‘CPT Türk devletinden talimat alıyor’

XURBAT TALLÎ-MEXMUR

1999 yılında gelişen direniş ve çalışmalar düzeyinde bir çalışma yapılmış olsaydı Önder Apo’nun üzerindeki tecridin bu denli ağırlaşmayacağını belirten Mexmurlular, Kürt halkını CPT kurumu önünde geniş çaplı eylemler yapmaya çağırarak, sessizliğinizin Türk devletiyle işbirliği anlamına geldiğini söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen tecride karşı Rojnews’e konuşan Mexmur’da bulunan Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampı sakinleri, Kürt halkını tecride karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

‘Önderlik üzerinde büyük bir tehdit var’

Konuşmasına, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için herkesin çaba göstermesi gerektiğini belirterek, başlayan Fadile Pîranî şunları söyledi: “Kürt halkı ve özgürlükçü insanlar Önderliğin durumu için elinden geleni yapmalıdır. Aslında Önderliğe uygulanan bu işkence ve tecrit sınırları aşmıştır. Önderliğin cezaevinde bu yaşta yürüttüğü direniş kelimelerle ifade edilemez. Önder Apo 25 yıldır İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor ve son üç yıldır ondan hiçbir biçimde haber alınamıyor. Önderliğin ne ailesi ne de avukatları ile görüştürülmesine izin verilmiyor. Bu durum hepimizi kaygılandırıyor. Dolayısıyla vicdanı olan herkesin Önderliğe uygulanan bu zulme karşı ayağa kalkması gerekir.”

‘Bu sessizliği kabul etmiyoruz’

Fadile Pîranî, CPT’nin İmralı’ya gidişine dikkat çektiği konuşmasını şöyle sürdürdü: “CPT, İmralı’ya gitti ancak İmralı’yla ilgili raporunu hiçbir şekilde paylaşmadı. CPT, Türk devletinden talimat aldığından uluslararası bir kurum olarak Önderliğin durumuna ilişkin bir açıklama yapmıyor. Oysaki CPT’nin uluslararası bir kuruluş olarak tüm cezaevlerindeki hak ihlallerini incelemesi gerekir. Önderliğe ve tüm cezaevlerine uygulanan bu zulme CPT’nin sessizliği neden olmuştur. CPT ismine layık değildir. Cezaevleriyle ilgilenenler vicdani yaklaşmalıdır. Cezaevlerini ziyarete gidiyor ve ancak dışarıda bu konuda bilgi vermiyorsa ziyaretinin hiçbir faydası ve anlamı yoktur. Ayrıca Önderlik için yapılan bu çalışmalar oldukça zayıftır.  Önderlik, toplumun öncülerinin kadın ve gençler olduğunu bunun için en çok onların ayağa kalkması gerektiğini söylüyor. Bu nedenle bu sessizlik kabul edilemez. Sessizlik Türkiye ile iş birliği anlamına geliyor. Kürt halkını tecride karşı CPT kurumu önünde geniş çaplı eylemler düzenlemeye çağırıyoruz.”

‘Esaret bununla sınırlı değil’

Aynı konuya ilişkin konuşan Yusuf Sidar adlı yurttaş ise şunları söyledi: “Önder Apo 25 yılı aşkın bir süredir İmralı’da rehin tutuluyor. Önderlik, Kürt halkının tarih boyunca sahip olduğu özgür iradesini kendi iradesi olarak görüyor. Bu özgür irade Önderliğe güç ve irade verdi. Şüphesiz Önderliğe uygulanan tecridin tüm Kürt halkına uygulandığını çok iyi biliyoruz. İşgalciler tecritle Önderliği halktan koparmak istiyor. Önderliğin demokratik toplumun manifestosu haline gelen felsefesi, düşmanı boşa çıkardı. Şu anda İmralı’da uygulanan bu tecrit, komplo güçleri ve gladyo tarafından yürütülüyor ve Türkiye de bunun bir parçası. Sorunun çözümü adı altında Önderlikle bazı toplantılar gerçekleştirdiler. Önderlik çözüm ve barış için en küçük bir kıvılcımı bile değerlendirmek istedi. Ancak Önderlik onların çözümden yana samimi olmadığını gördükten sonra tutumunu ortaya koydu. Önder Apo bu tavrıyla, ‘beni fiziki olarak esir alsanız bile asla irademi teslim alamayacaksınız’ mesajı verdi. Önder Apo onlara  teslim olmadığı için tecridi daha da ağırlaştırıyorlar. Önder Apo’nun Kürt halkı ve dünya için ortaya koyduğu çözüm projesine yönelik büyük bir saldırı var. Tüm bu saldırılara karşı Kürt halkının ve dostlarının direnişi ve çalışmaları önemli ölçüde gelişti. Yapılan bu eylemler Önderlik üzerindeki tecridi büyük bir ölçüde anlamsız hale getirdi.”

Yusuf Sidar son olarak şunları söyledi: “Eğer Önderliğin özgürlüğüne yönelik çalışmalarımızı 1999’daki düzeye getiremezsek bu tecridi kıramaz ve Önderliğimizi özgürleştiremeyiz. Mexmur halkı olarak üzerimize düşen sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz.  Dolayısıyla herkesten çok Önderliğimizin özgürlüğü için mücadele etmeliyiz. Önderliğimizi fiziki olarak içimizde görmediğimiz sürece eylemlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

fm