Güney Kürdistan’ın dördüncü kelebeği: Viyan Soran

Yüzden fazla insan, uluslararası komployu, Kürt Halk Önderi’nin esaretini ve üzerindeki ağır tecridi protesto etmek için “Güneşimizi Karartamazsınız” diyerek bedenini ateşe verdi.

“Güneşimizi Karartamazsınız” eylemleri, Maraş’taki cezaevinde tutulan Mehmet Halit Oral’ın 9 Ekim 1998 gecesi bedenini ataşe vermesiyle başladı. 15 Şubat 1999’a kadar başta Kürdistan’ın dört parçasında olmak üzere Türkiye metropolleri ile Avrupa, Rusya ve Kafkas ülkelerinde yüzden fazla kişi bedenini ateşe verdi.

2006 yılının 1 Şubat’ı 2 Şubat’a bağlayan gecesi 15 Şubat komplosunun 7’nci yıldönümüne girilirken, 1981 yılında Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde doğan Viyan Soran (Leyla Wali Hüseyin) “İmralı Adası etrafındaki mumlar içinde bir mum olmak istiyorum” diyerek uluslararası komploya karşı Önder Abdullah Öcalan’sız yaşamı reddederek Heftanîn’de bedenini ateşe vererek eylem gerçekleştirdi.

Kollarını özgürlüğün yeline açtığı, güneşin tam da kalbine işlendiği, dördüncü kelebek misali “Heftanîn de geçit yok, direniş var” çığlıkları atan, kar çiçeklerinin bile secde ettiği bir anda direnişin adı Viyan Soran’dı.

İmralı’da tecrit ve işkence sisteminin ağırlaşması üzerine 1 Şubat 2006 günü HPG ve YJA STAR Askeri Meclis Üyesi Viyan Soran da Heftanin bölgesinde bedenini ateşe verdi. Viyan Soran, eylemi öncesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a hitaben yazdığı mektupta şunları ifade etti:

“Her 15 Şubat gecesinde, Mazlum Dağan, Zekiye Alkan, Berivan, Ronahi, Rehşan, Sema, Fikri Baygeldi, Serdar ve binlerce şehit yoldaşımın kalbi kalbimle atıyor. Onların ‘Bijî Serok Apo’ sloganı her zaman kalbimde atıyor. Eylemimi kabul etmeyebilir, eleştirebilirsiniz. Ama biz sizden öğrendik ki, bedel verilmeden özgürlük sağlanamaz.”

‘BİR TEK KİŞİ KALSAK BİLE SENİN İDEOLOJİK ÇİZGİN BAŞARIYA ULAŞACAKTIR’

Eylemini gerçekleştirmeden evvel Önder Abdullah Öcalan’a, ailesine, Kürt halkına, Heftanîn’deki YJA-STAR gücü şahsında tüm YJA-STAR güçlerine, Heftanîn alanının tüm savaşçı ve komutanlarına, yoldaşlarına, dostlarına ve acı çeken kadınlara birer mektup yaazan Viyan Soran, eyleminin amacını “Karanlık gecelerin aydınlığı başkan APO’ya” şeklinde tanımladı.

Önder Abdullah Öcalan’a yazdığı mektupta özetle şu cümlelerle anlatıyor: “Başkanım! Gerçekleştirdiğim eylemin nedeni, senin ve Kürt halkının üzerindeki komployu kabul etmediğim ve egemen devletler tarafından size ve Kürt halkına karşı uygulanan haksızlığa başkaldırmak içindir. Bir tek kişi bile kalsak senin ideolojik çizginin ve felsefenin başarıya ulaşacağına dair iddialı ve inançlıyım.”

YENİ DOĞAN BEBEKLERİN KULAĞINA FISILDANAN İSİM

Bedeninin ateşiyle sınıflı toplum uygarlığının buz tutmuş yürek ve beyinlerine bir mesaj vermek, Batı’nın İnsan Hakları Mahkemesinin yalancılığını ve sahtekârlığını ortaya çıkarmak için, tarihin adaleti önünde birçok insan gibi bir şahit olmak istediğini belirtiği eyleminden sonra birçok gerilla, kadın savaşçı ve yeni nesil Viyan ismini aldı. Yeni doğan bebeklerin kulaklarına hala Viyan ismi fısıldanır. Kürtçe bir isim olan Viyan irade anlamına gelmektedir. Bu isim sadece anlamdan kaynaklı değil bir gelenek misali direniş abidesi Viyan Soran’ın bıraktığı izler üzerine kök salıyor.

LEYLA’DAN VİYAN’A

Hem ailesinin hem de kendisinin seçtiği Leyla ile Viyan isminin döngüsü kadın mücadelesine uzanır. Leyla Qasım’dan nasıl ki koca bir mirası devraldı, mirası daha da büyüterek ardından kalanlara da Viyan ismiyle devretti. Leylalar erkek zihniyetiyle yaşatılan ve yazılan tarihi, direnişin melodisi olduğu kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez felsefesiyle geleceği örenlere şu cümleleri bıraktı;

Leyla Qasım, idam sehpasına yürürken “Benim ölümüm halkımın uyanışı olacak” diyerek öfkeyi; Leyla Wali Hüseyin, “Ben de birçok arkadaş gibi kendimi halka ve acı çeken kadına borçlu görüyorum” cümleleriyle özlemi; Leyla Agıri “Kirletilen değerlerin yeniden inşasını mümkün kılacağız” şiarıyla umudu;  Leyla Kaplan (Rewşen) “Eylemimle taçlandıracağım güzel yaşamı şimdiden görebiliyorum” öngörüsüyle inancı, Leyla Güven “Zalimin üstüne böyle yürümek cesaret ister” diyerek korkusuzluğu yaşadı.

Leyla Walî Hasan, diğer adıyla Viyan Soran 1981 yılında Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde dünyaya geldi. Viyan Soran, 1997 yılında özgürlük saflarına katıldı. Özgürlük mücadelesi içinde moralli ve bilinçli duruşuyla tanınan Viyan Soran 2006 yılının 1 Şubat’ı 2 Şubat’a bağlayan gecede, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridi ve uluslararası komployu protesto etmek amacıyla bedenini ateşe vererek, özgürlük kervanında ölümsüzleşir.

Bunları da beğenebilirsin