Dr. Mehmûd Osman: Türkiye bölgeyi bombalıyor ama kimse ses çıkarmıyor

Kürt siyasetçi Dr. Mahmud Osman, “Türkiye her gün bölgeyi bombalıyor, Irak’ta savaşıyor ve sivilleri öldürüyor. Ancak kimse karşı çıkmıyor. ABD’nin Irak’ın egemenliğini savunduğunu iddia ediyor ama ‘yalan söylüyor’ çünkü Türkiye’nin yanındadır. Türkiye’yi her gün bize saldırmaya teşvik ediyor” dedi.

Kürt siyasetçi Dr. Mahmud Osman, Irak ve Kürdistan Bölgesi’ndeki son durum, 140’ıncı madde alanında bulunan bölgeler, yeni hükümetin kurulma aşamaları, ABD’nin Irak’taki varlığı, İran’ın etkileri hakkında, ajansımız RojNews’in sorularını yanıtladı.

*Irak’ta yeni bir kabinenin kurulmasına ilişkin düşünce ve öngörüleriniz nelerdir?

Irak başarılı bir devlet değildir ve oluşacak bu kabine ister çoğunluk, isterse mezhepsel olsun, başarılı olmayacaktır. 2003’te Saddam Hüseyin’in düşmesi, ABD ve koalisyon güçlerinin Irak’a gelmesinden beri bir grup siyasete hükmediyor. Şimdi de devlete hükmetmek istiyor. Ancak dünyadaki ülkelerde iktidarlar her dört yılda bir değişir. Irak halkı, seçimin sonucundan ve katılımın düşük olmasından memnun değil ve iktidarın kendi ellerinde olmasını istiyor. çöküşün yaşandığı böylesi bir zamanda, örneğin hükümet içinde bazı insanlar var, bu dağılma sonucunda neden iktidarda kalıyorsunuz?

*Irak’taki siyasilerin ve güç taraflarının büyük bir bölümünün iktidarda kalma ısrarı nedir?

Irak güçlerinin çoğu silahlı ve milis gruplara sahip olduğundan, neredeyse hiç kimse onlara karşı çıkamıyor, bu yüzden Irak’ın çoğuna kendi isteklerini empoze ediyorlar. Seçimin üzerinden 2 aydan fazla zaman geçti, ancak sonuç hala kesin değil ve Anayasa Mahkemesi sonucu açıklayamayana kadar da netleşmeyecek. Çünkü hala karşı çıkanlar var. Bana göre Irak çok kötü bir durumda ve hiçbir hükümet biçimi başarılı olamayacak. İşin içinde olanlar artık hükümette değil ve mağlup oldular. Irak artık bir askeri üs ve her tarafta silahlı güçler bulunuyor. Silahlı hiçbir ülke başarılı olamaz. Irak’ta silah iktidardır ve bu da kötü bir şeydir.

*Ülkelerin müdahalesi, Irak’taki yeni hükümetin kurulmasını nasıl etkileyecek?

Genel olarak, 2003’ten beri Irak’ta iki ülke var: ABD ve İran. Ama İran biraz daha fazla, çünkü Irak’ın gücü Şiilerin elinde ve dolayısıyla İran’ın hegemonyası artıyor. Ancak, Amerika’nın bir dereceye kadar etkisi var. Genel olarak Irak’ın işlerine çok fazla müdahale ediyor. Şimdi İran ve ABD Viyana’da anlaşsalar da anlaşmasalar da, Irak’la doğrudan bir bağlantısı var.

*Irak’a müdahale eden başka ülkeler var mı?

Irak’ta dış müdahale çok yaygın ve Türkiye de bunlardan biridir. Türkiye her gün bölgeyi bombalıyor, Irak’ta savaşıyor ve sivilleri öldürüyor. Ancak kimse karşı çıkmıyor. ABD’nin Irak’ın egemenliğini savunduğunu iddia ediyor ama “yalan söylüyor” çünkü Türkiye’nin yanındadır. Türkiye’yi her gün bize saldırmaya teşvik ediyor. Türkiye ve İran kendi istekleriyle gelip gidiyorlar. Bu Irak’ta kötü bir durum yaratıyor.

*Irak seçimlerini Amerikan cephesinin kazandığı söyleniyor, siz ne düşünüyorsunuz?

Aslında, Amerika başarısız oldu. Çünkü Sadr, çoğunlukla Amerika’nın yanında bile değildir ve Amerika’ya karşıdır. İran’dan yana olanlar daha az ses çıkardı ve protestoların başlangıcında daha az ses çıkaracakları açıktı. Çünkü Kasım protestosu onlara karşı değildi. İran başarısız oldu ve bunu kabul etmiyor.

*Kürdistan Bölgesi’ndeki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Problemler var. Çünkü taraflar kendi aralarında tek ses değiller ve başta KDP ile YNK olmak üzere sorunları var. Bir de aynı zamanda maaşların ödenmesi sorunu var ve Bağdat bazen maaşları gönderiyor bazen göndermiyor. Kürdistan Bölgesi’nin petrol gelirlerini takip eden Dîloyit Şirketi, yakın tarihli bir raporunda, gelirlerin yüzde 42’sinin Maliye Bakanlığı’nın eline geçtiği ve genel olarak başka yolsuzluk ve sorunların da olduğu belirtiliyor. Bağdat’la diyalog için bile her taraf Bağdat’a ayrı ayrı gidiyor ve Türkiye ile İran ile de tek ses olamıyorlar. Bu yüzden durumun iyi olduğunu söylemek mümkün değildir.

*KDP daha çok birlikten bahsediyor ama YNK ile sorumluluğu paylaşma konusunda şüphelidir ve bunun yanında, PKK’ye karşı güçlerini harekete geçirdi, bu konuda ne söylemek istersiniz?

Kürdistan’da birlik yok. Her parti kendisi için daha çok çalışıyor. Tabii partiler arasında da özellikle PKK ve KDP arasında sorun var ve aralarında diyalog yok. KDP ile YNK arasında da sorun var. Bana göre bu eksikliktir ve herkesin Kürtlere ve Kürdistan’a hizmet etmek için ulusal bir duruşu olmalı. Şimdi pêşmergeyi birleştirmeye, tarafları tek ses ve tek tavırla birleştirmeye çalışmak gerekiyor. Bu durumu daha iyi çözmek gerekiyor, aksi takdirde sorun büyür

*Muhalefetin Kürdistan Bölgesi’ndeki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kürdistan Bölgesi’nde muhalefet yok. Muhalefetin tarafları ve bu isimleri alanların hepsi farklı ve birlik içinde değiller. Bazıları hiçbir çalışma yapmıyor ve hiçbir güçleri yoktur. Sadece Meclis’te konuşuyor ve açıklama yapıyor. Yapacakları hiçbir şeyleri ve programları yok. Hükümet de muhalefeti dinlemiyor. Yani Kürdistan Bölgesi’nde demokrasi yoktur.

*Kürdistan Bölgesi’nin anayasası neden hala yazılmadı?

Irak anayasası 2005’ten beri yürürlükte ve Kürdistan’ın da anayasa yapma hakkı vardı. Ancak Kürdistan partileri yazamadı. Çünkü birbirleriyle uyumsuz ve aralarında çelişkiler var. Örneğin Kürdistan Bölgesi Başkanı görevi için KDP halk tarafından seçilmesi gerektiğini söylüyor. Diğerleri, parlamentoda seçilmesi gerektiğini söylüyor. Bu amaçla birkaç kez bir araya gelip bir konsey oluşturdular. 16 yılda hiçbir şey yapmadılar. Bu da çok büyük bir dezavantaj. Şimdi bile hiçbir şey yazamıyorlar. Anayasa, taraflar arasındaki çatışmanın kurbanı olmuştur.

*ABD Irak’tan çekilirse ne olur?

ABD, Irak’ta bulunduğundan beri, özellikle Kürtler için iyi işler çıkarmadı. Türkiye ile ittifak yapıyor ve İranlı Kürtleri umursamıyor. İran’la, Bağdat’ta Irak’la uzlaşmaya çalışıyor. Ama DAİŞ’e karşı savaşan Kürtlere bir selam bile vermediler. Bana göre Kürtler için iyi olmadı ve olmayacak. Belki de görevi kendini korumaktır. Kazimi ile işlerin değiştirilmesi konusunda anlaşabilirler ve Kazimi kalabilir de. Ama daha az sayıda ve birçok kişi buna karşı ve diyor ki, gitmeli. Ama kalırsa, Irak’a yardımı fena değil.

*DAİŞ’in pêşmerge güçlerine yönelik saldırılarına ilişkin görüşleriniz nelerdir?

DAİŞ, bulundukları Sünni bölgelerinde sayıları arttı. Heşdi Şabi’ye karşı olmaları nedeniyle bölgede büyümüştür, Şiilerin içine giremedikleri için artık Kürt bölgelerine daha fazla önem veriyorlar ve güvenlik boşluğu olduğunu düşünerek oradan harekete geçiyorlar. Irak Ordusu ve pêşmerge işbirliği yaparsa harekete geçemezler. Pêşmerge cepheleri için savaşın bazı temel gereksinimleri var ve onların yerine getirilmesi gerekiyor.

*Kerkük ve 140’ıncı madde kapsamına giren alanlar nasıl korunmalıdır?

Kerkük’te partizanlık olmamalı. Bölgede ulusal bir politika olmalı ve bütün partiler Kürt halkının amacına uygun çalışmalı ve kentte bulunmalıdır. Herkes partisinin genel merkeziyle meşgul olmamalı. Eskiden KDP ve YNK böyleydi. Bu yüzden Türkmenler Türkiye’nin desteğiyle ‘Kerkük bizim’ diyorlar. Ama onların dedikleri ve istekleri olmayacak. Çünkü çoğu Kürt ve alanlar Kürdistan halkına aittir. Bu konuda Irak anayasasında da 140’ıncı maddenin henüz uygulanmadığı bir madde var. Bu şehrin kaderi bu madde belirler. Durum, normalleştirilmelidir. İstatistikler dahil edilmelidir. Ardından anket yapılmalıdır. Halkı Irak’a mı yoksa Kürdistan Bölgesi’ne mi ait olduklarını belirlemeli.

Bunları da beğenebilirsin