KDP tarihinde kara bir sayfa: Hewlêr Katliamı

HABER MERKEZİ

Türk ordusu 12/13 Mayıs 1997’de Sinat, Haftanîn, Xakûrkê, Ava Gozê ve Zap bölgelerini F-104 savaş uçakları ile bombaladı. Sinat ve Haftanîn Cudî dağına, Zap Çukurca’ya, Xakûrkê de Şemzînan’a yakındır. Cudi dağından Şemzînan’a kadar olan sınır hattı yaklaşık 350 kilometredir. Bu hat boyunca Türk ordusuna ait onlarca üs var. Bu üslerde işgalci tabur ve alayları bulunuyor. Örneğin Serbesta üssünden Haftanîn’e, Geçimli Taburu ve 49 Tepesi’nden Zap’a, Aktütün’ünden Xakûrkê’ye, Deştan taburundan Kanîmasî köyü ve Metîna dağına, Derecik taburundan Bermizek ve Diyana’ya geçiş yapma imkânına sahip. Sınırın Irak tarafı bugün olduğu gibi o zaman da KDP denetiminde olan topraklardı.

İşgal harekâtı

14 Mayıs 1997’de sabah saat 03.00’da Türk ordusu bu onlarca üs ve noktadan binlerce askerini bombaladığı alanlara doğru harekete geçirdi. Amacı PKK’nin gerilla ordusu ARGK’yi (Arteşa Rizgariya Gelê Kurdistan-Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu), ezmek ve bunu başardığı takdirde Güney Kürdistan’a yerleşip kalıcı olarak işgal etmekti. Türk ordusuna 500 zırhlı araç da eşlik etti. Bu zırhlı araçlar tank, kariyer, askeri ambulans, top ve uçaksavarlarla yüklüydü. Aynı saatlerde Habur sınır kapısı sivil araçlara kapatıldı. Bu zırhlı araçlar Habur sınır kapısından Güney’e geçiş yaparak Zaxo’ya gittiler ve oradan da sınır hattı boyunca KDP denetimindeki farklı noktalarına dağıldılar. KDP bu işgalci güce herhangi bir karşılık vermedi. Tam tersine, özel güçleri olarak bilinen Sipah ordusu da dâhil binlerce peşmergesini konumlandırdı. Bu güçleri Çiyayê Sipî ve Garê dağının çevresine ve Begova’ya yerleştirdi.

Gerillanın taktiği kazandı

Türk sömürgecilerine Kuzey Kürdistan’daki farklı aşiretlere mensup korucular eşlik etti. Yani savaşın bir tarafında onbinlerce kişiden oluşan asker, korucu ve peşmerge; diğer yanında ise birkaç bin PKK gerillası vardı. ARGK, nicel olarak büyük ve yoğun teknik donanıma sahip bu gücün karşısına farklı bir taktikle çıktı. Daha önce var olan tabur şeklindeki örgütlenmesini dağıttı. Gücünü manga-takım-bölüklere ayırdı ve geniş bir coğrafyaya yaydı. Askeri literatürde “Yaygın Gerilla Taktiği” olarak tanımlanan savaş tarzını esas aldı. Ardından araziyi tanımanın avantajını kullanarak sızma, pusu, vur-kaç ve en önemlisi de fedai eylemlerle karşısındaki devasa orduyu yıprattı. Gerilla her gün onlarca eyleme imza attı. Bir ay dolmadan öyle bir hal aldı ki hem Türk ordusu, hem KDP, hem de korucular bir an önce savaşın bitmesi için çareler aramaya başladı. Ve 11 Haziran 1997’de Türk ordusu geri çekilmeye başladı. Kademeli olarak yapılan geri çekilme bir hafta sürdü.

Rêber Apo’dan zafer açıklaması

Rêber Apo, 15 Haziran 1997 akşamı Med TV’ye telefonla bağlandı ve 14 Mayıs’ta başlayan savaşın Kürt halkının zaferiyle sonuçlandığını duyurdu. Zaferi Kürdistan halkına kutlayan Rêber Apo, “Bu bizim için bayramdır. Kürt halkı bundan sonra kendine daha fazla güvensin. Tarihi adımlar için öne çıkın” dedi.

Hastaneler de hedef alındı

1997 Mayıs-Haziran savaşının önemli dönüm noktaları vardır. Bunları sıralayalım: KDP, 16 Mayıs 1997’de yani savaşın üçüncü gününde, Hewlêr şehir merkezinde olan PKK bürolarına saldırdı. Saat 16.00’da başlayan saldırıda şu kurumlar hedef alındı: YAJK (Yekitiya Azadiya Jinên Kurdistan), YNDK (Yekitiya Neteweyî Demokratî Kurdistan), NÇM (Navenda Çanda Mezopotamya), Welat ve Rojî Welat gazeteleri (İki gazete aynı binadaydı), Gerilla Hastanesi ve Heyva Sor: Yaralı gerillalar bu iki kurumda tedavi oluyordu.

Toplu katliam

Top, tank ve doçka gibi ağır silahları kullanan KDP, bu bürolardaki 83 PKK’li devrimciyi katletti. Katledilen devrimcilerden 20’si basın çalışmalarında yer alıyordu. Onlar Azadiya Welat, Roj, Rojî Welat ve Med TV’nin muhabir ve editörleriydi. Yani 16 Mayıs 1997 günü Özgür Basın geleneği üyesi 20 kişi toplu katliama uğradı. 16 Mayıs Hewlêr Katliamı’nda şehit düşen devrimcilerden 50’si gaziydi. Ellerini, gözlerini ve ayaklarını savaşta Kürdistan’a kurban veren ve sadece tedavi amacıyla Hewlêr’de olan silahsız ve savunmasız gaziler… KDP katletmekle kalmadı, katlettiği 14 kadın devrimcinin cenazeleri panzerlerin arkasına bağlayarak Hewlêr sokaklarında sürükledi. Şehitlerin cenazeleri yollarda parçalandı! KDP ardından şehirde insan avına çıktı. PKK, YNK, Sosyalistler, Komünistler, Bağımsızlar, Muhafazakârlar, YNDK, Emekçiler ve daha birçok örgütün taraftarı olan bini aşkın kişiyi tutukladı. Selahaddin Üniversitesi’nde 350 öğrenciyi gözaltına aldı. Ve Kürdistan Bağımsız İş Partisi’nin 24 üyesini Saddam usulü duvarın dibinde kurşuna dizdi.

İnfazlar, tecavüzler…

Neden böyle yaptığına gelirsek… 1996 yılına kadar Hewlêr YNK’nin elindeydi. 31 Ağustos 1996’da Saddam ile ittifak yapan KDP Irak ordusunu getirdi ve Sîlêmanî’yi YNK’nin elinden aldı. Hewlêr halkı KDP’li değildi. KDP bu katliam ve tutuklamaları yaparak şehri kendine muhalif yapılardan arındırmayı ve halkı korku ile sindirmeyi hedefledi. Teslim olmayanların, kendi denetimlerine girmeyenlerin katledileceği mesajını verdi.

KDP 16 Mayıs 1997’de Hewlêr’de sorgusuz sokak infazları yaptı. Kadınlara tecavüz etti. Kendisinden olmayan örgütlü insanların evlerini talan etti. Tutukladığı insanlara işkence yaptı. Çok sayıda kişiyi kaybetti ve cenazeleri parçaladı.

Onbinler ayaklandı

20 Mayıs günü Silêmanî’de büyük bir gösteri oldu. Sûareke Caddesi’nde bir araya gelen onbinlerce Silêmanî’li Hewlêr Katliamı’nı protesto etti. Yürümek isteyen göstericileri YNK barikat kurup engel oldu. Ama iki bin Silêmanî’li barikatları aşarak yürüyüşe geçti ve Hewlêr Katliamı’na kin ve öfke kustu. “Bakur Başûr Rojhilat / Welat her yeke welat”, “Caş caş Barzanî / Tirk ji bo Başûr anî”, “Barzanî tu îxanetkarî”, “Bijî PKK” sloganları attı. Türk bayraklarını yakan göstericiler, Kürdistan bayraklarını dalgalandırıp zafer sloganları eşliğinde dağıldılar. Hewlêr Katliamı hem PKK gerillaları içinde, hem de halkta büyük bir öfkeye yol açtı. Gerilla intikam duygularıyla doldu. Ve peşpeşe fedai eylemler gerçekleşti.

Dünya gerillanın zaferini yazdı

14 Mayıs 1997’de başlayan bu büyük işgal girişimi CNN, BBC, Euro News, ZDF, Arap MBC gibi televizyonlarda birinci haber olarak verildi. Dünyanın farklı ülkelerindeki TV ve gazeteler daha ilk günden savaşı PKK’nin kazanacağını anlattılar ve yazdılar. Örneğin, dünyanın en büyük haber ajansı Reuters, daha ilk gün Türk ordusunun daha önce de Güney’e girdiğini ve her seferinde eli boş döndüğünü yazdı. 15 Mayıs 1997’de yayınlanan gazeteler ise bu işgal girişiminin 1991 Körfez Savaşı sonrası bölgede yürütülen en kapsamlı askeri hareket olduğunu yazdılar. New York Times, Washington Post, Le Monde, Le Figaro, Der Spiegel, Newsweek gibi batılı hükümetlere yakın gazete ve dergilerde savaşa geniş yer verdi.

Uluslarası tepkiler

İşgale ilk tepkiyi İran, Irak ve Suriye devlet düzeyinde verdi. Savaş bu üç devleti harekete geçirdi. Suriye anında Türkiye ve Irak sınırı ile denize askerlerini konuşlandırdı. Kendi ülkesinin işgal edileceği endişesi taşıyan Suriye, İsrail’in de denizden girişim yapacağını hesapladı. Irak ordusu da alarm durumuna gelerek ordusunu hazırladı.

Savaşın başladığı dönem İran’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin atmosferi vardı. Yine de İran yönetimi Irak ve Türkiye sınırına askerlerini kaydırdı. İşgalin ikinci haftası tamamlandığında, Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Hatemi, 27 Mayıs günü ilk basın toplantısını yaptı ve Türk işgalini kınadı. Hatemi, askeri müdahalenin bir çözüm olmadığını, Türkiye’nin siyasi görüşmeler ve uzlaşma yoluyla sorunlarını çözmesini umduklarını söyledi. O dönem BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Avrupa Parlamentosu, İskandinavya ülkeleri dışişleri bakanları da açıklama yaparak Türkiye’nin uluslar arası yasaları çiğnediğini belirterek, Türk ordusunun geri çekilmesini istediler.

Zavallılar ve perişanlar

En net açıklama ise Libya lideri Muammer Kaddafi’den geldi. 19 Mayıs ve 13 Haziran’da iki açıklama yapan Kaddafi, Türkiye’nin 20 milyon Kürt’ü katlederek, bölgedeki petrol ve suyu (Fırat ve Dicle) kontrol etmeyi amaçladığını söyledi. Kaddafi, Türk başbakanı Necmettin Erbakan’ı da, “Zavallı ve perişan” birisi olarak değerlendirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun Arap halklarını 600 yıl geride bıraktığını söyleyen Kaddafi, ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Türkiye derhal geri çekilmelidir. Kürt halkının bağımsız bir devlet kurmasına engel olunamaz. PKK, Kürt halkının askeri ve siyasi temsilcisidir. Kürtleri ne kadar soykırıma tabi tutsanız da sonunda yine bir gün özgürlüklerine ulaşacaklardır. Kürtlerin öldürülmesi bizzat Arapların öldürülmesidir. Kürt halkının yanındayız.”

Savaş sırasında Ankara’ya giden Ürdün Veliat Prensi Hasan Bin Tallal da, ülkesinin Güney Kürdistan işgali nedeniyle duyduğu endişeyi dile getirdi. Prens Hasan, “bölge haritasında meydana gelebilecek herhangi bir değişikliği kabul etmeyeceğiz” dedi.

Kürdistanlıların mücadelesi

Dünyada en çok barışçıl kitlesel gösteri yapan halk belki de Kürt halkıdır. Bu eylem biçimi daha çok bilgilendirme amacı taşısa da, Kobanê örneğinde olduğu gibi dünya kamuoyunu bazen ayağa kaldırmakta ve harekete geçirmektedir. Çünkü, Kürt halkı mazlumdur ve haklıdır. İşgale, katliama, sürgüne uğrayan Kürdistan halkı mağdur taraftır. Aynı zamanda direnen, teslim olmayan taraftır. 1997 savaşı sırasında 20 Mayıs günü BM Genel Sekreteri Kofi Annan, resmi bir ziyaret için Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gelmişti. Kürdistanlılar Başbakanlık binası önünde toplandı ve BM Genel Sekreteri’ni işgale aktif müdahaleye çağırdı. Annan, Kürdistan halkının eylemini gördü, taleplerini duydu ve Med TV muhabirinin işgalle ilgili sorusuna da yanıt verdi. Annan şöyle dedi: “Biz BM olarak herhangi bir adım atamıyoruz. Fakat umudum odur ki tüm devletler Türkiye’ye daha fazla baskı yapar ve Türk askerleri geri çekilir. Türk ordusunun sınır ihlalini kınıyorum. Uluslararası anlaşmalara aykırıdır.”

Gerilla eylemleri

14 Mayıs’ta başlayan işgal, Türk ordusunun yenilgisiyle sona erdi. 1 ay sonra “şanlı” Türk ordusu generallerin gözyaşları içinde geri döndü. Bu başarı gerillaların yaptığı eylemler sonucu gerçekleşti. ARGK gerillaları hem Güney’de, hem Kuzey’de her gün onlarca eylem gerçekleştirdi. Türk ordusu, KDP peşmergeleri ve korucular ağır kayıplar verdiler. 1997 Mayıs-Haziran savaşı ilklere de şahitlik etti. PKK ilk kez füze (SAM-7) kullandı ve bunun sonucunda savaşın ilk haftasında dört helikopter düşürdü. Helikopterlerden ikisi Haftanin bölgesindeki Mila Sor bölgesinde, diğer ikisi de Çukurca yakınlarında düşürüldü. 18 Mayıs günü ise bir F-104 bombardıman uçağı Zap bölgesinde gerillaların doçka ateşiyle isabet aldı. Şırnak ve Çukurca arasındaki kırsal alana düşerek infilak etti.

Zap düşmedi Türk ordusu düştü

4 Haziran’da ise Türk ordusu Zap’ta ağır bir darbe aldı. İki gün önce Türk ordusunun eline geçen Şikefta Birîndara ve Şehit Jiyan Tepesi’ne ARGK gerillaları birçok koldan saldırı düzenledi. İşgalci ordu ağır kayıp yaşadı. Ardından savaş kurmayları kalan askerleri yerinde bırakıp Zap’tan kaçmaya başladı. Gerillalar kurmayları taşıyan heliktopterini Zap’ın doğu yakasında füze ile düşürdü. Havada infilak eden helikopterde bir yarbay, ikisi binbaşı, biri yüzbaşı toplam 11 yüksek rütbeli subay öldü. Ölen kurmaylardan birinin, “Zap Cumhuriyeti’ni ele geçirdik, PKK nerede” diye naralar atan kişi olduğu öğrenildi. Bu kurmayın konuşmasından sonra Rêber Apo, Med TV’ye bağlanarak “PKK’nin nerede olduğunu sana göstereceğiz” demişti. Bu yanıttan hemen sonra helikopterin düşmesi Kürdistan halkında büyük bir sevinç yarattı. O dönem Kürdistan halkı Füze Kampanyası yaptı ve ARGK gerillalarına büyük bağışlar yaptı.

Gerillaların sürprizi!

Türk ordusu 350 km’lik sınır hattı üzerinde, onlarca farklı noktadan, şok baskınlarla gerillanın hâkim olduğu dağları ele geçirmeyi, bir hafta içinde bin 500 gerillayı şehit düşürmeyi hedefliyordu. 7 Haziran gününe gelindiğinde ise 100 bin kişiden oluşan işgalci ordu Güney Kürdistan’ın dağlık alanlarının büyük kısmından sökülüp atıldı. 9 Haziran’a gelindiğinde ise cephane, yiyecek, cenaze ve yaralı taşıyan düşman helikopterleri savaş dışı kaldı ve havada görünmez oldular. Hava hâkimiyetini kaybeden işgalci ordu, dağlık alanlardan çekilmeye başladı. Ancak gerillalar onlara yeni bir sürpriz yaptı. Amediye bölgesi, Sersing, Etruş ve Revanduz kırsalında işgalci Türk ordusu çembere alındı.

İşgalcilerin termal silahı

Türk ordusunun bu savaştaki tek başarısı KDP’yi kullanarak Kürt’ü Kürt’e kırdırma siyasetini yürütmeyi başarması ve termal kamerayı kullanması oldu. İşgalciler ilk kez bu savaşta termal kamerayı kullandı. 1997 Mayıs-Haziran savaşında Zap’tan Garê’ye geçen 35 gerilla termal kamera ile hedef alındı ve bu olayda çok sayıda gerilla şehit düştü ve yaralandı. Isıya duyarlı olan termal kamera geceleri etkili olan bir silahtır. Tanklara ve ferdi silahlara takılan termal kameralar, Türk ordusu tarafından gerillaya karşı yıllardır kullanılmaktadır. Örneğin Gurbetelli Ersöz ve arkadaşları 8 Ekim 1997’de termal kameralı tankın saldırısında şehit düştüler. Her tekniğe karşı alternatif bir savunma sistemi geliştiren gerilla termal kameraya karşı da kendi tedbirlerini geliştirmiştir.

Fedailerin kahramanlığı

1997 Mayıs-Haziran savaşının en önemli dönüm noktalarından biri hiç kuşkusuz Hewlêr Katliamı oldu. Katliam, gerillada büyük bir öfkeye neden oldu. Sayısız fedai eylem gerçekleşti. Bu savaş çok sayıda kahramanlığa da şahitlik etti. 8 Haziran günü KDP’liler tarafından esir alınmak istenen Seyran kod adlı kadın gerilla üzerindeki el bombasını patlatarak fedai eylemi gerçekleştirdi. Aynı gün olayı duyan ARGK gerillaları aynı alandaki KDP peşmergelerine bir saldırı düzenledi ve 15 Türk askeri ile KDP’li öldü. Diyana kasabasındaki bir karakolda ise YNDK sorumlularından Hozan adlı devrimci fedai eylem gerçekleştirdi. 10 Haziran günü Hewlêr’de bir fedai eylem daha gerçekleşti. KDP’lilerle girdiği çatışma sonucu mermisi biten Dicle Kod adlı kadın gerilla, “Bijî Serok Apo, Bijî PKK” şeklinde slogan atarak yüzlerce KDP’lilinin üstüne koştu ve üzerindeki bombayı patlattı. Bu fedai eyleminde Barzan aşiretinden 6 KDP’li öldü.

Katliamın koordinesi Cemal Mutki

Hewlêr Katliamı sırasında kentte bulunan PKK kadrolarından Sinan Herekol 14 Aralık 2013 yılında, Komünar dergisine verdiği kapsamlı röportajda şu detayları paylaşmıştı:

“Cemal Mutki Hewlêr Asayiş komutanıydı. Bütün operasyonlarda aktif rol aldı. TC ile omuz omuza çalıştı. Bizimle ilişkide olan ve bütün yurtseverlere aynı zamanda saldırı gerçekleştirildi. Katliam ağırlıklı olarak 16 Mayıs’ta gerçekleşti. Yaklaşık iki buçuk, üç saat sürdü. Aynı günde eş zamanlı olarak 70 noktaya operasyon düzenlendi. Parti evi, YNDK, hastane, gazete, kültür kurumu ve bizim Avrupa’dan gelen dostların bulunduğu ev basıldı. Yine Abdulxalid Zengene vardı. Yeni bir örgüt kurmak istiyordu bizim yanımıza da gelip giden biriydi. Onların da büroları basıldı

Helin arkadaş örgüt yönetiminde yer alan bir arkadaştı. Kadın arkadaşların sorumlusuydu. Berbang arkadaş ise hastane yönetiminde yer alıyordu. Aynı zamanda sağlıkçıydı. Serhatlıydılar. İkisinin en çarpıcı özellikleri sınırsız fedakar ve emekçi olmalarıydı. Orada katledildiler.

Salih Ağaç arkadaş vardı. Daha Hilvan-Siverek mücadelesinden bu yana örgüt mücadelesinde yer alan bir arkadaştı.

Şefik arkadaş vardı. Beytüşşebaplıydı, 1985’ten beri örgütle ilişkide olan bir aileydi. Ağır hastaydı; yatalaktı, katledildi.

Yine Kerim arkadaş vardı. Siirt’in Girdara köyündendi. Daha küçükken gerillaya katılmıştı. Yaralıydı, Hewlêre ulaştırılmıştı. Daha üç gün olmamıştı ameliyattan çıkalı. O haliyle katledildi.

İsmail Kıyas arkadaş Maxmûr Kampındandı. Yarı profesyonel bir kadro gibiydi. Bir kadro kadar aktifti. Şırnak halkını olumlu etkileyen bir arkadaştı. O da katledildi.

Serbest arkadaş vardı. Gerçek ismi İbrahim’di. Haruniydi. Xwara köyündendi. Partinin milisiydi, katledildi.

Mahmut Afarof arkadaş vardı. Ailesi Maxmûr’daydı. Bir kardeşi Agit arkadaşın yanında yaralandı, sonra fedai eylemi gerçekleştirdi, şehit düştü.

Kürdistan şehitleri

Katledilen basın çalışanlarının isimlerini Stêrk TV editörü Karzan Alî şöyle sıraladı:

  1. Mihemed Nadir Gezneyî (Xogir), 1970 Hewlêr doğumlu.
  2. Azad Mihemed (Kemal), 1971 Rewandûz doğumlu.
  3. Şiwana Hemelaw (Rêbaz), 1971 Silêmanî doğumlu.
  4. Îdrîs Alî Mihemed (Azad), 1973 Pencewîn doğumlu.
  5. Receb Mihemed Salih (Goran), 1971 Kelar doğumlu.
  6. Gelawej Kemal Hesen (Rewşen), 1971 Silêmanî doğumlu.
  7. Yûsiv Xalid Necîb (Mirad), 1973 Silêmanî doğumlu.
  8. Hamîd Berzencî (Kawa), 1973 Kerkûk doğumlu.
  9. Îsmaîl Ebdila Kurde (Aram Şaqlawa), 1972 Şaqlawa doğumlu.
  10. Gelawej Arif Mehmûd (Berxwedan), 1975 Silêmanî doğumlu.
  11. Şêx Kamîran Hîranî (Kamiran), 1968 Hîran doğumlu.
  12. Perî Osman Mihemed (Peyam), 1973 Silêmanî doğumlu.
  13. Nahîde Hemad Salih (Rûken), 1971 Silêmanî doğumlu.
  14. Günay Geçilmez (Ronahî), 1971 Pazarcik doğumlu.
  15. Mêrxas Serêkanî (Mêrxas), 1970 Serêkanî doğumlu.
  16. Ronî Melezgîrd (Ronî), 1978 Melezgîrd doğumlu.
  17. Roza Yûsiv (Roza Cudî), 1969 Dirbêsiyê doğumlu.
  18. Ciwan Şêxo (Hûner), 1965 Dêrîk doğumlu.
  19. Serkewt Xaneqînî (Serkewt), 1972 Xaneqîn doğumlu.
  20. Bekir Doxan (Nûman), 1968 Riha doğumlu.

Özgür Basın büyüdü

Yeri gelmişken şu bilgiyi de verelim: Başûrê Kurdistan’daki basın-yayın çalışmaları 90’lı yıllardan bu yana sürmektedir. Basın çalışanları güncel haberler dışında, Rêber Apo ve Parti edebiyatına ait yüzlerce kitabı da Soranîce’ye çevirdi. Böylelikle devrimin dilini Kürdistanileştiren bir gelişmeyi ortaya çıkardılar.

Başûr’daki basın çalışmalarının sembol ismi ise Rêber Kerkûkî’dir. O, 1993-2000 yılları arasında bütün basın çalışmalarında yer aldı. Rêber Kerkûkî, 2001 yılında Qandîl dağında çığ düşmesi sonucu şehit düştü. Şehit düşen KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Diyar Xerîb ve PKK MK üyesi Viyan Soran da gençlik yıllarında Başûrê Kurdistan’daki basın çalışmalarında yer alan diğer isimlerdir.

Bunları da beğenebilirsin