Son görüşmelerinde Önder Öcalan Pênciwênî’ye ne dedi?

Kürt siyasetçi ve Önder Apo’nun arkadaşı Mihemed Emîn Pênciwênî, ‘Nasıl Köprü Oldum?’ isimli kitabında Önder Öcalan’la İtalya’daki son görüşmeleri hakkında bilgiler veriyor. Kitapta; “Başkan bana ‘cezaevinde dahi olsam direnişi ve çalışmaları bırakmayacağım, PKK düşmeyecek binlerce Öcalan PKK’nin içinde var’ dedi.” ifadeleri yer alıyor.

Türkiye ile Suriye arasındaki imzalanan Adana antlaşmasının ardından Önder Öcalan’ın 1998 yılında Suriye’den çıkması gerekti. 9 Ekim 1998 yılında Suriye’den ayrılan Rêber Öcalan Rusya, İtalya, Yunanistan ve son olarak Kenya’ya geçmek zorunda kaldı. 15 Şubat 1999 yılında ise yakalanarak Türkiye’ye teslim edildi.

Kürt siyasetçi ve Rêber Apo’nun arkadaşı Mihemed Emîn Pênciwênî, ‘Nasıl Köprü Oldum?’ isimli kitabında Rêber Öcalan’la İtalya’daki son görüşmeleri hakkında bilgiler veriyor.

Önder Abdullah Öcalan ve Mıhemed Emin Pencwini

Öcalan ile son görüşme

“O zamanlar Berlin’de kültür ve Kürt Enstitüsü çalışmalarıyla ilgileniyordum. Bunun yanı sıra Parlamento Konsey Başkanlığı Kültür Sorumlusuydum. Diğer arkadaşlarla birlikte diplomatik ve siyasi çalışmalar da yürütüyordum. Öcalan’ın çıkışını önceden tahmin etmiştim. O dönemin çabası ve kaygısı onun nasıl kurtarılacağı ve Avrupa’da sığınma hakkını nasıl alacağımızdı.

Öcalan Rusya’dan İtalya’ya geçti. Burada başvuru için koşullar oluştu. O dönem İtalya’da hükümet solcuların elindeydi,  Maksimo Dalima ise başbakandı. Öcalan’ı koruma amaçlı Roma’da askeri bir hastanede tutuluyordu.

Hastanenin yanında büyük bir alan vardı. Her gün on binlerce Kürt ve yabancı dostları bu alanda toplanıyordu. Gece de oradan ayrılmıyorlardı. Bu yüzden Roma belediyesi bu alana çadırlar yerleştirerek halka kalacak yer veriyordu. Alan büyük bir kampa dönüşmüştü. Halk kitleler elinde geliyordu. Akşamları Belediye Başkanlığına ve Hükümet Başkanlığı’na doğru yürüyüşler gerçekleşiyordu. Öcalan’a siyasi sığınma hakkı verilmesi isteniyordu.

O dönem dünyanın ve İtalya’nın en önemli gündem maddesi Kürtler ve Öcalan’dı. Bir gazetede şöyle yazılmıştı: “Kürtler Roma’da bir nehri işgal etti.”  Berlin’de Kürt Enstitüsü adına Öcalan’ı ziyaret etmek için bir heyet oluşturuldu. Benim dışımda Sebrî Agirî, Necîb Balayî ve Bekir Hesen heyette yer alıyordu.

Roma’ya ulaştığımız zaman Öcalan’ı askeri hastaneden büyük bir polis grubu tarafından korunan bir eve almışlardı. Bizim ziyaret etmemize izin verdiler. İçeri girdiğimizde küçük bir merdiveni aşarak 2. kata ulaştık. Yanında üç erkek bir kadın vardı. Beni gördüğü zaman bana sarıldı.

Pênciwênî: Sen konuştuğun zaman söylediklerin bütün Avrupa’da yankılanıyor. Bütün dünya senin konuşmanı bekliyor. Dışarıda yüzlerce gazeteci ve televizyoncu senin sözlerini aktarmak için bekliyor. Sizin mesajınız dünyaya ulaştı. Sizin gözlerinizde umudu ve Kürdistan için yapılması gerekenleri görüyorlar.

Önder Öcalan ve M. Emin Pencwini

Öcalan: Devrim kazanacak

Başkan: “Bizim üzerimize büyük bir plan yapılıyor. Dünyada yalnızız. Dost bildiklerimiz bize sırtını döndü. Ama bilsinler ki Kürtlerin davası benden büyüktür. Ben esaret altına düşsem dahi direnişi ve çalışmalarımı bırakmayacağım. Siz de kendi çalışmalarınızı yürütün, sonunda devrim kazanacaktır. PKK’de düşmeyecektir, onun içinde binlerce Öcalan var.”

‘PKK yok olmaz’

Dışarı çıktığımız zaman gazeteciler ve televizyoncular bizlere Öcalan’ın ne dediğini sordular. Soruları hızlıca geçiştirip hiçbir arkadaşımın konuşmasına izin vermedim. Kısaca onlara devrim kazanacak ve PKK yok olmayacak. PKK’nin içinde binlerce Öcalan var dedim.

(rb)

Bunları da beğenebilirsin