17 Temmuz: Barutsuz darbe

17 Temmuz 1968’de Irak Baas Partisi, Abdulrahman Arif hükümetine karşı bir darbe gerçekleştirdi. Aynı yılın 30 Temmuz’unda ise Ahmet Hasan Bekir ve Saddam Hüseyin, daha önce destekledikleri ordu subaylarına beyaz darbe gerçekleştirerek 35 yıl iktidarı ellerinde bulundurdular.

1958 yılında Irak’ta paşaların iktidarı yıkıldıktan sonra darbe üzerine darbeler gelişti. 10 yıl içerisinde 4 askeri darbe gelişti. Tarihçiler, Irak’taki huzursuzluğun kaynağını 1968’deki gelişmelerden aldığı konusunda hemfikir. Bu tarihten sonra Güney Kürdistan katliamlara halkı daha fazla uğradı.

17 Temmuz: Barutsuz darbe

17 Temmuz 1968 sabahı Baas Partisi, Başkanlık Sarayının etrafını sardığında Ahmet Hasan Bekir, Irak’ın o dönemki cumhurbaşkanı Abdulrahman Arif’i arayarak, “Artık cumhurbaşkanı değilsin, yapacağın en iyi iş bir an önce Irak’ı terk etmek olacaktır” dedi.

Birçok kişi bu olayı beyaz darbe, ya da 2. Baas Darbesi diyor. Bazılarına göreyse yaşananları ‘barutsuz darbe’ olarak tanımlıyor. Abdulrahman Arif, cumhurbaşkanlığı görevinden uzaklaştırıldı. Baas’çılar ve birkaç Irak subayı, iktidara geçtiler.

Irak ordusunun başında olan Abrulrahman Arif, kardeşi Abdulselam Arif’in şüpheli ölümünün ardından 1966 yılı ortalarında Irak’ın cumhurbaşkanı oldu. Abdulrahman Arif, cumhurbaşkanı seçildiği döneme kadar doğrudan siyasete karışmıyor ve askeri kimliğiyle hareket ediyordu.

1960’lar Irak Arap milliyetçilerinin etkisi altındaydı. Bu nedenle de Abdulrahman Arif, Mısır devleti ve Irak ordusunun desteğini alarak cumhurbaşkanlığı postunu kontrol altına aldı. Bu durum, kendi iktidarı için bir tehlikeye işaret ediyordu. Zira kendi hakkıyla cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmamıştı.

Abdulrahman Arif’in 2 yıl süren iktidarı, tarihçiler tarafından Irak’ın huzurlu yılları olarak tanımlanmaktadır. 2 yıl içerisinde Irak’ın diğer devletlerle olan ilişkileri ilerlemiş, Kürtler ve Irak arasındaki ilişkiler düzelmişti.

Tarihçiler, Abdulrahman Arif’i gelişmeler karşısında tecrübesiz olduğunu ve etrafındaki kişilerden etkilendiğini ifade ediyor. Bu durum onun kişiliğinin zayıf bir noktasını temsil ederken ikinci bir darbeye de zemin oluşturdu.

 17 Temmuz darbesi Irak’ı uzun süre kan akan ülkesine çevirdi

Baas Partisi, Abdulrahman Arif tarafından siyaset meydanından uzaklaştırılarak muhalif bir pozisyona sürüklemişti. O dönemler, bir grup genç tarafından yönetiliyordu. Devlet ve ordu içerisindeki etkinlikleri oldukça zayıftı. Uluslararası güçler ve Arap devletleriyle fazlaca ilişkileri yoktu ancak siyasette oldukça tecrübeliydiler. Irak ordusunda ve güvenlik birimlerinde geliştirdikleri ilişkilerle başbakanlık makamına giden yolun kapısını aralayarak iktidar olabildiler. Irak Partisi’nin o dönem bilinen yetkilileri şunlardı: Ahmet Hasan Bekir, Salih mehdi Emaş, Herdan Tikriti, Saddam Hüseyin ve Salih Ömer Ali. İsimlerin birçoğu Saddam Hüseyin tarafından ya öldürüldü ya da partiden uzaklaşmaya mecbur bırakıldılar.

17 Temmuz darbesi nasıl gelişti?

Baas Partisi’nin tek başına iktidara gelebilecek gücü yoktu. Bu nedenle ordudaki etkin isimlerle güçlü ilişkiler geliştirdiler. Baas Partisinin ilişki geliştirdiği en bilinen etkili isimler arasında cumhurbaşkanlığı savunmasından İbrahim Dawid, Askeri İstihbarat Başkanı Yardımcısı Abdulrezak Nayif ve Tank Tugayı Komutanı Sadun Xedan bulunuyordu.

Planlarına göre Baas Partisi darbesini 14 Temmuz 1968’de, yani 1958’de gerçekleşen darbenin onuncu yıldönümünde yapacaklardı. Ancak darbe 17 Temmuz’a ertelendi. 17 Temmuz sabahı bir grup Baas Partisi yetkisi, başbakanlık sarayının etrafını sardı. Daha önce anlaştıkları gibi bir engellemeyle karşılaşmadan Baas Partisi cumhurbaşkanlığı konutu ve cumhurbaşlanlığı radyosuna el koydu.

17 Temmuz’da 1 numaralı beyanname Herdan Tikriti tarafından okundu. Beyannameye göre iktidar şu şekilde bölüştürülmüştü: Cumhurbaşkanı Ahmet Hasan Bekir, Başbakan Abdulrezak Nayif, Savunma Bakanı İbrahim Dawid, İçişleri Bakanı ise Selah Mehdi Emaş idi.

Daha iktidara gelinir gelinmez ordu ve Baas Partisi arasında çelişkiler başladı. Bu nedenle sadece 2 hafta içerisinde Abdulrezak Nayif kabinesi fes edildi, İbrahim Dawid gözaltına alındı ve İspanya’ya sürüldü.

O dönem 31 yaşında olan Saddam Hüseyin çiftçilerden sorumlu ofisin başında duruyordu. Temmuz ayının sonlarına doğru Baas rejimi Irak’ın tüm iktidarını ele geçirdi. Ardından Baas partisinin kendi içerisindeki iktidar sürtüşmeleri başladı. İktidar kavgasında geriye bir tek Saddam Hüseyin kaldı.

Baas Partisi’nin ‘Devrim’ olarak tanımladığı 17 Temmuz darbesi, Irak’ın hala içerisinden çıkamadığı karanlık bir kuyuya sürükledi.

Bunları da beğenebilirsin