İktidarın iktidarı!

Cuma, 7 Ara 2018 – 09:58  DANA ÖMER /ROJNEWS

Türk devleti 1991’deki halk ayaklanmasından bu yana Kürdistan Bölgesi’ni bir Kürt bölgesi olarak görmüyor. Kürdistan Bölgesi Irak Anayasası’nda da “Kürdistan Bölgesi” diye tanımlanmasına rağmen Türkiye’deki yetkililer açıklamalarında hala “Kuzey Irak Yönetimi” ibaresini kullanıyor. 

Bir taraftan Başurê Kürdistan’da üst düzeyde ticaret yapan Türkiye, diğer taraftan da Kürdistan Bölgesi’ni her zaman ikinci planda görüyor ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak istiyor.

Referandum ve Erdoğan’ın hakaretleri

Erdoğan, zihniyetinin somut bir örneği 25 Eylül 2017’de gerçekleştirilen Kürdistan Bağımsızlık referandumunda kendisini gösteriyor. Referanduma karşı çıkan devletlerden bir tanesi de Türk devletiydi. Türkiye yetkilileri, Kürdistan Bölgesi’ni doğrudan tehdit ediyordu. Referandum sürecinde Mesud Barzani’ye yönelik hakarete varacak şekilde açıklamalarda bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, “Eğer biz vanayı kapatırsak, siz yiyecek bulamazsınız. Sen kimsin, nesin? Yiyecek neyin var referandum yapıyorsun? Biz olmazsak, giyecek kıyafetin olmaz!” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra Türkiye referanduma karşı İran ile birçok görüşme gerçekleştirdi. Türk ordusu Irak ordusuyla birlikte Başur sınırında askeri tatbikat yapıldı. Türk devletinin çabalarından sonra Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçleri 16 Ekim 2017’de Kerkük ve tartışmalı bölgelere saldırdı. Saldırı sonucunda Başurê Kürdistan topraklarının yüzde 51’i Irak güçlerinin kontrolü altına girdi.

Siyasi, ekonomik ve toplumsal kriz

Yaşanan gelişmelerden sonra Kürdistan Bölgesi’nde kriz süreci başladı, tartışmalı bölgelerle birlikte birçok bölge Irak’ın kontrolüne geçti. Bölgedeki yerliler şiddetle karşı karşıya kalarak, göç etmek zorunda kaldı. Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi, ekonomik ve toplumsal kriz bölge üzerinde olumsuz etki yarattı ve halk bir hafta içerisinde protesto gösterilerine başladı.

Seçim ve yeni ilişkiler

12 Mayıs 2018’de gerçekleştirilen Irak Parlamento seçimlerinden sonra Kürdistan Bölgesi ile Irak ilişkileri yeniden başladı. Komşu ülkeler de Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerini devam ettirdi. Türk devleti ise temelde Kürdistan Bölgesi’ni küçük düşürmek amacıyla, bölgedeki krizden faydalandı ve Kürdistan Bölgesi ile ilişkilerini arttırdı.

Kürdistan Bölgesi yönetimi için ise hiçbir şey olmamış gibi Türkiye’nin yaklaşımlarına karşılık verdi ve ilişkilerini geliştirdi.  İlk olarak Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani 10 Temmuz 2018’de Türkiye’yi ziyaret etti. Ancak Barzani’yi hiçbir Türk yetkilisi karşılamadı. Hewlêr Havaalanı üzerindeki yasak devam ettiği için, Neçirvan Barzani araç ile Zaxo’dan Türkiye’ye geçti. Bu da Türk devletinin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik farklı bir siyaseti olarak adlandırıldı.

Türkiye’nin askeri baskıları

Eş zamanlı saldırılara başlayan Türk devleti Soran ve Bradost bölgelerinde birçok alanı işgal etti. Aynı zamanda Başurê Kürdistan’daki saldırılarının arttırdı. Bununla birlikte Neçirvan Barzani, Türk devletinin bombardımanının sebebinin PKK olduğunu iddia etti.  zamanlı askeri saldırılara başladı ve baskılara başladı.

Ekonomik baskılar

Amerika’nın İran’a uyguladığı ambargodan sonra Kürdistan Bölgesi’ndeki bir yetkili bölge ihtiyaçları için yönünü Türkiye’ye çevirdi. Bunu bir fırsat olarak gören Türkiye, bölgenin çaresiz kaldığını düşünerek baskılarını artırdı, kendi çıkarları doğrultusunda bölgenin önüne şartlar koydu.

Siyasi baskılar

Türk devleti sürekli Kürdistan Bölgesi’ni siyasi anlamda küçük düşürmek için çalışıyor. İktidarlık ve konsoloslukları yoluyla, Kürdistan Bölgesi üzerinde siyasi baskılar yürütüyor. Doğrudan Kürdistan Bölgesi’nin iç işlerine müdahale ediyor.

Hewlêr’deki Türkiye Konsolosu Hakan Karaçay, 7 Haziran 2018’de YNK’yi ziyaret etti. Karaçay ve YNK’nin görüşmesinde Kürdistan Bölgesi’nin içinde bulunduğu süreç tartışıldı. Bazı kaynaklar, Türk devletinin Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi baskılarını arttırmak istediklerini belirtti.

Karaçay, 29 Kasım 2018’de Türkmen Cephesi yöneticileriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantı sonrası açıklamada bulunan Kürdistan Bölgesi Parlamento üyesi Türkmen Cephesi Aydın Meruf, Türkmen Cephesi’yle yaptıkları toplantının Kürdistan Bölgesi’nde kurulan yeni hükümete ilişkin olduğunu söyledi.

Türkmenler Kürdistan Bölgesi Başbakan Yardımcılığının yanı sıra tarafların aynı zamanda önemli bir bakanlık ve genel yönetim görevlerini de talep ettiklerini kaydetti. Türkmen taraflar oluşturulacak yeni hükümete güçlü bir şekilde katılmak istiyor. 

Partilerin kapatılması

Kürdistan Bölgesi hükümeti 25 Kasım 2018’de Kürdistan Bölgesi’nde resmiyetleri olmayan kurum ve partileri kapatma kararı aldı. Karardan sonra Irak kanunlarında resmiyeti olan Tevgera Azadi’yi hedef aldı. Birçok merkezde Tevgera Azadi ofisleri kapatıldı. Tevgera Azadi ofislerinin kapatılmasından sonra Karaçay, Kürdistan Bölgesi hükümetine teşekkür ederek, Tevgera Azadi’yi “terörist” olarak tanımladı.

Siyasi gözlemciler,  Türk devletinin Kürdistan Bölgesine yönelik siyasi tavrı ve hareketlerinden yola çıkarak, Türkiye’nin Kürdistan’a yönelik yeni bir siyasi sürece başladığını belirtiyor.

 

Bunları da beğenebilirsin