Dünyanın yaratılışı ve yaşamın başlangıç günü: Çarşema Serê Nîsanê

ÎBRAHÎM ÊZIDÎ-ŞENGAL

Êzidîler, dünyanın yaratılışını ve doğanın tüm evrelerini kutsal saydıkları için her mevsimin başında bir Êzidî bayramı düzenler. ‘Çarşema Serê Nîsanê’ Bayramı baharın ve yeni yılın ilk günü anlamına gelir. Êzidî inancına göre doğanın ve insanlığın varoluşu bu ayda başlamıştır. Evren tamamlandıktan sonra Tawisi Melek dünyaya gelmiş ve yaşamı başlatmıştır.

Êzidîlerin ,‘Çarşema Serê Salê’ ya da ‘Çarşema Nîsanê’ Bayramı’nın anlamı bugüne kadar birçok farklı biçimde yorumlanmıştır. Oysaki geçmişe dönüp baktığımızda bu bayramın 3 temel üzerinden kendini koruyarak günümüze kadar geldiğini görürüz.

Bayramlarda kültürel, tarihi ve ulusal pek çok doku bulunmaktadır. Çarşema Nîsanê inanç açısından önemli olduğu kadar ulusal kimlik yönü açısından da önemli bir bayramdır. Çünkü varlıklarını korumak için çok ağır bedel ödeyen Êzidîler ancak bayramlar ile maneviyatlarını güçlü tutarak günümüze kadar kalabilmişlerdir. Ezidîler, en zor şartlarda ve düşmanın elinde bile bayramlarını kutlamış ve bayramların kutlanması onlar için yurtseverliğin kriterlerinden biri haline gelmiştir. Dolayısıyla birileri bayramdan bahsettiğinde, ‘ne olursa olsun bayramlarımızı kutlamaktan vazgeçmeyeceğiz’ diyorlar. Eğer bugün hala Êzidîler bu bayramı kendi topraklarında kutluyorlarsa bunun çok daha büyük bir anlamı vardır. Güney Kürdistan’daki Êzidî göçmenler nerede olursa olsunlar bayramı kutlamak için Şengal’e gider. Bayramlar ile kutsal topraklar arasındaki ilişkinin kaynağıda buradan geliyor. ‘Çarşema Serê Salê’ Bayramı’nın kutlanması dünyanın başlangıcının kutlamasıdır. Yaşamın kaynağı olan dünya; toprak, su, rüzgar ve ateşle çevrilidir.

 Dünyanın varoluşu yaşamın ve baharın başlangıcıdır

Güneşe tapanlar ya da onu kutsal sayan toplumlar, dünyanın en eski ve inançlarına en bağlı toplumlardır. Bu bağlılık kendisini Çarşema Nîsanê Bayramı’na olan bağlılıkta göstermektedir. Güneş, su, rüzgar, ateş ve toprak dünyanın temeli ve doğanın kaynağıdır, bunlar olmazsa doğa da olmaz. Dolayısıyla Êzidîler için kutsaldırlar. Êzidî toplumunun dini ve inancı tamamen doğayla ilgilidir. Toplumun inanışında doğayı temsil eden, ovaları ve vadileri süsleyen, bulutları hareket ettiren, yağmur yağdıran, sıcaklığı artıran ve bu döngüyü sağlayan onların tanrısıdır. Êzidî toplumunun inanışına göre yılın ilk günü olan Nisan ayının ilk çarşambası yaşamın başlangıcıdır. Êzidî inanışına  göre doğanın ve insanlığın varoluşu bu ayda başlamıştır. Evren tamamlandıktan sonra Tawisi Melek dünyaya gelir ve hayatı başlatır.

Bayram doğanın takvimine göre kutlanır

Eskiden, ‘Çarşema ji Nîsanê’ de denilen ‘Çarşema Serê Nîsanê’, Nisan ayının ilk çarşamba günü kutlanır. Bu gün, resmi takvimlere göre değil, toplumların doğa takvimine göre kutlanır. Toplumların takvimi devletlerin toplumu gibi değildir. Bu güne kadar bu bayram doğa takvimine göre kutlanmıştır. Çünkü baharın başlangıcı devlet takvimine değil, doğanın döngüsünü bağlıdır. Ancak yetkililer bu bayramı doğanın ve evrenin döngüsünde, doğanın ve halkın takviminden uzaklaştırıp devletin resmi takvimine göre kutlamaya çalışıyor.

Êzidî toplumunda bu bayram farklı şekillerde kutlanmaktadır. Mergahe takvimine göre bayram, Nisan ayının ilk çarşamba gününe denk geliyor. Laleş takvimine göre ise bayram Nisan ayının ikinci çarşamba gününe denk geliyor.

Laleş ve  Mergehê takvimleri nedir?

Welat Şêx Êzidîleri olarak adlandırılan Şêxan ve Laleş bölgesindeki Êzidîler, bayramlarını Laleş takvimine göre kutluyor. Şengal’deki Êzidîler ise Mergehan takvimine göre kutluyor. Tarihte Kuzey Kürdistan’daki Êzidîlere yönelik ferman gerçekleştirildiğinde buradaki Êzidîler Şengal Dağı’na göç eder. Eskiden bir ülkeden bir ülkeye ya da bir bölgeden bir bölgeye gidip gelmek, birbirine ulaşmak kolay değildi. Êzidîler bayramlarını Laleş’te geçirsin diye Mergahan’ın büyüğü (Baba Şêx), Laleş ve Şêxan’daki Êzidîler ile bir araya gelir. Bu görüşmede Êzidîlerin kendi adlarına bir takvim çıkarması kararı alınır.

Bu takvim yapılır ve takvimin yönetimi için Feqîr ailesine mensup Keso ailesi görevlendirilir ve o günden itibaren Şengal’deki Êzidîlerin bayramlarının günlerini bu aile belirler. Ancak aşiretler arasındaki çatışmalar nedeniyle Êzidîlerin birçoğu bayramlarını Mergahan takvimine göre kutlamayıp, Nisan ayının ilk çarşamba gününü Laleş takvimine göre belirleyip kutluyor. Keso’nun ailesi Feqîr kabilesine mensup olduğu için Mergahan Takvimi yerine ‘Feqîra Takvimi’, Laleş takvimine de ‘Babe Şêx Takvimi’ deniliyor. Êzidîler arasındaki parçalılık nedeniyle bugüne kadar takvimlerle ilgili tartışmalar devam ediyor. Bu takvim tartışması sadece  Çarşema Nîsanê Bayramı için değil, Êzidîlerin diğer tüm bayramlar için geçerlidir.

Yumurtaya benzer bir kürenin kırılması ve evrenin oluşumu

Bu bayramda Êzidî toplumu yumurtaları kaynatıp rengarenk boyar. O yumurta aynı zamanda evrenin yeniden inşasının da temsilidir. Bu nedenle dünyanın yaratılışını anlatan Êzidî hikâyelerinde yumurtanın kırılması ile birlikte denizin ve toprağın, yaşamın ve tüm evrenin başlangıcı anlatılır.

Çarşema Sor’un çizgisi dünyayı süsledi

Êzidîler dünyanın yaratılışını ve doğanın tüm evrelerini kutsal saydıkları için her mevsimin başında bir Êzidî bayramı düzenleniyor. Çarşema Serê Nîsanê Bayramı baharın ve yeni yılın ilk günü anlamına gelmektedir. Êzidî inancına göre doğanın ve insanlığın varoluşu bu ayda başlamıştır. Evren tamamlandıktan sonra Tawisi Melek dünyaya geldi ve yaşamı başlatmıştır. Êzidî inanışına göre toprak oluşmadan önce her yer su ile kaplıdır ve dünya daha sonra oluşuyor. Bu nedenle Êzidî inanışına göre yumurtanın kaynatılması toprağın oluşması anlamına geliyor. Yumurtanın içinde sarısı  güneşi temsil ediyor. Yumurta kaynadığında içindeki sarısı sürekli döner. Buda her şeyin güneşin etrafında döndüğünün sembolize ettiği görülüyor.

Bayramın özelliklerinden biri de yumurta ile yapılan oyunlardır. Yumurtalar birbiriyle çarpıştırıp kırdırılır. Yumurta kırılması dünyanın oluşumunu tamamladığı anlamına gelir. Bu nedenle bayramlarda yumurtalar bir birine çarpıştırılıp kırdırılır. Yine bu şekilde evlerine bereket geldiğine inanılır. Êzidîler soydukları yumurtaların kabuklarını toprağı beslesin diye tarlalara saçarlar.

Bayramlara bağlılık Êzidî kültürüne bağlılıktır

Bu bayramlar Êzidîler arasında pek çok kültürel gelenek ve göreneğin korunmasına neden olmuştur. Örneğin, bayram arifesinde insanlar bir araya gelerek eşek, at ve geyik gibi hayvalara binerek yarışırlar.  Günümüzde bu tür etkinlikler artık pek yapılmasa da Êzidî kültüründe yaşatılmaya çalışılmaktadır.

Bayram sabahı sütten kestirilen keçi ve kuzular sürünün içine salınır. Anneleri ile buluşan hayvanlar hem süç içerler hem de oyun oynarlar. Bu nedenle bayram günü hayvanlar sağılmaz. Tüm gün yavruları sütlerini içer.

Yine henüz küçük olan ve yürümeye başlamamış çocuklar, bayram akşamı çoban koyunlarını eve götürdüğünde çocuğun bacağını bir ipe bağlayarak çobanın önüne götürülür. Çobanlarda bu ipi çocuklar yürümeye başlasın diye açarlar.

Bu bayramda önemli olan bir şey de var ki oda kavgalı olan aşiret, aileler ya da kişilerin barışmasıdır. Bu nedenle bu bayrama aynı zamanda barış bayramı da denilir.

Bu ay içinde Êzidîler düğün yapmaz. Çünkü Êzidî inanışına göre Nisan ayı yılın gelinidir, dolayısıyla bu ayda başka kimse gelin olamaz.

fm

Bunları da beğenebilirsin