Çarşamba, 12 Ara 2018 – 09:20 HABER MERKEZİ/DANA OMER
Kerkük Irak’ın en önemli kentlerinden biri. Kente Kürt, Arap ve Türkmen halkları iç içe yaşıyor. Yeraltı zenginliği dolayısıyla siyasi güçlerin çekişmesine sahne olan bir kent. İşgalci Türk devleti de bölge üzerinde hesap yapmakta.
Baas rejiminin yıkılması ile birlikte ‘Tartışmalı Bölgeler’ arasında yer alan Kerkük Merkezi Irak Hükümeti ile Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin temel konularından birini oluşturdu. 2003 yılında 58.madde Irak anayasasında geçici yasa çıkarıldı. 2005 yılında Irak anayasasında ‘Tartışmalı Bölgeler’ sorununa 140.maddede ışık tutuldu. 140.maddeye göre iki yıl içinde tartışmalı bölgelerde huzur ortamı sağlanacak, nüfus sayımı yapılacak ve referanduma gidilecekti. Dış güçlerin bölgeye müdahalesi sonucu -ki bunlardan biri de Türk devletidir- bu sorun 15 yıldır çözümlenmiş değil.
DAİŞ çeteleri 9 Haziran 2014’te Musul’u işgal etti. Irak güçleri DAİŞ güçlerinin saldırısı sonucu Kerkük’te dahil tartışmalı bölgelerden çekildi. Peşmerge güçleri Irak ordusundan boşalan bu alanlara yerleşti. Bu durumdan Türk devleti hoşnut olmadı. Türk yetkililer Kerkük’e ilişkin sert açıklamalarda bulunarak, Kerkük’ü Kürtlere bırakmayacaklarını sık sık dillendirerek, işgal girişimlerini meşru göstermeye çalıştı. Zaten TC cumhurbaşkanı RT.Erdoğan bir açıklamasında Musul, Kerkük, Süleymaniye ve Hewlêr’e kadar gideceklerini açıklayarak, işgal hedeflerini dile getirmişti. Açıklamalar ardından Türk devleti doğrudan işgal saldırılarına başladı. Türkmenlerden bir güç oluşturmak istedi. Bölgede çete grupları devşirerek onlara mühimmat gönderdi.
Yine DAİŞ’e karşı savaşı bahane ederek askeri güçlerini Başika kampına yığdı. Burada çetelere eğitim vermeye başladı.
Türk devletinin çetelere verdiği destek verdiği belgelendi. Yüzlerce ajansta bunlar belgelerle kamuoyuna yansıtıldı. 8 Nisan 2018’de Kerkük vilayetinin Hewîce kasabasına bağlı Humere köyünde Heşdi Şabi ve DAİŞ çeteleri arasında çıkan çatışmada öldürülen 5 çeteden birinin üzerinde Türk bayrağı çıktı.
Yine 11 Temmuz 2018’de Irak parlamentosu eski vekillerinden biri, Türk devletinin Türkmen Cephesi için 500 kişiden oluşan silahlı bir güç oluşturduğunu açıkladı. Bu güçlerin doğrudan Türk devleti tarafından eğitildiği ve maaşlarının ödendiği belirtildi. Bir buçuk yıldır Türk devletinin bu grubu oluşturmak istediğini açıkladı. Eski vekil, konuyla ilgili yerleri bilgilendirdiklerini belirtti.
Türk devleti Kerkük’ü kendisininmiş gibi görüyor
21 Ağustos 2018’de Türkiye Irak büyükelçisi Fatih Yıldız Kerkük’ü ziyaret ederek Nurî camiinde, “Kerkük atalarımızın topraklarıdır” demiş ve bölgedeki oluşumlar sert tepki göstermişti.
Siyasetçi ve akademisyen Dr. Yusif Şêx Bizênî konuyla ilgili şunları söyledi; “Başurê Kürdistan İran ve Türkiye’nin kontrolüne girmiştir. Türkiye Başur kentlerini daha fazla kontrol etmek istemektedir. Kerkük’te siyasi projelerini hayata geçirmek istiyor. Bunun için de Türkmenleri amacına ulaşmak için bir araç olarak kullanıyor. Bu yöntem eski bir Osmanlı sistemidir.”
KDP’li eski Irak parlamenteri Şaxewan Abdula ROjnews’e konuşarak, Türkiye’nin Türkmenler aracılığıyla Kerkük’ü işgal etmek istediğini belirtti.
Kerkük Valiliği
16 Ekim 2017 olaylarından sonra Irak ordu gücü Kerkük’ü ele geçirdi. Kerkük vali yardımcısı Rêkan Cibûrî Irak Eski başbakanı Heyder Ebadî tarafından Kerkük’ün vekil valisi olarak atandı. Kerküklü oluşumlar Rêkan Cibûrî’nin kentte yürüttüğü faaliyetlerden memnun değildi. Kerküklüler, Cibûrî’nin Kürtlerin arazisine el koyup Araplara verdiğini belirtiyordu.
Rêkan Cibûrî 12 Mayıs Irak genel seçimlerinde vekil olarak seçildi. Ancak Cibûrî halen mecliste yemin etmiş değil. Kerkük’teki vekil valilik görevine ise devam ediyor.
Irak eski parlamenteri Şiwan Davudî konuya ilişkin şunları söyledi; ‘Türkiye ve Sünni Araplar Cibûrî’nin Kerkük’te vekil bali olarak görevine devam etmesini ve parlamenter olmamasını istiyor. Türkiye bu sebepten Cibûrî’ye vekil vali olarak kalması için baskı uyguluyor.”
Türk ana akım medyasına göre 9 Aralık’ta RT.Erdoğoan Kerkük ve Kuzey Suriye’de yer alan Cerablus’ta 2 enstitü açılmasını istiyor. Bunun yanında Kürdistan Bölgesinden onlarca genci Türkiye’deki İslami kolej ve enstitülere götürerek burada onlara eğitim verildiği biliniyor.
Diğer yandan Türk devleti bölgeyi Kültür sanat faaliyetleriyle de işgal etmek istiyor. Dizilerde Kürtlere saldırılıyor, senaryoda Kerkük’te Kürtlerin öldürüldüğü gösteriliyor. Yine dizi filmlerde Kerkük’ün Türkmenlerin olduğu ve öyle kalacağı vurgusu öne çıkarılmak isteniyor.
Kerkük Kapalı Çarşısı
133 yıllık geçmişi bulunan Kerkük Kapalı Çarşısı 27 Kasım’da yangın çıktı. Çıkan yangında 300’e yakın dükkan yandı 30 Kasım’da Türkiye Irak büyükelçisi yeniden Kerkük’e giderek yanan Kapalı Çarşıyı ziyaret ederek, tarihi çarşının Osmanlılar döneminde inşa edildiğini iddia ederek, çarşıyı yenileyeceklerini söyledi. Bu açıklama da Kerkük’ü işgal etme niyetinin bir başka biçimiydi. Halk bu açıklamaya da tepki gösterdi.
Tarih bilimci Ebdulstar Cebarî, Kapalı Çarşının ilk olarak Kerkük’te bulunan Yahudiler ve Kürtler tarafından yapılmaya başladığını belirtti.
Kapalı Çarşı’nın Osmanlılar tarafından yapıldığı iddialarını da değerlendiren Cebar, “Bu iddialar kesinlikle doğru değildir. Doğrudur o dönemlerde bölgede Türkmenler de yaşamaktadır. Osmanlılar yalnızca işgalcilikten anlarlar. O dönemler de Kapalı Çarşı Yahudiler tarafından yapıldı. Tüm delileler de bunu göstermekte. Örneğin Şêx Mêxdîne mezarlığında Osmanlılara ait tek bir mezar bulunmaktadır” diyerek söz konusu iddiaların doğru olmadığını belirtti.
Elî, “Türk devleti birgün Kerkük’te silahlı güç oluşturuyor, bir gün Kapalı Çarşıyı yeniden inşa etmek için yardımda bulunacağını belirtiyor. Açık ki bu değerlendirmelerle halkı yanına çekmek istiyor. Kuşkusuz Türk devletinin Kerkük’teki temel amacı petroldür. Yine Türkmen Cephesini güçlendirmek… Öte yandan Kerkük’teki ortak yaşamı bozma girişimleridir” dedi.
Yazar ve siyasi gözlemci Letîf Fatîh de, “İran ve Türk devleti ’tartışmalı bölgeler’e müdahale etmek istiyor. Bunu için bazı gruplara destek vermekten geri durmuyor. Türk devletinin Kerkük’e müdahalesi de bu girişimlerin bir parçasıdır. Ne zaman Kerkük’ü ziyaret etseler oluşumlar arasındaki ilişkileri bozmaktan geri durmuyorlar dedi.
Öte yandan 2018 yılında Türk devletinin Irak ve Kürdistan Bölgesine müdahalesi artmış durumda. Özellikle de Kerkük yönetimine müdahale etmektedir. Referandum sürecinde de Türk devleti Irak’a destek vererek tartışmalı bölgelere müdahalede rol oynadı. Yine Irak ve Kürdistan Bölgesi ile Kerküklü oluşumlar arasında karışıklık yarattı. Türkiye Kerkük planını hayata geçirmek için uygulamaya devam ediyor.
https://youtu.be/F63nkV9uMJU?