Mahabad Cumhuriyeti: Derslerle dolu bir ilan ve son!

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı ve Safevi devletlerinin yıkılmasının ardından yerlerine birçok yeni ulus devlet  ikame edildi. Osmanlı Devleti’nin yerine Türkiye, Irak ve Suriye kuruldu.  Kürdistan bu devletler arasında paylaştırıldı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İran Sovyetler ve İngilizler tarafından işgal edildikten sonra yönetimde ciddi boşluklar oluştu. Eylül 1941 yılında Şah Rıza Pehlewî Britanya’nın baskıları sonucunda ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Şah Rıza Pehlewî yerine oğlu Mihemed Şah Rıza geçti.

Fırsatlar

Britanya ve Sovyetlerin İran’da etkisinin artmasının ardından yönetimin gücü azaldı. Sovyetler de Kürtlere ve diğer gruplara destek sözü verdi. Kürtler ve Azeriler için haklarını elde etmek fırsatı doğdu. 16 Ağustos 1943’te Komela (Kürdistan Diriliş Topluluğu) kuruldu. 1944’te ise üç Kürt örgütü Komela, Xoybun ve Hevi bir araya gelmiş, güçlerini birleştirme kararı almış ve ‘üç sınır’ adlı bir anlaşma imzalamışlardı. Mahabad’a giden süreç, işte böyle Kürtler arasındaki birlik ve bölgedeki dengelerin getirdiği “fırsatlar” olmuştu. Fırsatlar ile birlikte 17 Ocak 1946’da Tebriz’de Azerbaycan Cumhuriyeti, 22 Ocak 1946’da ise Mahabad’da Mahabad Cumhuriyetini kurdu.

Mahabad’ın Kuruluş Hazırlıkları

16 Ağustos 1943’te ise Komela (Kürdistan Diriliş Topluluðu) kuruldu. Kuruluşunda, Hiseyîn Firuher, Ebdulrehman Zebîhî, Ebdulrehman Îmamî, Ebdulqadir Muderîs, Necmedîn Tewhîdî, Mihemed Nanewezade, Elî Mihemedî, Mihemed Eshabî, Ebdulrehman Kiyanî, Sedîq Heyderî ve Qasim Qadirî gibi isimler yer aldı.

İngiliz işgalinin yaşandığı günlerde 2 Eylül 1941’de Türk hükümeti, Londra’ya bir not gönderdi. Notta bölgedeki Kürtlerin örgütlemelerine dikkat çekiliyor, İngiliz hükümeti uyarılıyordu. Aynı yıl Qazi Muhammed başkanlığında Kürt heyeti, Sovyetlerle görüşme amacıyla Bakü’ye gitti. Azerbaycan başbakanı Bakırof ile görüşen Kürt heyeti, Sovyet idaresiyle başta ekonomi olmak üzere birçok anlaşma imzaladı.

Qazi Muhamed

Mahabad’ın Kuruluşu İlan Edildi

22 Ocak 1946 günü Mahabad’ın tarihi Çarçıra meydanında sehpaya çıkan Qazi Muhamed, elindeki bildiriyi okuyarak cumhuriyeti ilan etti. Mahabad’ın tarihi meydanında toplanan binlerce kişi önünde 46 yaşındaki Qazi Muhamed, “Kanımın son damlasına, alacağım son nefesime kadar Kürdistan’ın bağımsızlığını ve cumhuriyeti koruyacağıma Allah’ıma, Kürt ulusuna ve kutsal Kürdistan bayrağı üzerine yemin ederim” sözleriyle cumhuriyeti ilan etmişti.

İlandan birkaç gün sonra 14 bakandan oluşan hükümet kabinesi kuruldu. Kürtlerin birliği sembolize eden renkler ilk kez bir devletin bayrağına yansımış, ünlü şair Dildar’ın 1938 yılında hapisteyken kaleme aldığı “Ey Reqip” şiiri ulusal marş olarak kabul edilmişti. Okullarda Kürtçe eğitim görülüyor; operalar kuruluyor ve çocuk dergileri, bilimsel kitaplar, şiirler basılıyordu. Askeri alanda ise , milisler düzenli orduya geçmişti artık.

Kürtler Yüz Üstü Bırakıldı

Mahabad Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından bölgedeki dengelerin değişmesi, siyaset üzerinde de değişimlere yol açıyordu. 2. Dünya Savaşı’nın bitiminden hemen sonra dünya dengeleri de değişti. Hitler Almanyasının korkusu yerini doğu-batı arasındaki soğuk savaşa bıraktı. Sovyetler, İran’a yanaştı, Tahran ile petrol anlaşmaları yaptı ve Amerikan’ın baskısıyla da güçlerini bölgeden çekme kararı aldı. Kürtler yüzüstü bırakılmış, kazanımları masa üstünde yapılan görüşmelere kurban edilmişti. Kürtler İngilizler ve Sovyetler tarafından yüz üstü bırakıldı. Binlerce Kürt kirli ilişkilere kurban edildi.

Kızıl Ordu Haziran 1946’da İran topraklarından çekilmeye başladı, 17 Aralık’ta ise Mahabad’a giren İran ordusu cumhuriyetin önderlerini esir aldı. Cumhuriyetin genelkurmay başkanı olan Molla Mustafa Barzani 500 Pêşmerge ile uzun ve zorlu yürüyüşten sonra, Aras nehrini geçerek Sovyetlere sığındı.

Çarçıra Meydanı’nda İdam Edildi

Cumhuriyetin kurulmasından tam bir yıl ve bir gün sonra, 23 Ocak 1947’de Qazi Muhamed’e İran askeri mahkemesi idam cezası verdi. Aynı yılın 31 Mart gününde ise cumhuriyetin ilan edildiği meydan olan Çarçıra’da Qazi ve 2 arkadaşı idam edildi. Qazi Muhamed, 20. yüzyılda idam edilen son Kürt önderiydi. Geride ise 11 aya sığan Kürtlerin ‘bağımsız devlet olma’ ve cumhuriyet mutluluğu kaldı.

Kürtlerin 20. yüzyıldaki tek cumhuriyet sevinci, 11 ay sonra ne acıdır ki aynı meydanda kurulan idam sehpasıyla son bulacaktı. Geride ise Kürtlerin kısa süreli cumhuriyet ve devlet tecrübeleri kaldı.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, yaşanan süreci şu ifadelerle açıklayacaktı: ‘’Kanıtlanan şey, kapitalist modernist güçlerin günlük çıkarları uğruna bir halkın binlerce yıllık vatanını bir çırpıda feda edip yok saymaktan çekinmeyecekleriydi.’’

Önder Öcalan: ‘’Kadı Muhammed’in önderlik ettiği Mahabad Cumhuriyeti deneyimi, modern halkçı niteliğine rağmen, öteki isyanlarla aynı akıbeti paylaşmaktan kurtulamamıştır. Beyaz Türk faşizmiyle Rıza Pehlevi faşizmi arasında 1937’de Sadabad Paktı adıyla varılan anlaşma özünde Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın çağdaş biçimi olup, Kürt bölünmesini derinleştirme ve özgürlük hareketini ortaklaşa tasfiye etme amaçlıdır. Günümüzde de Türkiye’deki yeşil faşist iktidarla İran İslâmî faşist iktidarı arasında Kürdistan’ın ulusal varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama mücadelesine karşı yapılan ve yürütülen çok sayıda gizli anlaşma söz konusudur.’’

Bunları da beğenebilirsin