CPJ raporunda gazeteciler için tehlikeli ülkelerin başında Irak geliyor

CPJ’nin yayımladığı rapora göre, birçok ülke gazeteciler için tehlikeli olduğuna yer verildi. Raporda Kürdistan Bölgesi’ne özgü bir yer ayrılmasa da gerçekte gazeteciler için çok büyük bir tehlike oluşturuyor. Gazeteciler tutuklanıyor, baskılanıyor, tehdit ediliyor, hedef alınıyor.

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), yayımladığı raporda basın özgürlüğü uzmanlarının yıllardır işaret ettiği bir sorunu gözler önüne serdi ve gazetecilerin katillerinin serbest dolaştığına dikkat çekti. Dünyanın dört bir yanında birçok ülke gazeteciler için büyük bir tehlike oluşturuyor. CPJ son 10 yılda 278 gazeteci cinayetini kayda geçirdi. Bunların yüzde 81’inde olayla bağlantılı kimse mahkum edilmedi.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan CPJ Başkan Yardımcısı Robert Mahoney, ‘‘Bu gazetecilik için korkunç bir mesaj, çünkü bir gazeteciyi susturmak isteyen herhangi bir hükümet ya da suç çetesi bunu birkaç bin dolara bir katil kiralayarak yapabilir’’ dedi.

LİSTENİN BAŞINDA SOMALİ, SURİYE VE IRAK VAR

Bu yılın verilerine göre Somali, Suriye ve Irak, gazetecilerin katillerinden en az hesap sorulan ülkeler listesinin başında geliyor. Sicili en kötü beş ülkenin tamamı savaş sonrası siyasi istikrarsızlık yaşanan ülkeler. Rapora göre savaşın gölgesindeki Somali’de son 10 yılda çeşitli sebeplerle meydana gelen 70 gazeteci ölümünden 25’i çözümsüz kaldı. Listenin beşinci sırasında son 10 yılda yaşanan en az 17 gazeteci ölümü vakasıyla Afganistan yer alıyor. Taleban’ın Ağustos ayının sonunda başkent Kabil’i ele geçirmesiyle gazeteciler ülkeden kaçmak zorunda kaldı.

AFGANİSTAN’DAKİ GAZETECİLER İÇİN DURUM KÖTÜ

CPJ’in kayıtlarında yer alan en az iki gazeteci ölmeden önce Taleban’dan ölüm tehditleri aldıklarını bildirmişti. CPJ’nin raporlarından çok öncesinden itibaren gazetecilere saldırıları takip eden Afgan Gazetecilerin Güvenliği Komitesi’nin bir raporu Taleban’ın en az 27 ölümden sorumlu olduğundan şüphelenildiğini ortaya koyuyor. Afganistan istikrarlı şekilde yıllardır CPJ’in listesinin beşinci sırasında yer alıyor, ancak Ağustos ve Eylül aylarında yüzlerce gazeteci ülkeden kaçtı.

Raporda, ‘‘Ülkenin listedeki sıralaması değişmezken ABD askerlerinin ve NATO birliklerinin ülkeden çekilmesi ve Devlet Başkanı Eşref Gani’nin de ayrılmasının ardından Taleban’ın Ağustos ortasında kontrolu ele geçirmesiyle sahada gazeteciler için durum 2021 yılında ciddi şekilde kötüye gitti’’ denildi.

RAPORDA YOK, GERÇEKTE VAR

Raporda da yer aldığı gibi gazeteciler için en tehlikeli yerlerden biri Irak oldu. Açıklanan raporda yer verilmese de gazeteciler için çok büyük tehlike olan yerlerden biri de Kürdistan Bölgesi’dir. Siyasi ve ekonomik krizin derinleştiği, pandemiyle beraber hak ihlallerinin zirve yaptığı Kürdistan Bölgesi, gazeteciler, aydınlar, aktivistler için büyük bir tehlike haline geldi. Kürdistan Bölgesi’nde bu tehlike de KDP ve Barzani ailesinin yönetiminde olan Hewlêr ve Dihok oldu. Raporda yer alma da 100’e yakın Behdinan Tutsakları var. Behdinan Tutsakları hiçbir delil, belge olmadan KDP ve Barzani ailesinin hedef alması sonucunda tutuklandı ve bir yılı aşkın süredir cezaevinde tutuluyor. Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani ve Başkanı Neçirvan Barzani, birçok kez gazeteci ve aktivistleri hedef aldı ve konuşmalarının ardından mahkemeler, tutuklulara yıllarca hapis cezaları verdi.

GAZETECİLER KAÇMAK ZORUNDA KALIYOR

Cezaevinde bunca tutuklu gazeteci, yazar, aydın ve aktivistin bulunmasının yanı sıra dışarda aktif çalışan birçok kişi de KDP, Barzani ailesi ve güvenlik güçlerinin tehditleri sonucunda Duhok ve Hewlêr’i terk ederek, ya Avrupa’ya gitmek zorunda kaldı, ya da Süleymaniye’ye geçti. Gazeteci, aydın, aktivistler için Hewlêr ve Duhok büyük bir tehlike oluşturuyor. Gazeteciler özgür bir ortamda çalışamadığı gibi çoğu zaman haber takibi yapılmasına bile izin verilmiyor.

GAZETECİLERE ENGELLEME

Türk devletinin uzun zamandır Başurê Kürdistan’a yönelik işgal saldırıları var, saldırıların olduğu bölgelerde kimyasal silah kullanıldığı yönünde ciddi açıklamalar var. Gazetecilerin bölgeye gidip, saldırıları ve kimyasal silahın kullanıldığı bölgelerde haber yapmalarına asla izin verilmiyor. Güvenlik güçleri gazetecilerin bölgeye dahi girmelerine izin vermiyor. Gazetecilerin gerçekleri duyurmaya izin verilmiyor.

Rapora ilişkin konuşan Mahoney, ‘‘Adalet, soruşturma ve cezalandırma mekanizmaları tamamen ortadan kalkmasa da çok zayıflamışken bu önemli vakaların hiçbirinin adalete kavuşturulabilmesi mümkün görünmüyor’’ diye konuştu.

Güvenliği için Kanada’ya kaçan Afgan Kadın Gazetecilerin Korunması Merkezi Başkanı Feride Nekzad, meslektaşlarının Taleban’ın evlere ve ofislere zorla girdiği ancak tehditleri ihbar edemeyecek kadar çok korktuklarını anlattıklarını söyledi. ‘‘Kimse bu konuları gündeme getiremez çünkü korkuyorlar’’ diyen Nekzad, ‘‘Güvenlik garantisi olmadığı için geçen gece olanları anlattıklarında bu gece gelip kendilerini alacaklarından ve kaybolacaklarından korkuyorlar’’ diye konuştu.

‘KORKU VE OTOSANSÜR ARTTI’

Mahoney’e göre gazetecileri tehdit eden ve öldürenlerden nadiren hesap sorulduğu için gazeteciler arasında korku ve otosansür arttı. Mahoney, ‘‘Cezasızlık gazeteciliğin bir kanseri. Karanlıklara ışık tutma korkusu içinde yaşadıkları için gazetecilerin kendini sansürlemesine neden oluyor. Bir ülkede gazetecilerin katilleri serbest olduğu sürece o ülkede gazetecilik tehlike altındadır’’ diye konuştu.

CPJ’in 10 yıl önce ilk cezasızlık raporunu yayınlamasından bu yana listenin ilk sıralarındaki birçok ülkede durum değişmedi. Ancak basın özgürlüğü savunucuları katillerden hesap sormayan ülkelerin gözlemlenmesi ve bunlara baskı yapılmasının gerekli olduğu görüşünde.

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin