Bir referandum serüveninin trajik sonu: 16 Ekim

Kürdistan Bölgesi’nde 25 Eylül 2017’de yapılan “Bağımsızlık” referandumu sonrasında 16 Ekim 2017 tarihinde meydana gelen olaylar üzerinden 5 yıl geçti. 16 Ekim olayları öncesinde pêşmergelerin kontrolünde olan Kerkük, Xurmatu, Daquq, Hewice, Şengal, Mexmur Irak ve Haşdi Şabi’nin kontrolüne geçti. Büyük mücadeleler sonucunda elde edilen alanlarla birlikte Güney Kürdistan’ın yüzde 51’i kaybedildi.

Irak ve Haşdi Şabi güçlerinin birçok bölgeyi kontrol altına almasının ardından başta Kürt olmak üzere ve birçok kesim şu soruyu sordu: “Irak güçleri binlerce şehidin mücadelesiyle kazanılan bölgelere neden saldırdı?”

Ortaya çıkan tartışmalar ve değerlendirmelerde Kürdistan Bölgesi’nde yürütülen yanlış politikalara ve “Bağımsızlık” referandumu olduğu belirtildi.

Tartışmalı bölgeler

DAİŞ çeteleri 2014 yılında Irak’ta birçok vilayet ve ilçeyi işgal etmesinin ardından yönünü tartışmalı bölgeler olan Kerkük, Xurmatu, Maxmur, Şengal, Hawice’e çevirdi. Anayasası’nın 140’ın maddesine göre bu bölgelerin statüsü Irak’ın ilgisizliğinden dolayı bir türlü belirlenmedi. Tartışmalı bölgelerden birçok alan çetelerin kontrolüne geçti.

DAİŞ çetelerinin saldırıları sonrasında Irak güçlerinin bölgeden çekilmesiyle Pêşmerge ve PKK güçleri çetelere karşı ortaya koyduğu büyük bir direnişle tartışmalı bölgeleri özgürleştirdi. Bu alanların özgürleştirilmesiyle birlikte özellikle Kerkük’te meclisler, farklı grupların temsiliyeti için kurumlar kuruldu. Irak bayrağının yanında Kürdistan Bölgesi bayrağı asıldı.

Devletlerin karşıt çabaları

Tartışmalı bölgelerin özgürleştirilmesiyle birlikte bu kez Türkiye, İran ve diğer güçler petrol hesaplarıyla bölgeye müdahale hesapları yapmaya başladı. Musul’un Başika ilçesinde askeri üsleri açan Türkiye, bir yandan çeteler aracılığıyla baskı kurmaya çalışırken, öte yandan “Kerkük’te başka bayrak istemiyoruz ve asılan bayrak yerinde kalmayacak” gibi açıklamalarla Kürdistan Bölgesi yönetimini tehdit ediyordu.

Referandum

Ortadoğu’da birçok siyasi dengenin çatıştığı ve özellikle Suriye ve Irak’ta büyük bir belirsizliğin yaşandığı dönemde Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, 2017 yılında bir kez daha referandumu gündeme getirdi. İlişkilerin, ittifakların her an alt üst olduğu bir dönemde, konjektörlere göre değişimlerin olduğu, egemen güçlerin “çıkarlar” doğrultusunda hareket ettiği bir dönemde referandumun gündeme gelmesi büyük tartışmaları da beraberinde getirdi. Barzani’nin referandum kararına İsrail’den başka hiçbir devlet destek vermedi. Kürdistan Bölgesi yönetimine referandumdan dolayı tehditler yapılıyordu. Referandumdan önce Kürdistan Bölgesi yönetimiyle çok iyi ilişkileri olan Türkiye’de tehditler savurup, referandumun yapıldığı taktirde birçok yaptırımlarının olacağını belirtiyordu.  Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, “Musluğu kapatırsak açlıktan ölürsünüz”, “Otur yerinde, daha ne istiyorsun” açıklamalarıyla Barzini’yi açık bir şekilde tehdit ediyordu. Tüm yaşananlara rağmen 25 Eylül’de referandum yapıldı.

Devletlerin saldırıları ve kaybedilen kazanımlar

Referandumdan “Evet” çıkmasıyla birlikte Kürdistan Bölgesi’nin birçok merkezinde kutlamalar yapılırken, aynı saatlerde referanduma karşı olan güçler de itirazlarını dile getiriyordu. Irak hükümeti referandumun “yasa dışı” olduğunu belirterek müdahale tehdidinde bulunuyordu. Aynı zamanda Irak Federal Mahkemesi de referandum sonucunu reddetti.

Iran ve Türkiye de Kürdistan Bölgesi yönetimine ambargo, müdahale tehditlerinde bulunuyordu. Türkiye referandumun ardından İran ve Irak’la diplomasi ilişkiler geliştirip, Kürtlere karşı politikalar geliştirmek istiyordu. Erdoğan, “Kürdistan Bölgesi hükümetiyle ilişkilerimizin en iyi olduğu bir dönemde bu adımı atacaklarını düşünmemiştim. Ama hangi adım atmamız gerekirse atacağız” diyerek, tehditte bulunmuştu. Aynı dönemlerde Türk ve Irak ordusu Güney Kürdistan sınırında ortak askeri tatbikat yaparak Kürdistan Bölgesi yönetimine gözdağı veriyordu.

Uçuşlar durduruldu

29 Eylül’de Irak Başbakanı Haydar Ebadî Güney Kürdistan’ın uçak seferlerinin tümünü durdurdu. Türkiye, İran ve birçok ülke Güney’e uçak seferlerini durdurdu. Yine sınır kapıları kapatıldı.

16 Ekim ve yüzde 51’lik toprak kaybı

Tehdit ve ambargolara karşı, Kürdistan Bölgesi hükümeti Iraklı yetkililerle temasa geçmek ve görüşmelerin yeniden başlamasını sağlamak istedi. Ancak Irak hükümeti görüşme taleplerine, “Şayet referandum iptal edilmez ve yüksek mahkemenin kararı yerine getirilmez ise görüşmelerin olmayacağı” cevabını verdi.

16 Ekim 2017’de Irak ordusu ve Heşdi Şabi güçleri Kerkük, Xurmatu, Daqoq ve Hewîce’ye saldırdı. Peşmerge güçleri bu saldırılardan sorumlu üstlerinden talimat alarak, saldırıların yapıldığı bölgeden geri çekildi. Küçük bir PKK gurubu Kerkük’teydi, saldırılara karşı direniş içindeydi. Fakat hem sayılarının az olması hem de imkanlarının olmaması dolayısıyla geri çekilmek zorunda kaldılar.

Peşmerge güçleri Kerkük’ün kuzeydoğu Qerehencîr kasabasına, Kerkük’ün kuzeyinden Teq Teq kasabasına kadar geri çekildi. Xurmatu kasabasında sınırında bulunan peşmerge güçleri Zinanê kasabasına döndü.

Göç

Tartışmalı bölgelerde saldırılara maruz kalan halk bu kez göçe mecbur bırakılmıştı.

17 Ekim’de Irak ordusu ve Heşdi Şabi güçleri Şengal, Xaneqîn, Mexmur bölgeleri ile Gulale kasabasını ele geçirdi. Mexmur sakinleri Şehit Rüstem Cudi (Mexmur) kampına sığınmak zorunda kalmışlardı. 18 Ekim’de Irak ordusu ve Heşdi Şabi güçleri Pirdê kasabasına kadar gelmişlerdi.

Türkiye’nin sevinci

Türk yetkililer tüm bu gelişmeler sonrası her fırsatta sevinçlerini dile getirmekten geri durmadı. Erdoğan, “İran ve Irak hükümeti ile ortaklaşarak Kerkük oyununu bozduk” diyordu. Türkiye, ardından birçok yöntem deneyerek Türkmenleri çıkarlarının bir parçası haline getirmek istedi. Türkmenlerin can güvenliğini bahane etti. Türkmen adıyla bölgeye çete grupları yerleştirmek istedi. Tüm bu girişimler kapsamında 500 kişinden oluşan bir grup “güvenlik kurumu” adıyla eğitildi. Daha sonra silahlı bu grup Türkmen Cephesi kurumlarına yerleştirildi.

Irak hükümeti Güney Kürdistan sınırlarını kontrolü altına aldı

Bu arada Bağdat yönetimi Kürdistan Bölgesi hükümetinden tüm havaalanları, sınır kapıları, sınır güvenliklerini kendilerine devretmelerini istiyordu. Tehditler sonucu Irak güçleri Güney ve Kuzey Kürdistan sınır bölgelerine konuşlandı.

Ekonomik kayıp

Kürdistan Bölgesi hükümetinin 16 Ekim öncesi açıklamalarına göre, bölgede günde 630 bin varil petrol satılıyor ve bu da yılda 10 milyar 659 bin dolara tekabül ediyordu.

Petrolün büyük bir bölümü 2014 ve sonrası Türkiye’ye gönderiliyordu. Ancak ortaya çıktı ki Türkiye 25 Eylül referandumu öncesi petrol paralarına el koymuştu. Kürdistan Bölgesi yönetimi, “Çıkan bir sorun nedeniyle” petrol paralarının ödenmesinin geciktiğini iddia ediyordu.

16 Ekim sonrası Kerkük bölgesinde çıkan petrol ve elde edilen petrol geliri yarı yarıya düşmüştü. Bu sebeple bölgede ekonomik kriz patlak verdi. Çalışanların maaşları ödenmedi. Yine sınır kapılarının kapatılması ve uçuş yasakları ile ürün fiyatları artış yaşandı.

Siyasi iradenin kayboluşu

Siyasi anlamda büyük bir kayıp oldu. 16 Ekim’den sonra Kürdistan Bölgesi yönetimi referandumu iptal etmek zorunda kaldı. Referandumdan önce “zaten yerine getirildi” denilen 140’ıncı madde bir kez daha gündeme getirildi ve Irak hükümetinden bu maddenin gerekliliklerinin yerine getirilmesi istendi. Ancak Bağdat bu istekleri dinlemedi. Hewlêr yönetimi bütün hakaret, tehdit ve saldırılara rağmen çaresiz kalarak, Türkiye ile ilişkiler kurmak ve taviz vermek zorunda kaldı. İşgalci Türk devleti ile referandum sonrası geliştirilen ilişki o kadar derinleştirildi ki KDP ve Kürdistan Bölgesi yönetimi Güney Kürdistan topraklarının tümünü Türk devletinin işgaline açtı.

İşgalci Türk devleti 2017’den bu yana başlayan ve 2022 yılının Nisan ayında zirveleştirdiği işgal saldırılarına KDP öncülük etmeye devam ediyor. Türk devleti Kürdistan Bölgesi’nin tüm dağ ve tepelerini kimyasal silahlara boğarken KDP, gaz maskelerine operasyon düzenlediği haberleri servis ediyordu. Özellikle Behdinan Bölgesi’nde milyonlarca ağaç kesilirken KDP Kürdistan’ın ağaçlarını katleden balta olma görevini üstlendi.

Türk devleti Güney Kürdistan’da 30 kilometre kadar alanı işgal etti ve yeni karargahlar kurdu.  Saldırılarına aralıksız devam etti ve yüzlerce sivili katletti. Verilen tavizlerin sonucunda sınır ticareti arttı. Hewlêr havaalanı bir kez daha açıldı. Türk yetkililerin açıkladığı verilere göre, Türk devleti en çok ihracat yaptığı 3 devletlerden biri Irak’tır. Türkiye Irak’a yıllık 600 milyon dolar ihracat yapıyor.

 Güney’deki partilerde parçalanma arttı

16 Ekim olaylarından sonra KDP ve YNK birbirini ihanetle suçladı. KDP, YNK’yi Kerkük ve Xaneqin’i satmakla suçlarken, YNK ise KDP’yi Mexmur ve Şengal’i satmakla suçladı. Ancak 16 Ekim olaylarından önce referanduma karşı çıkan tarafları ve kişileri “ihanetçi” olarak adlandırıyorlardı.

Görevi zaten sona eren Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani istifa etmek zorunda kaldı. Barzani görevlerini, parlamento, hükümet ve yargıyla paylaştırdı.

Irak Parlamento seçimlerinin yapıldığı 12 Mayıs 2018 seçimlerinden sonra, KDP ile YNK arasında Cumhurbaşkanlık seçimleri üzerinde tartışma ve suçlamaları baş gösterdi. Daha önceki anlaşmalara göre, Cumhurbaşkanı YNK’nin aday gösterdiği Kürtlerden seçiliyordu.  Ancak bu sefer KDP,  “Bu durum Mam Celal zamanında kaldı” bahanesiyle cumhurbaşkanlığı almak istedi ve KDP’den birini aday gösterdi. Referandumdan önce Bağdat yönetimi ile görüşme yapmayan Kürt parti temsilcileri tartışmalar üzerine Bağdat’a giderek, diplomasi yürüttüler.

Halk eylemleri

Toprak kaybı, ekonomik ve siyasi kazanımların kaybedilmesi, Güney Kürdistan’daki halkta büyük tepkilere yol açtı. Halkta oluşan hırs, 2017 yılının aralık ayında bütün köy, ilçe ve kentlerde yürüyüş ve eylem olarak kendisini gösterdi.  Halk bu eylemlerle, parti ve hükümete inançlarının kalmadığını belirterek hükümetin istifa etmesini istedi.  Halkın tepkisi seçimlere de yansıdı ve 12 Mayıs 2018’de gerçekleştirilen Irak Parlamento seçimleri, 30 Eylül 2018’de gerçekleştirilen Kürdistan Bölgesi Parlamento seçimlerinde halkın seçime katılım oranı çok az oldu.

 

Bunları da beğenebilirsin