Karayılan daha önce de açıklamıştı: Tespit ettiğimiz en az 7 kimyasal silah çeşidi var

Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, daha önce yaptığı değerlendirmelerde işgalci Türk devletinin özgürlük gerillalarına karşı kullandığı kimyasal silahlara ilişkin belgeler sunmuştu. Karayılan, işgalci Türk devletinin en az 7 çeşit kimyasal silah kullandığını belirtti.

İşgalci Türk devletinin Nisan ayı ortalarından bu yana Güney Kürdistan topraklarına yönelik KDP ortaklığıyla başlattığı işgal saldırıları devam ediyor. Özgürlük gerillalarının tarihi direnişine çarpan KDP ve Türk devleti, gerillalara karşı kimyasal silah kullanımını arttırdı. Halk Savunma Merkezi (HSM), 7 Ekim’de son 6 aylık savaş bilançosuna ilişkin yayınladığı raporunda işgalci Türk devletinin Medya Savunma Alanlarında 2476 defa kimyasal silah ve patlayıcı madde kullandığını belirtti.

HSM, son olarak 18 Ekim’de yayınladığı yeni bir açıklamayla 17 özgürlük gerillasının işgalci Türk devleti tarafından kimyasal silahlarla şehit edildiğini belirtmiş ve şehit düşen 2 gerillanın son anlarına ait görüntüler patlaşmıştı.

Yayınlanan görünler Kürt halkı tarafından büyük bir öfkeyle karşılandı. Kürt halkı dünyanın dört bir yanında işgalci Türk devletinin kimyasal silah kullanımına karşı alanlarda protesto gösterilerini sürdürüyor.

Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, 18 Temmuz 2022’de ANF’ye Güney Kürdistan’daki savaşa ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş ve şu ifadelere yer vermişti: “Şüphesiz şu an yürütülen savaş her şeyden önce Güney Kürdistan’ın savunulması, Güney Kürdistan ve tüm Kürdistan’ın kazanımlarının savunulması savaşıdır. Bu düşman tek bir parçanın değil, bütün Kürdistan’ın düşmanıdır. Bu düşman hiçbir yerde Kürtlerin kazanımlarının olmasını istemiyor. Biz buna karşı savaşıyoruz. Dört yıldır bu savaş yaşanıyor. Özellikle de geçen yıldan bu yana daha da gürleşti. Bu yıl geçen üç aylık zaman diliminde ise çok daha fazla gürleşti ve yaygınlaştı. Çok sert bir savaş yürütülüyor.”

Kürdistan Bölgesi hükümetinin ve KDP’nin Türk devletiyle yaşanan savaşta ortaklaşmasını da değerlendiren Karayılan, sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Biz birçok kez Güney Kürdistan siyasetine dönük çağrılar yaptık. Tüm taraflara çağrılarda bulunduk. Bu çağrıları tekrarlamıyorum; halen geçerlidir. Bir de biz şu an pratik olarak savaşın içindeyiz; sonuç almayacak şeyler üzerinde durmak istemiyoruz. Yani eksiklikler vardır. Bakın; iletişimin bu kadar geliştiği, dünyanın bu kadar küçüldüğü ve her yerin birbiriyle bağlantısının olduğu çağımızda Behdinan dışarıya kapatılmış; ne dünya basını ne de bölgesel basın buraya gelip bilgi alamıyor. Şu an yaşanan savaş arazinin derinliklerinde, Zap’ın ortasında yaşanmıyor. Amediyê’nin yanı başında, Deralok ve Şêladizê’nin arkasında yaşanıyor. Belki de buralardaki halkımız geceleri uçak ve top seslerinden geceleri yatamıyor ama yine de dikkat ederseniz resmi olarak gündeme girmiyor, kimse bahsetmiyor, gündem yapamıyor. Niye böyle olduğu ciddi bir konudur.

Diğer bir konu; mesela bu üç aydır savaş yaşanıyor. Türk devleti işgal etmek istiyor. Nereye geliyorsa yol yapıyor. Buradan da dönemsel değil, kalıcı olarak gelmeyi tasarladığı anlaşılıyor. Ağaçları kesiyor. Yani kendisine göre bir sistem kurmak istiyor. Bu, işgal etmektir. Bu, bir örgüte karşı operasyon değildir. Bu savaştır ve bir ülkenin işgalidir ama buna rağmen Güney Kürdistanlı güçler yalnızca izliyor.

Şimdi KDP yardım ediyor; yani Türk devletiyle işbirliği yapıyor. Bu KDP’ye dönük bir suçlama değildir; bir gerçektir ve herkes bunu görmektedir. Ancak şu da bir gerçektir ki KDP’nin yardımı, işbirliği ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin sessizliği olmasaydı, Türk devleti bu kadar silahla bu yöntemle üç ay boyunca bu savaşı devam ettiremezdi. Yani hükümet böyle sessiz kalınca ve yalnızca sessiz kalmayıp bölgeyi başta basın kurumları ve heyetler olmak üzere giriş-çıkışlara kapatınca, hem kimse bu savaştan haberdar olmuyor hem de herkes bunu normal görmeye başlıyor.

Böyle olmasaydı, gerillanın şu ana kadar göstermiş olduğu direniş, onları parça parça ederdi. Mesela o kadar hamleleri boşa çıktı ve hepsinde yenildiler. Bu direniş sıradan bir şey değildir. Bu direniş gerçekten tarihidir. Belki şimdi hesaplarına gelmediği için kimse tartışmıyor ama tarih bunları unutmaz. NATO’nun ikinci büyük ordusunu, kullandığı o kadar teknolojiye rağmen üç ay boyunca durdurmak kolay bir şey değil. Şimdi durmuş durumda; işgal edemiyor. Yani bu sıradan bir şey değil. Aslında bu tüm Kürdistanlılar için gurur kaynağıdır. Bakın; eğer siyasi baskı olsaydı Türk devleti bu kadar devam edemezdi. Mecburen geri çekilirdi. Herhangi bir baskı olmadığı gibi tersine ortak olanlar ve yardım edenler oluyor. Mesela Türk devletinin yaptığı yanlışların, suçların üzeri kapatılıyor, gösterilmiyor, açığa çıkarılmıyor. O kadar katliam yapıyor ama üzeri örtülüyor.”

Işgalci Türk devletinin savaş suçlarının üzerinin örtülmeye çalışıldığına dikkat çeken Karayılan, şöyle devam ediyor: “Mesela düşman en son Bamernê’de iki çocuğu şehit etti. Buranın kimi basın kurumları ‘PKK yaptı’ dedi. Sonradan PKK’nin yapmadığı anlaşıldı; bazı bağımsız kurumlar bunu açığa çıkarttı ama işte yapılan o ilk haber ve açıklamalar bu katliamlara karşı halkın ve kamuoyunun vereceği tepkilerin önünü alıyor. Yani Kürt halkının, dünya halklarının, kamuoyunun Türk devletine karşı çok yüksek tepkileri gelişebilirdi ama Güney’de sessizlik var; onun için de gelişmiyor. Mesele sadece KDP değil, diğer partiler de kimse ses çıkarmıyor. Hatta muhalefet bile bunlara çok sıradan değiniyor. Halbuki Güney Kürdistan’a dönük olan tehlike büyüktür. İşgal ediyorlar. Şimdi biz savaşıyoruz. Biz Güney Kürdistan için savaşıyoruz; Kürt halkının tüm değerleri için savaşıyoruz. Demokratik değerler için savaşıyoruz. Eğer böyle olmasa biz de sırt çantamızı alıp gidebiliriz ve kendimizi bir tarafa verebiliriz. Böyle olmaz; biz bu düşmanı durdurmalıyız.”

‘İşgalci Türk devleti her çeşit kimyasal silah kullanıyor!’

Murat Karayılan, değerlendirmesinin devamında Türk devletinin kimyasal silah kullandığını da belirterek sözlerini şöyle sürdümüştü: “Diğer mesele; Türk devleti her çeşit kimyasal silah, taktik nükleer silah, yine termobarik bomba kullanıyor. Bunların hepsi yasaklanmış silahlardır. Biz heyetlerin gelip incelemesini istiyoruz. Bu işle alakalı kurumlar, ‘bölgesel hükümet veya Irak davet ederse geliriz’ diyorlar. Bunlar da çağırmıyorlar. Bu tamam; kendileri çağırmıyorlar ama bağımsız heyetler geliyor; bunlar bağımsız heyetleri de bırakmıyor, Süleymaniye’yi geçemiyorlar. İşte Saddam geçmişte halkımıza karşı kimyasal silah kullanmadı mı, o kadar katliam yaşanmadı mı? Şimdi yeni bir Saddam ortaya çıkmış -ki Saddam’dan çok daha serttir ve Kürtlerin kökünü kazımak istiyor- bize karşı kimyasal silah kullanıyor; bunu dar alanda yalnızca belli bölgeleri etkileyecek şekilde ölçülü bir şekilde yapıyor; aynı şekilde yasaklanmış silahları kullanıyor ve evrensel savaş yasalarını ayaklar altına alıyor. O zaman niye heyetlerin önünü alıyorsunuz; bırakın gelsinler ve yaşananları görsünler ama bırakmıyorlar.”

‘Bu savaşta en çok kimyasal kullanılıyor’

Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan 31 Mart 2022’de ANF’ye yaptığı başka bir değerlendirmede ise gerilla güçlerinin kendilerine karşı kullanılan en az 7 çeşit kimyasal silah çeşidinin tespit ettiğini şu sözlerle dile getirmişti: “Bu savaşta en çok kimyasal kullanılıyor. Şu an ağırlık verdikleri şey budur. Mesela kadar kullandıkları kimyasalın 7 çeşidini arkadaşlar tespit etmişler. Arkadaşlar nasıl tespit ediyorlar? Renk ile. Örneğin ilk olanının rengi siyahtır, zift gibidir. Tonu öyledir. Diğeri sarıdır, sarı renklidir. Öylesi bir gazdır. Üçüncüsü gümüş renktedir. Gümüş rengini veriyor. Dördüncüsü yeşil renktedir. Ve kokusuzdur. Kokusu yoktur. Bazılarının kokusu vardır ama bunun kokusu yoktur. Bir diğerinin rengi kahverengidir. Başkasının rengi kırmızıdır. Sabun suyu kokusu gibidir. Elbiselerin yıkandığı suyun kokusu geliyor. Sonuncusunun rengi de beyazdır. Yani biz ancak renklerle izah edebiliriz. Yani görülüyor ki bize karşı çeşit çeşit kimyasal gazlar kullanılıyor. Bununla sonuç almak istiyor. Onlar şu an ağırlığı kimyasala vermiş, kimyasal ile sonuca gitmek istiyor.”

 

Bunları da beğenebilirsin