Geçtiğimiz günlerde Mesud Barzani, bir gerçeğe dikkat çekerek Barzan bölgesinin tarihte ilk defa Osmanlılar tarafından yakıldığını belirtti. Ancak görülen o ki Barzani ailesi tarihten ders çıkarmamış ve Şêx Abdulselam Barzani’yi idam edenlerle ortaklaşıyor, onlara Kürdistan topraklarını altın tepside sunuyor.
‘Kürtler tarihten ders çıkarmıyor’ sözü, tam da Barzani ailesi için söylenmiş gibidir. Şimdilerde Barzaniler Şêx Abdulselam ve 7 arkadaşını idam eden Osmanlı devletinin mirasını devralan Türk devletiyle dostluk kuruyor.
Barzaniler, ihanet çizgisini temsil ederek tarihte Barzan topraklarını ilk defa yakıp yıkan ve Şêx Abdulselam Barzani ile arkadaşlarını idam eden Osmanlı devlerinin yeniden canlanmasına yardımcı oluyor.
18 Haziran’da Hewlêr’de bulunan Saad Abdullah Salonunda KDP lideri Mesud Barzani’nin hazır bulunduğu bir buluşmada Barzan devrimiyle ilgili kitapların tanıtımı yapıldı. Buluşmada tarihte idam edilen Barzanilerden de söz edildi.
KDP lideri Mesud Barzani, tarihte ilk defa Barzan topraklarının Osmanlı devleti tarafından yakılıp yıkıldığını belirterek, “Tarihte ilk defa 1892 yılında Barzan toprakları Osmanlı devleti tarafından yakılıp yıkıldı. Baas rejiminin yıkılmasına dek Barzan toprakları 16 defa yakılıp yıkıldı” dedi.
Aynu buluşmada söz alan KDP’li Duhok Valisi Ali Teter de aynı olaya değinerek şunları söyledi: “109 kişi Abdulselam Barzani ile beraber yargılandı. 12 kişi hakkında idam kararı verildi. Osmanlıların 5. Padişahı Sultan Mehmet Reşit, idam kararlarını onadı.”
Ali Teter, 12 kişi hakkında idam kararı verildiğini ancak 7 kişinin idam cezasının gerçekleştirildiğini belirterek, “Osmanlının tüm belgeleri Kürtlerin iradesinin teslim alınmak istendiğini ortaya koyuyor” dedi.
Barzani, söz konusu tarihi gerçekliği dile getirerek Kürtlere Türklerin hangi devlet ismiyle olursa olsun, Kürtleri katlettiğini, topraklarını yağmaladığını hatırlatmış oldu.
Şêx Abdulselam kimdir?
Şêx Abdulselam Barzani, birinci Şêx Abdulselam Barzani’nin oğlu olan Şêx Mihemed’in en büyük oğludur. Aynı zamanda Mela Mistefa Barzani’nin ağabeyidir. Abdulselam, 1887 yıllarında Barzan köyünde doğmuştur. 6 yaşında din eğitimine başlamış, babası Şêx Mihemed’in ölümünden sonra 1903’te Nakşibend Şeyhi olmuştur.
Şêx Abdulselam, bölgedeki aşiret liderleriyle ve saygın şahsiyetlerle ilişki kurar. Bütün çabaları, Kürtleri Osmanlı zulmünden kurtarmaktır. Bu çerçevede Kadiri tarikatı şeyhlerini ziyaret eder, “Bağımsız Kürt Cemiyeti, Kürt Teali ve Teraki Cemiyeti, Hêvî Cemiyeti” gibi Kürt cemiyetlerle ve Şêx Mehmudê Hefid, Şêx Ebdullahê Neri ve Simko Şikaki gibi isimlerle ile ilişkiler kurar.
Şêx Abdulselam Barzani 1907’de yılında Nuri Mihemed isimli Kadiri tarikatı yöneticisini ziyaret eder. Ardından, bazı taleplerini telgraf yoluyla Sultan Abdulhamid’e iletir.
Sultan Abdulhamid’e şu taleplerde bulunur:
1-Kürtçe Kürt bölgelerinde resmi dil olsun
2-Kürdistan’da eğitim Kürtçe olmalı
3-İlçelerin idaresi, yöneticileri ve çalışanları Kürtlerden oluşmalıdır. Aynı zamanda bütün çalışan ve yöneticiler Kürtçe bilmeli.
4- Vergiler aynı kalmalıdır. Alınan vergiler Kürdistan’da yol yapımı ve okulların inşası için kullanılmalıdır.
Telgraf aynı zamanda Şêx Ebdulaye Nehri, Emin Eli Bedirxan ve Feriq Şerif Paşa’ya da gönderilir. 1907 senesinin baharında Şêx Abdulselam, Brifkan köyündeki Kadiri tekkesinin lideri Şêx Nur Mihemed Brifkani’nin evinde önemli bir toplantı gerçekleştirir. Bu toplantıya Kürt aşiret liderlerinin önemli bir kısmı katılır. Toplantıya katılan herkes, belirtilen taleplerin korunacağına söz verir.
Şêx Abdulselam yalnız kaldı
Talepler Sultan Abdulhamid’e ulaştığında, Sultan Abdulhamid talepleri ayrıcalık olarak adlandırır. Kürtlerin haklı taleplerine karşı savaş fermanı verir. 1907’de Barzan’a asker gönderir. Talepleri koruyacaklarına söz veren herkes, Şêx Abdulselam’a sırtını döner ve Abdulselam’ı yalnız bırakır. Osmanlılara karşı tek başına savaşan Şêx Abdulselam bir yıl mücadele ettikten sonra Barzan’dan çekilmek zorunda kalır.
Abdulselam Barzani geri çekildikten sonra, Osmanlı askerleri Barzan’ın birçok bölgesini ateşe verir, kadın ve çocukları esir alır. Henüz 3-4 yaşlarında olan Mela Mistefa Barzani’de annesiyle birlikte esir alınır ve Musul zindanında kalır.
Şêx Abdulselam Barzani 1908’de bir kez daha Barzan’a döner ve gücünü toplar. Barzani, Barzan’daki Şirin Dağı’nda bir kez daha örgütlenir. Şêx Abdulselam aynı yıl Barzan’daki Osmanlı güçlerine saldırır ve Osmanlı güçlerini Barzan’dan çıkarmayı başarır. Daha sonra Osmanlılar Şêx Abdulselam ile görüşme talebinde bulunur ve barış sağlanır. Anlaşmadan sonra Barzan’daki bütün esirler özgür bırakılır ve zararların tazminatları ödenir.
Osmanlı askerlerine öncülük eden kişi bir Kürt’tü
Taraflar arasındaki ateşkes 1913’e kadar devam eder. 1913 yılından sonra Amed’li Süleyman Nazif, Musul Valisi olduktan sonra Barzan’a büyük bir askeri güç gönderir. Şêx Abdulselam’a göre Osmanlılar onlardan daha güçlüdür. Bu nedenle savaşmadı ve Doğu Kürdistan’a geçer. Şêx Abdulselam Rojhilat’ın Urmiye yakınlarındaki Rajan köyüne, Seyyid Taha Nehri’nin yanına gider.
Osmanlı Devleti, Şêx Abdulselam Barzani’nin esir alması veya öldürülmesi karşılığında büyük ödüller vereceğini söyler.
Şêx Abdulselam Barzani, bu süre içerisinde Simko Şikaki ile görüşme yapar ve birlikte Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e geçerler. Rus Çar’ı yetkilileri ile alışveriş yapar. Daha sonra Çar, Kürt milli mücadelesine destekte bulunacağını söyler.
Şêx Ebdulselam Barzani bir Kürt tarafından Osmanlılara teslim edilir.
Şêx Abdulselam 3 arkadaşıyla birlikte Doğu Kürdistan’a geçer. Orada Gengeçin köyü ağası Sofi Abdullah, Abdulselam’ı misafirliğe davet eder. Bunun üzerine Abdulselam, Sofi Abdula’nın davetini kabul eder. Köy ağası Sofi Abdullah, Abdulselam ve 3 arkadaşına ihanet eder ve onları Osmanlı devletine teslime eder.
Şêx Abdulselam’ı Musul zindanında sürgün ederler ve yargılandıktan sonra Süleyman Nazif’in fermanıyla bir kez daha Barzan köyüne saldırırlar. Şêx Abdulselam, 3 arkadaşıyla birlikte 14 Aralık 1914’te asılarak idam ediliyor.
Abdulselam Barzani’nin ihanetle Türklere teslim edilmesi, idam edilmeleri ve Barzan topraklarının yakılması aradan geçen 110 seneye rağmen Barzaniler tarafından unutulmuş değil. İlginç olan ise Barzani ailesinin kendisi bu tarihi gerçekliğe sırtını dönmüş ve Osmanlının mirasını taşıyan işgalci Türk devletinin Kürdistan topraklarını işgal etmesine yardımcı olmaktadır.
Sorulması gereken temel soru şu: Bugün Şêx Abdulselam Barzani yaşasaydı ve ardıllarının kendisini idam eden devletle ortaklaştığını, Kürdistan Bölgesini bir altın tepside düşmana sunduklarını, gerillanın yerlerini düşmana bildirdiklerini görseydi nasıl bir tepki verecekti?