9 Ekim Anlaşmasını gerçekleştirmek için Irak ordusu, Kazımi’nin emriyle 2022’de Şengal’de Êzidi Asayişi ile YBŞ-YJŞ güçlerine saldırdı ve yoğun çatışmalar yaşandı. Irak’taki siyasi krizden faydalanan KDP, şimdi de Şengal meselesini yeni hükümetin kurulması için bir pazar haline getirmek istiyor.
Kazımi hükümeti 9 Ekim Anlaşmasını yerine getirilmesi için Türk devleti ve KDP ile 2021 yılı boyunca Şengal’de askeri, siyasi ve toplumsal saldırılar gerçekleştirerek özel savaş politikalarını derinleştirdi. Ancak bu saldırılara karşı Êzidi ve Şengal halkı yılmadan direnerek saldırıları sonuçsuz bıraktı. Bu sebeple Kazımi hükümeti 2022 yılına yeni bir programla başladı. Türk devleti ve özellikle KDP, Irak ordusunun Şengal’de Êzidi Asayişi ve YBŞ ile savaşması için Kazimi’ye baskı yapıyordu.
Yıl başından bu yana, Kazımi hükümeti Şengal’e yönelik saldırılarını savaş merhalesine yükseltti. On binlerce Irak ordusu askeri askeri zırhlı araçlar ve ağır silahlarla Şengal’in bütün köy, mahalle ve ilçelerine konuşlandırıldı. Resmi olarak açıklanmadı ancak Irak ordusu Şengal’de olağanüstü savaş durumundaydı ve sanki bir devletle savaşmak istercesine Êzidi ve Şengal halkına yönelmişti. 2022 kışında ve ilkbaharında, Irak ordusu Kazimi hükümetinin emriyle Şengal’e karşı büyük baskılar yürütüldü. Bu plan çerçevesinde Mart ayı başında Irak ordusu Sengal ile Rojava Kürdistan’ın sınırına duvar örmeye başladı. Amaç, Şengal ile Rojava’yı birbirinden ayırmak ve Şengal’i kuşatmaktı. Yine Êzidi halkı ile Arap halkını ayırmak için Êzidi ve Arap köyleri arasına çitler çekildi. Kazımi hükümetinin planı her geçen gün daha da netleşiyordu. Amaç önce Şengal’in kuşatılması ve ardından saldırıların başlatılması olacaktı.
Irak ordusu Digur Asayişini kuşatmaya aldı
18 Nisan 2022’de Irak ordusu, Kazımi hükümetinin emriyle Digur halkı üzerine büyük bir kuvvet göndererek Êzidi Asayiş güçlerinden görev yerlerini terk etmelerini istedi. Ordunun kuşatması ve saldırıları sonucunda karşılıklı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar Şengal’in farklı bölgelerine yayıldı. Êzidi Asayişi konusu, 9 Ekim Anlaşmasının ana konularından biriydi. Diğeri ise, bu saldırılardan bir gün önce işgalci Türk devleti 17 Nisan’da gerilla bölgelerine yönelik yeni bir işgal saldırısı başlatmıştı.
Teslimiyet ve kuşatma politikasına karşı Şengal savunma güçleri direndi ve savaş 18-19 Nisan günleri boyunca devam etti. Uzun süreli ve kapsamlı bir savaş tehlikesinin ortaya çıkmasından ötürü bazı taraflar diyalog ve toplantı zemini oluşturmaya çalıştı. Şengal Özerk Yönetimi ve YBŞ-YJŞ güçleri bu toplantıların önünü açarak 20 Nisan’dan itibaren diyalog ve görüşme sürecini başlattılar. Bu çerçevede hem Bağdat’ta hem de Şengal’de çeşitli görüşmeler yapıldı.
Özerk Yönetim çözümü, Kazımi savaş yollarını arıyor
Şengal Demokratik Özerk Yönetim, Özerk Yönetimin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte çözüm mesajını ve direniş duruşunu 24 Nisan’da yaptığı bir açıklama ile duyurdu. Özerk Yönetim, Irak federal devleti ile sorunları çözmeye hazır olduklarını belirtti. Ancak bu duyurunun yapıldığı gün Irak ordusu Şengal’e tank, obüs ve ağır silahlardan oluşan büyük bir askeri güç sevk etti. Çözüm bulmak için 30 Nisan’a kadar farklı şekillerde devam eden görüşmeler yapıldı ancak çözüme zemin olacak bir sonuç çıkmadı. Çünkü görüşmede Şengal’e dayatılan 9 Ekim Anlaşmasıydı. Bu süreçte KDP ve Türk devleti de hareket halindeydiler ve Irak ordusuna Êzidi Asayiş Güçleri ve YBŞ-YJŞ kuvvetlerine karşı Şengal’de büyük bir savaş başlatması için baskı yapıyordu. KDP açıkça hükümeti Şengal’e karşı silahlı güç kullanmaya çağırıyordu.
Sinûnê ve Digur savaşı başladı
Bütün toplantılarda Şengal Özerk Yönetimi’ne 9 Ekim Anlaşması dayatıldı, bu dayatmaya karşı ise Şengal direniş tavrını gösterdi. ‘Yasal olmayan güç ve kuvvetler’ adı altında Şengal savunma güçlerini farklı yollarla yok etmek istediler. Bu politikayı uygulamak ve Şengal’in iradesini kırmak için 30 Nisan 2022 akşamı Kazimi hükümetinin ordusu yeni bir saldırı başlattı. Bu durum 1 Mayıs’ta Sinûnê ve Digur bölgelerinde şiddetli bir çatışmaya dönüştü. Irak ordusu düşman bir devletle savaşıyormuş gibi tanklar, ağır silahlar ve helikopterlerle yoğun bir saldırı başlattı. Şengal savunma güçlerinin sergiledikleri büyük direniş karşısında Irak ordusu savaş alanından çekilmek zorunda kaldı. Bu saldırı başarılı olmayınca KDP özel savaş politikasına hız verdi.
Sinûnê Halk Meclisine yönelik saldırı ve KDP provakasyonu
Digûr Savaşı’nın ardından yeni bir saldırı planı hazırlayan MİT ve KDP, 15 Haziran’da Sinûnê Halk Meclisi’ni ve yanındaki bir dükkanı bombaladı. Bu saldırıda biri çocuk 2 kişi şehit oldu ve çok sayıda kişi yaralandı. Bu saldırı MİT ve KDP’nin ortak planıydı. Bu saldırıdan önce MİT ve KDP istihbarat kurumu Hewlêr’de toplanarak Şengal’deki son durumu değerlendirdi. Bu görüşmede Sinûnê’ye yapılacak saldırı tüm detaylarıyla planlanıyor. Sadece saldırının planlanması değil, saldırı sonrası provokasyonlar da gündemde tutularak bazı kişileri sorun çıkarmakla görevlendirildi. Bu plana göre Türk devleti, Meclisi ve sivilleri bombalayacak, KDP’ye bağlı gruplar da provokasyonlara başlayacaktı. Ancak bu provokasyon, Özerk Yönetim’in soğukkanlı yaklaşımlarıyla boşa çıkarıldı.
Özel savaş ve halk üzerindeki saldırılar
Şimdiye kadar Şengal’e yapılan tüm saldırılar halkın direnişiyle boşa çıkarıldı. Bu gerçeklerden ötürü özel savaş politikaları Êzidi halkı üzerinde daha çok yoğunlaştırıldı. Êzidi halkında göç, karışıklık, parçalanma ve çatışma yaratmak için özel savaşı daha çok derinleştirdiler. Son dönemde MİT ve KDP, Özerk Yönetim kurumlarının üyelerini ve yöneticilerini telefonla arayıp, ajanlık dayatıyorlar ve ölümle tehdit ediyorlar. Gerçekte 9 Ekim Anlaşması, Şengal’in direnişi karşısında anlamsız hale geldi. KDP ise bu planı Irak ve Türk devletini saldırıya davet ederek gündemde tutmak istiyor.
Türk devleti 2017 yılından bu yana sürekli savaş uçakları ve keşif uçaklarıyla Şengal’e saldırıyor. Ancak özellikle son süreçlerde Türk devletinin hava hareketliliğinde ciddi bir değişiklik oldu. Artık keşif uçakları Şengal üzerinde 24 saat uçuyor. Türk devletinin hava hareketi ile aynı zamanda KDP de yeni bir göç dalgasını yaratmaya ve özel organizasyon aracılığıyla Êzidi gençlerini Avrupa’ya gönderiyorlar. Êzidi gençler Şengal’den Hewlêr’e götürülüyor, oradan Türkiye’ye, oradan da Yunanistan’a gönderiliyor.
Saldırılara karşı Êzidi halkının kültürel direnişi
Türk devleti ve KDP ile birlikte Kazimi hükümeti de kuşatma ve ambargo yoluyla Şengal’i teslim almak istiyor. Kazimi hükümetinin istihbarat teşkilatı aracılığıyla tüccarlara Şengal kurumlarına benzin, mazot ve gaz satmamaları için baskı yaptırılıyor. Bu açık bir ambargodur ve amaç Şengal’i teslim almaktır. Esas olarak Türk devleti, Kazimi hükümeti ve KDP’nin politikaları birbirini tamamlıyor. Şengal’de istikrar, güvenlik ve yaşam krizi yaratarak Êzidileri göç ettirmek ve geri dönüş yolunu kapatmak istiyorlar. Bu Beyaz Ferman’dır ve 2014 fermanından daha tehlikelidir. Ancak Êzidi halkı, kültürü, fikirleri ve inançları ile Beyaz Fermana karşı eşsiz bir direniş sergilemektedir. Bunun en önemli örneği ve kanıtı da Êzidi halkının bu yılki özel günlerini her sene olduğundan daha kalabalık ve coşkulu bir şekilde kutlamasıydı.
KDP, Şengal meselesini hükümetin kurulmasına şart koşuyor
Bugün Irak’ta siyasi, sosyal ve ekonomik kriz derinleştiyse bunun nedenlerinden biri de 9 Ekim Anlaşması ve Kazimi hükümetinin siyasetidir. Bu anlaşmadan sonra işgalci Türk devleti Irak topraklarına daha çok girme ve Irak siyasetine müdahale etme imkanı bulmuştur. KDP de aynı siyaseti yürütmüştür ve halen de yürütmektedir. Şimdi ise Irak’ta yeni hükümet kurma çabaları gündemde. KDP, bu siyasi süreci desteklemek için çeşitli şeyler talep ediyor ve şantaj politikası yürütüyor. Bilgilere göre KDP, Irak siyasi güçlerinden 9 Ekim’de imzalanan Şengal Anlaşması’nın uygulanmasını istiyor. Yani KDP’nin temel şartlarından biri, Şengal Özerk Yönetimi’nin tasfiye edilmesi ve Şengal’in daimi hakimi olmak istiyor. Bu, 9 Ekim Anlaşması’nın yeni bir aşamasıdır. Önümüzdeki günlerde hem Şengal’e yönelik saldırılar hem de Şengal halkının direnişi devam edecek gibi görünüyor.