşma var anlamına geliyor” dedi.

Dêrin Pêşmergeleri Derneği (Serokê Komeleya Pêşmergeyên Dêrîn) Başkanı Cemil Hewrami, Türk devletinin Güney Kürdistan işgali, KDP’nin Türk devletiyle geliştirdiği ortaklık ve Irak’ta yaşanan siyasi krize ilişkin ajansımız Rojnews’e önemli değerlendirmelerde bulundu.

Kürdistan’daki mevcut siyasi durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürdistan ve Irak’taki siyasi durum hiçbir zaman bugünkünden daha kötü olmamıştı. Sünnilerin durumu bir yana, Şiiler kendi içinde bölünmüş durumda ve yine Kürtler de hiç olmadığı kadar kötü durumda. Bağdat’a böyle parçalı bir şekilde gitmememiz gerekiyordu. Şu an yaşanan duruma ilişkin öngörülermiz vardı ve tüm siyasi partilere bilgi verdik.

Yanlış olan neydi?

Kürt partileri bu defa genel olarak kötü bir sınav verdi. Bu görevi imtiyaz için mi, bir makam ve ayrıcalık için mi üstleniyorlar, bilemiyorum ama vazifeyi halkın hizmeti için kullanmayacaklarsa ne işe yarayacak? Kürt halkı bütün partiler ortak bir programla Bağdat’a gitsin istiyordu. Kürt halkının talepleri karşılanmayacaksa, 140. madde sorunu çözülmeyecekse cumhurbaşkanlığı gibi görevler ne işe yarayacak?

Kürtlerin birkaç yıldır Irak’ta ellerinde olan göreve ilişkin ne yapmaları gerekiyordu ve neyi yapmadılar?

Öncelikli görevleri Araplaşmayı önlemekti. Bununla birlikte öncelikli görevleri makam ve imtiyaz sahibi olmak için değil, Kürt halkının meşru haklarını savunmak için görevleri üstlenmeleri gerekiyırdu.  Kürt halkının meşru talepleri için hiçbir şey yapılmadı. Birbirlerini cumhurbaşkanlığı makamı üzerinden suçluyorlar. Oysa bunların Kürt halkına zarardan başka bir faydaları yoktur. Özellikle bu süreçte en büyük yanlışı KDP yaptı. KDP karşı taraftan habersiz tek taraflı ve programsız bir anlaşma yaptı.

Kürdistan Bölgesi için KDP, Helbusi ve Sadr arasındaki bu anlaşmanın tehlikesi nedir?

KDP anlaştığı tarafları tanımalıdır. Mesela Sadr’ın pêşmergeyi hâlâ bir milis gücü olarak görmesi tehlikedir. Helbusi daha önce de parlamentodaydı . Kürt halkı için bir şey yaptı mı? Sadr, Irak ordusu ve polislerin Kürdistan Bölgesi’ni korumaya çağırıyor. Oysa pêşmerge milis gücü değildir ve onların kararıyla kurulmadı.

Geçtiğimiz günlerde 100’e yakın Türk devleti askeri Bradost bölgesine bağlı 4 köye girerek, ajanlık dayatıp, köylüleri tehdit etmesine ilişkin ne düşünüyorsunuz?

Bunu, Çaldıran savaşına bağlıyorum ki Kürdistan’ı ilk kez iki parçaya o savaşın ardından bölündü. O zamandan beri Safeviler ve Osmanlılar, Kürdistan’ın her iki parçasının da kontrol ederek, bizi zoraki bir şekilde paylaşmışlar. Sınırlarımızı bu savaş kadar her zaman bizler korurduk, ancak sınırlarımız artık Ankara’dan korunuyor. maalesef.

Türkiye’nin bu hareketi Kürdistan Bölgesi için ne kadar tehlikeli?

Türkiye ve Turan Hareketi’nin dünyadaki en şoven hareketler biri olduğunu herkes biliyor. Şimdi Turan Hareketi kurulmak isteniyor. Şimdi bir başka tehlike de Türkçe konuşan 7 ülkenin, Türkiye’nin önerisiyle Ankara merkezli Arap Birliği gibi bir koalisyon kurması. Erdoğan ilk toplantısına bizzat başkanlık etti. Tüm karmaşıklıklara ve farklılıklara rağmen, ancak hepsi ulusal meselede birleşiyor.

Kurulan bu grubun veya oluşumun amacı nedir ve ne yapmak istiyorlar?

Türkler, bu bir kollektif, ve ticari bir birlikteliktir diyor ancak ticari bir sorunun olduğuna inanmıyorum. Çünkü her yerde İsrail ile ticaret yapıyorlar. Bu ticari bir birliktelik değildir.  Turan Hareketi’nin sadece askeri (militarist) entelektüelliği ve hafızası vardı. Haliyle Türkiye, bu birlikteliğin askeri bir birliktelik olduğunu söyleyemez. Zira onlar NATO üyesidir.  NATO böyle askeri bir oluşumu kabul etmiyor. O nedenle ticari bir birliktelik diyorlar. Ancak içerik olarak askeridir.

Söz konusu kurulan cephe içerisinde Irak veya Kürdistan bölgesinden katılımcı var mı?

Evet, en şaşırtıcısı Irak Türkmenleridir. Devletleri olmamasına rağmen Türkmen Cephesi, gruba gözlemci olarak katıldı. Daha önce Türkiye’nin Irak ve Hewlêr Büyükelçisi, Türkmen Cephesi karargahında bir görüşme yapmıştı. Türkmen Cephesi Hewlêr merkezli bir Kürdistan bölgesi ve Irak partisidir. Aydın Meruf, Hewlêr’de Bakan’dır. Sebah Hilal Kürdistan Bölgesi Parlamenteri ve Kürdistan Parlamentosu’nda, Kürdistan bayrağı altında yemin etti. Ancak toplantıda katılımcı tüm ülkelerın bayrakları varken Irak ve Kürdistan bayrakları ise dalgalanmadı. Bakanlık, parlamenterlik yaptıkları meşru bir ülkenin bayrağını tanımıyorlar.

Türkiye, Güney Kürdistan’da ne yapmak istiyor?

Türkiye, 1923’te zulme uğradığını, sonra zayıfladığını, kendilerine komplo kurduğunu ve bu bölgelerin kendi ellerinden alındığını söylüyor. Erdoğan’ın arkasındaki harita, Osmanlı döneminin bir haritasıdır ve hatta Efrin’den Rakka’ya ve Musul’dan Xanaqin’e kadar uzanır. Erdoğan konuyla ilgili, “Sykes-Picot’ta yüz yıl geçti ve 2023’te bölgelerimize gideceğiz” dedi.

Türkiye, Irak hükümetiyle yapacağı anlaşmalarla planlarını uygulayacak mı?

Irak hükümeti, Türkiye’nin Irak sınırları içerisine 5 kilometre girmesine izin vermek için o sırada Türkiye ile bir anlaşmaya vardı. Ama Irak kimsenin kalıcı bir şekilde kalmasını istemiyor. Kimsenin üs kurma hakkı yoktur. Başika üssü nerede? Şimdi Kerkük’e de yaklaştıklarını söyleniyor. Kerkük’ün kendi ülkeleri ve Türkiye’nin bir şehri olduğu konusunda Erdoğan, Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı tarafından birçok açıklama yapıldı. Şimdi Musul’un onların şehri olmadığını söylemiyorlar. Her zaman kendilerine ait olduğunu belirtiyorlar.

İşgalci Türk devletinin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik planları ve adımları hakkında Kürdistan Bölgesi yetkililerinin bilgisi var mı?

Ben Dêrin Pêşmergeleri Derneği Başkanıyım, bir Kürt olarak ben bu kadar detayı ve bilgiyi biliyorum, sorumlular nasıl bilmez? Eğer biliyorlarsa neden birliktelik kurmuyor ve buna karşı mücadele etmiyorlar?Türk devletinin bu oyunlarını şayet bilmiyorlarsa yazıktır ve bütün bu partilerin içinde bulunduğu bir bölgenin yöneticiliğini yapmamaları gerekiyor. Ancak iç siyasi meseleler, özellikle Türkiye ile ilgili kurulan diyaloglar hakkında bilgileri yok. Bütün bu tehlikeleri taraflara anlattık. Tehlike sadece Türkiye değildir. Mesela Rusya, Suriye’nin egemenliğini savunacağız diyor. Peki Efrin bir Suriye şehri değil miydi? Şu an işgal edilmiş ve Türk bayrağını dalgalanıyor. Bunun dışında, DAİŞ her gün asker gönderiyor. Bu durumda Rusya Suriye’nin egemenliğini nasıl savunuyor?

Türk devletinin Kürdistan Bölgesi topraklarına girişini kim kolaylaştırıyor?

Silahlı Kuvvetlerin en başı olarak Kürdistan Bölge Başkanlığı’nın bu konuda açıklama yaptığını ya da Irak Dışişleri Bakanı’nın Kürt sorunu hakkında bir şeyler paylaştığını duydunuz mu? Ağır bir bombardıman yapılıyor ve bundan şikayetçi olduklarını gösteren iki kelime kurmadılar. Kürdistan Bölge Başkanlığı silahlı kuvvetlerin başıdır. ve Birleşmiş Milletler’de (BM) Türkiye’yi şikayette bulunması gerekiyordu. Birleşmiş Milletler (BM) merkezi Hewlêr’dedir. Hewlêr’de bütün konsolosluklar var ama bir gün Türk konsolosluğunu aramadılar ve ‘bu saldırlar nedir?’ diye sormadılar. Ben Dêrin Peşmerge Derneği Başkanıyım, eğer İran buraya gelirse ve savaşmazsam, onunla işbirliği yapmış olduğum anlamına gelir. Irak, Türk büyükelçisini bir gün olsun çağırmadı. Bütün bunları Kürtlere karşı bir komplo olarak görüyorum, çünkü Irak tek kelime etmiyor.

Dünyanın sessizliği de bu komplonun bir parçası mı?

Kuveyt işgal edildiğinde tüm dünya sesini yükseltti ve 32 ülke Irak’a saldırdı. Şimdi tüm dünya Donisk için de ayaktadır. Peki neden kimse bizim için sesini çıkarmıyor. Çünkü bir anlaşma var.

KCK, KDP ve işgalci Türk devletinin yeniden saldırmayı planladığını belirtti, siz ne diyorsunuz?

KDP ve Türk devleti anlaştı demiyorum ancak Irak Dışişleri Bakanı Kürt, Türkiye bu kadar saldırı düzenliyor ne için bir kez olsun Türk büyükelçisi çağırılıp uyarılmıyor? Niçin İran füze fırlattığında hepsi birden kınama yayınladı ve İran büyükelçisini çağırıp uyardılar? Türk devletinin son yıllarda Kürdistan’a düzenlediği saldırılar Hewlêr’e atılan 12 füzenin 500 katıdır.

Türk devleti ve KDP’nin bu saldırılarını önlemede Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) rolü ne olacak?

YNK’nin tarihi bir rolü var ve ulusal konularda kimse YNK’nin üzerine bir şeyler söyleyemez. Şu an YNK’nin karartılması için bir kampanya ve saldırı planı başlatılmış durumda. Yerine ve zamanına göre ihtiyaç duyulduğunda herkesin savunmasını yapar.

Bunları da beğenebilirsin