Elif Ronahi: Sara, Ronahi ve Rojbin özgür yaşamın akışıydı

Paris’te katledilen Kürt devrimci kadınların ölüm yıldönümlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Elif Ronahi, “Sara, Ronahi, Rojbin özgür yaşamın akışıydı. Biz de özgür yaşama akmalıyız” diyerek, sahiplenme çağrısında bulundu.

PKK’nin kurucularından ve Kürt Kadın Hareketi’nin önderlerinden Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in şehadetleri üzerinden 9 yıl geçti. Fransa’nın başkenti Paris’te 3 devrimci Kürt kadının katledilmesi üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen, komplocu güçler katliamın arkasındaki Gladiocu güçleri ortaya çıkarmadı. Dosya aydınlatmasa da Kürt halkı ve dostları bu davanın peşini bırakmadı. Kürt devrimci kadınların direnişine, mücadelesine sahip çıkan Kürt halkı, yıllardır direniş geleneğini kararlı bir şekilde sürdürüyor.

Paris’te katledilen 3 devrimci Kürt kadının 9’uncu yıl dönümü vesilesiyle MedyaHaber TV’ye önemli açıklamalarda bulunan KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Elif Ronahi, üç devrimci kadının hedef alınmasının tesadüfi olmadığını, planlı bir saldırı olduğuna dikkat çekti.

Ronahi, “Paris Katliamı’nın 10’uncu yıl dönümüne girerken, Sara, Ronahi ve Rojbin arkadaşı büyük bir minnet ve saygıyla anıyor anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bu katliamı komplovari bir tarzda yapan tüm güçleri şiddetle, nefretle kınıyorum. Böylesi bir katliamın Paris’in merkezinde yapılması zamanlama olarak da çok önemlidir. Rojbin ve Ronahi arkadaş küçük yaştayken Avrupa’ya giden, Avrupa’da büyüyen ama ruhsal ve fiziki olarak ülkeden kopmayan, kendi halkından kopmayan mücadeleyi Kürt halkının mücadelesini yakından takip eden iki genç yoldaşımızdır. Her iki yoldaşımız da Avrupa’da gençliğin heyecanı, coşkusuyla güçlü bir mücadele yürüttüler. Rojbin arkadaş kendi halkının sesi olmayı başaran, duyuran bunun temsilini en üst düzeyde yapan bir öncü kadın duruşuna sahipti.

GENÇLİĞİN EN ETKİLİ İSİMLERİYDİ

Ronahi arkadaş Avrupa’daki gençliğin içinde öne çıkmayı, sıyrılmayı bilen ve gençliğin ruhuyla mücadeleye öncülük eden, kendi varlığını, kendi geleceğini mücadele ve bu halkın direnişinde gören 68 kuşağının ruhunu en üst düzeyde yaşayıp Avrupa’daki Kürtler, Kürt gençleri içerisinde yaşatmaya çalışan bunun mücadelesini çok güçlü veren bir yoldaşımızdı. Her iki yoldaşımız da gençliğin en etkili, verimli, coşkulu ve mücadeleye en güçlü katıldıkları yıllarda katledildiler. İki arkadaşı da tanıyan halkımız, değişik halk ve uluslar onları tanıdılar ve şahadetlerinden çok yoğun etkilendiler. Dolayısıyla şunu söyleyebiliriz her iki arkadaşı şu an yürüttüğü mücadelenin daha güçlü daha ileriye taşırmak açısından gençliğin çok yoğun bir mücadeleyi Avrupa’da yürüttüğünü ve sahiplendiğini biliyoruz” dedi.

SARA’NIN İLK PRATİĞİ İSYANDI

Sakine Cansız’ın (Sara) şahadet yıldönümünde; Sara kişiliğini ve Paris Katliamı’nın sebeplerini şöyle değerlendirdi: “Sara arkadaş açısından şunu baştan belirtmek gerekiyor, mücadelemizin ilk yıllarında katılan, PKK’nin kuruluş kongresinde yer alan mücadelenin her sahasında yer alan, yakalandığında düşmana karşı tüm varlığıyla mücadele eden, tüm gücüyle kendisini ortaya koyup düşmana karşı ilk isyanı; pratik olarak direnişiyle başlatan kadın yoldaşımızdı. Sara arkadaşı sadece zindan süreciyle ele almak onu tanımlamakta yetersiz bırakır. Elbette ki Sara arkadaşın cezaevindeki, düşman karşısındaki, faşistler, faşizm karşısındaki direnişi dillere destandır. Bunu sadece Kürt halkı değil tüm dünya halkları biliyor. Tüm dünya kadınları, direnen kadınlar bunu biliyor. Fakat diğer yandan Sara arkadaş kişilik olarak bir bütünlük olarak ifade etmesi mücadelenin her sahasında zindandaki direnişi, faşizme karşı direnişi zindanda ne ise onun dışındaki yaşam alanlarının hepsinde de Sara arkadaşın direnişi duruşu ve mücadelesi aynı düzeydedir. Sara arkadaş kendi halkı için ne anlam ifade ediyor, bu çok önemlidir. Kürt kadını için ne ifade ediyor bu çok önemlidir.

SARA’NIN YAŞAMI KADININ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİDİR

Soykırım kıskacında olan bir halkın gerçekliğini gören Dersim katliamını yaşayan, ailesinden ve çevresinden dinleyen ve bunu öfkesini yaşayandır. İlk çocukluğundan beri hep isyan halinde olan, yanlışlar ve benimsemediklerine karış hep ret içinde olan ve çok güçlü bir arayışın içinde olan bu arayışla birlikte çok bilinçli PKK hareketine katılan bir kadın öncü yoldaşımızdı. Sara arkadaşın kongreye katılması ve daha sonra mücadele yıllarına baktığımızda kadın hareketinin gelişmesinin de ilk temellerini atandır. Onun için önderliğimiz ‘Sara’nın yaşamı kadının özgürlük mücadelesidir’ dedi. Sara özgür kadın hareketinin temelini atan, iğneyle kuyu kazarcasına hem mücadele eden hem de kadın hareketinin gelişmesi için çok yoğun bir örgütlenme sürecini geliştirendir.

SARA GERÇEĞİ

Elazığ’da çalıştığı dönemde de böyledir, İzmir’de de böyledir, Bingöl’de, Dersim’de de böyledir. Dolayısıyla Sara arkadaşın kadına yönelik yürüttüğü örgütlenme çalışmalarını kadın gurubu olarak örgütlüyor o dönem. Kadın özgürlük çalışmalarının ilk örgütlenmesi Sara arkadaşın geliştirdiği ilk kadın gurubu örgütlemesidir. Bu ilk kadın gurubunu örgütlemesi şimdiki gelişen kadın hareketinin temelini atandır. Sara arkadaş Kadın Kurtuluş İdeolojisi doğrultusunda yaşayandır, Kadın Kurtuluş ilkelerini kendinde yaşamsallaştırandır. Halka bağlılığı, yurtseverliğin en üst düzeye olması, özgür bir iradeye, düşünceye sahip olması yaşamın her alanında örgütlü olması ve örgütlenme çalışmalarına ağırlık vermesi ve yaşamın her alanının mücadele alanı olması gerçekten de devrimci, sosyalist bir kadının bakış açısıyla çok güçlü bir estetik anlayışı olan bir Sara gerçekliği ortadaydı.”

ÖNCÜ BİR KİŞİLİĞE SAHİPTİ

“Yaşamın biyolojik bir zamanı vardır. Ama anlamın zamanı sonsuzdur” diyen Ronahi, Sakine Cansız’ın kadın ordulaşmasındaki ve genel mücadelenin gelişimindeki rolünün çok önemli olduğunu söyledi. Ronahi, “Sara arkadaş yaşarken de bunu biliyordu, yaşarken de bu Sara arkadaşa söylenmişti, şahadetiyle de bu çok güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Sara arkadaşı ele aldığımızda şu gerçekliği bir kez daha görürüz. Yaşamın biyolojik bir zamanı vardır. Ama anlamın zamanı sonsuzdur. Sara arkadaş zamanı çok anlamlı yaşadı, anlamlı bir yaşamın sahibi oldu. Onun için anlamlı bir yaşam sonsuzdur. Sonsuzluğu kendisinde başaran, yaratan bir kadın yoldaştır. Kadın ordulaşmasının gelişiminde, kadın ordulaşması ilan edildiğinde Sara arkadaş Botan’daydı. Botan’da kadın ordulaşmasının gelişmesinde askeri, sosyal, eğitsel anlamda, ideolojik anlamda da bir bütün komple yaklaşan ve komple geliştirmede öncülük eden bir role sahiptir. Sadece ilk kadın hareketinin gelişimindeki gurupları örgütlemekle sınırlı değildir. Kadın ordulaşmasının geliştirilmesi yine bununla birlikte kadın hareketinin ilk kongresinin yapılmasında hazırlık komitesindedir, divanı ve yönetimindedir. Kadın ve genel mücadelemizin gelişiminde de her an her yerde öncüdür. Sara arkadaş çok bütünlüklü bir duruşun sahibi olan evrensel bir kişiliği kendisinde yaratan, örgütte yürüttüğü mücadelenin sınırlarını aşan, evrensel bir mücadele bakış açısına sahip olan ve bunu kendi kişiliğinde oturtan bir gerçeklik, öncülüğe sahipti” dedi.

ZİNDAN MÜCADELESİ

Sakine Cansız şahsında Önder Öcalan’ın geliştirdiği özgür kadını hedeflediğini belirten Elif Ronahi, “Onun için de sara arkadaşı ele almak, kadın hareketinin geldiği düzeyi ifade ediyor. Sara arkadaşın şahsında gelişen özgür kadın yok edilmek istendi. Zindanda yürüttüğü mücadelede de bu böyledir. Daha sonraki mücadele yıllarında da sürekli birey olarak düşman tarafından, faşizm tarafından hep hedeflenen bir yoldaşımız oldu. Çünkü Önderliğimiz Sara arkadaş şahsında özgür kadın tipini, modelini geliştirmek istedi ve bunu başardı da. Sara arkadaş bunun farkında ve bilincinde olarak düşman karşısında çok büyük bir direniş gösterdi. Eğer Sara arkadaş o direnişi sergilemeseydi burada bir yenilgi bir boyun eğme ya da düşmanın karşısında geriye adım atmış olsaydı; Sara arkadaş şahsında başarılmak istenilen, açığa çıkarılmak istenilen özgür kadın hareketi ve kişiliği yok edilirdi. Sara arkadaş bunun farkında olarak bütün bedelleri göze alarak düşman karşısında büyük bir direniş, duruş ve kimliğine sahip çıkan mahkemelerde sonuna kadar kendi mücadelesini kimliğini, Kürt halkının kimliğini savunan bir duruşun içerisinde oldu.

İNANDIKLARINI UYGULAYAN BİRİYDİ

Dolayısıyla Sara arkadaşı ele almak, kadın hareketinin geldiği düzeyi ifade ediyor. Sara arkadaşla yaşayan arkadaşlar şunu çok iyi bilirler ki gerçekten oldukça sıra dışı olan bir yoldaş, sıra dışı olan bir kadın, inandıklarını sonuna kadar uygulayan, bunu başaran ve önündeki hiçbir engeli tanımayan tüm engellere karşı mücadele edendir. Sara arkadaş gerçekten sosyalist bir insan, bir kadın aynı zamanda bir diplomat, tüm halklarla ve kendi halkıyla çok güçlü bir diyaloğu sağlayan düşmanı karşısında dağda savaş mevzisin de yer alıp savaşan geriliklere karşı mücadele içerisinde olan ve mücadelenin gerektirdiği nerde olması gerekiyorsa orada olan bir kadın. Onun için Sara, Ronahi ve Rojbin arkadaşın şahadetiyle birlikte tüm dünya kadınları çok güçlü sahiplendiler. Daha sonraki yıllarda Latin Amerika’daki birçok kadın örgütü, Hindistan’daki kadın hareketleri Sara arkadaşı kendileri için manevi kadın önderi olarak tanıdılar. Kongrelerinde böyle tanımladılar. Bu Sara arkadaşın evrensel çaptaki gerçekliğini, duruşunu ortaya koyuyor.

MÜCADELEYE ÖNCÜLÜK ETTİ

Aynı zamanda Sara arkadaş dünya kadın hareketlerinin gelişimi ile özgür Kürt kadın hareketinin gelişiminin bağını çok güçlü kurmak bu mücadelenin mirasını ortaklaştırmak bunu ortak bir mücadele zeminine dönüştürmek, faşizme karşı, kapitalist moderniteye karşı ortak bir mücadelenin çok güçlü gelişmesini sağlamak için çok büyük bir mücadele yürüttü. Buna mücadelemiz içerisinde öncülük etti. Her kongre ve her toplantımızda bunun önemine değindi. Yine önderliğimizin geliştirdiği süreçlerin çözüm ve barış süreçlerinin gelişimi açısından Sara arkadaş hep önderliğin arkasında çok güçlü durdu. Buna çok inandı, sonuna kadar da çözüm ve barışın mücadelesini yürütmek için bunu kendi yoldaşlarına anlatan, kavratan, kendi halkına kavratan, bunun için sonuna kadar önderliğin bu tutumunun arkasında olmasını sağlayan bir duruşun bir tutumun ve mücadelenin sahibi oldu. Onun için Sara arkadaşı tanımak onunla yoldaş olmak Rojbin ve Ronahi’yi tanımak tanıyan yoldaşları açısından gerçekten bir ayrıcalıktır, onurdur bir o kadar da bu üç yoldaşla yoldaşlık yapmak çok farklı bir sorumluluğu da kendisiyle birlikte getiren bir gerçekliktir” diye belirtti.

SOYKIRIM KISKACI

Elif Ronahi Paris’te yaşanan katliamda çıkarları olan güçlerin varlığına dikkat çekerek, bu katliamda sadece Türkiye’nin değil diğer güçlerin de rolü olduğunu vurguladı. “Türkiye ile Kürtlerin sürekli savaş halinde olması Türkiye ye yönelik de bir baskı Kürtleri de bir soykırım kıskacında tutmadır” diyen Ronahi, devamında şunları söyledi: “Şunu vurgulamak gerekiyor. Neden Paris’in göbeğinde en işlek yerinde üç Kürt kadınına, üç Kürt devrimcisine böylesi bir saldırı ve komplo gerçekleştirildi. 2007’de Nicolas Sarkozy Cumhurbaşkanı olduğunda kısa süre sonra Türkiye ile Fransa arasında PKK’ye yönelik güvenlik işbirliği imzalandı. Bir diğeri ise önderliğimiz ne zaman İmralı’dan bir süreç başlatsa, çözüm süreci başlatsa bir demokratik çözüm sürecini başlattığında Kürt halkına ve gerillasına yönelik bir saldırı vardır. Önderliğimizin 2013’te Türkiye devletiyle başlatmak ve ilerletmek istediği bir süreçti. Önderliğimiz görüşmelere başladığında Paris’te üç yoldaşımıza yönelik böyle bir komplo gerçekleştirildi. Bu komployu yapan tetikçi de Türkiye ye 12 defa gelip gitmiş. Bu çok net ve ispatlıdır, gelip gitmiş. Bu durum Nicolas Sarkozy’nin yaptığı antlaşma yine Önderliğimizin yaptığı görüşmeler süreci ve ne zaman bizim Önderliğimiz böyle süreçler başlatırsa bu tür saldırılar şunu ifade ediyor. Bunun sadece Türkiye devletinin yapmadığını Kürt sorunun çözümünü istemeyen, demokratik bir çözüm sürecini istemeyen güçlerdir. Bu güçler de uluslararası Gladio’dur.

YAPTIKLARI KOMPLOYDU

Kürt sorunu çözüldüğünde Ortadoğu’ya, Kürtlere yönelik planları boşa düşecek. Bu planların boşa düşmemesi için Türkiye ile Kürtlerin sürekli savaş halinde olması Türkiye ye yönelik de bir baskı Kürtleri de bir soykırım kıskacında tutmadır. Dolayısıyla bu Gladio’nun Türkiye devletiyle ortak yaptıkları bir plandır. Katliam olduğunda Erdoğan şunu söyledi. Sakine arkadaşın ismini söyleyerek ‘Biz Sakine Cansızı Avrupa devletlerinden istedik vermediler. Onun için böyle bir durum oldu.’ Bu nedir? Biz istedik vermediler daha sonra biz anlaşarak bu katliamı yaptık. Bu, bunun ifadesidir. Yine bu katliamı yapan tetikçi Ömer Güney’in evi aranıyor iki defa, evde silah olmasına rağmen, bir sürü suç delili olmasına rağmen ne soruşturuldu ne de tutuklandı. Paris’te halkımızın geliştirdiği direniş sonucu bir daha evi aranıyor ve tutuklamak zorunda kalıyorlar. Eğer halkımız orada o direnişi sergilememiş olsaydı o tetikçiyi almayacaklardı. Bu neyi gösteriyor? Türkiye ile Fransa istihbaratının ya da farklı devlet içerisinde her iki devlet içerisinde örgütlenen Gladio odaklarının ortak yaptıklarıdır. Ortak yaptıkları bir komplodur. Böyle olmamış olsaydı, Fransa devletinin bunu açığa çıkarmaması mümkün müydü? Eğer bunu açığa çıkarmadıysa: ortaklığındandır. Yine Ömer Güney tutuklandıktan sonra mahkemeye 20 gün kala içerde bu insanın öldürülmesi, infaz edilmesi ne anlama geliyor? Ortak yaptıkları bu katliamın, komplonun açığa çıkmasını engellemek için yaptılar.

GLADİO’NUN PLANI

Daha sonraki süreçte bu mahkeme ilerlemedi. Bu insanın tetikçi olduğunu asıl bunu yapan güçlerin kim olduğu çok iyi bilindiği için mahkemenin ilerlemesini engellediler. Kapatmak istediler ve kapattılar. Yine bu insan içerdeyken mahkeme süreci başlamadan kısa süre önce bir yargıcın evinden bilgisayarı çalındı. Bu bilgisayarda kim bilir neler vardı, tüm bilgiler, dokümanlar vardı. Buna yönelik tüm tedbirleri böyle aldılar. Bunu böyle kapatmak istiyorlar. Biz bunun böyle olmadığını halk, mücadele ve hareket olarak da çok iyi biliyoruz. Bunu çok örgütlü planlı ve Gladio’nun bir planı olduğunu çok iyi biliyoruz. Bunu yapan güçler, Kürt sorunun çözümünü istemeyen güçlerdir. Önderliğimizin koyduğu tavır neydi? Bunu istemeyen güçlere yönelik tavır, görüşmelere devam etmek sonuna kadar burada en üst düzeyde bir mücadele yürütmek oldu.”

SONUNA KADAR DİRENİŞ

Paris Katliamı önderliğimizin başlatmış olduğu sürece müdahaledir noktasına dikkat çeken Elif Ronahi, Önder Apo’nun başlatmış olduğu çözüm sürecinin engellenmek istediğine vurgu yaptı. Katliamın boşa çıkarılması için direnişin tüm boyutlarıyla devam etmesi gerektiğini belirten Elif Ronahi şunları söyledi: “Sakine Cansız devrimci operasyonu yapıldı. Bu operasyon sonucu MİT’in iki daire başkanı alındı. Bu insanların verdiği bilgiler var. Türkiye devletinin istihbaratının böyle bir şey yaptığını ve bunu yaparken diğer devletlerin istihbaratının da ortak yaparlar. Onların bilgisi ve ortaklığı olmadan yapmaları mümkün değildir, diye ifadeleri var. Bizim halkımızın şunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Böyle uluslararası bir komplonun yapılması herhangi bir komplo değildir. Sara, Rojbin ve Ronahi arkadaşın seçilmesi ise hiç tesadüfi değildir. Yapılan zamanlama olarak da tesadüfi bir zamanlama değildir. Önderliğimizin yeni başlattığı sürece yönelik müdahaledir. Onun için de biz şimdiye kadar buna karşı nasıl mücadele ettiysek, bundan sonra da bunun mücadelesini sonuna kadar yürüteceğiz. Ama dört parçadaki halkımız da özellikle Avrupa’daki halkımız da bu komplonun açığa çıkarılması ve bunu yapan güçlerin yargılanması açısından hem hukuki hem de her düzeydeki direnişi sonuna kadar yürütmesi gerekiyor.”

‘HALKIMIZ KOMPLONUN YAPILDIĞI YERDE TOPLANMALI’

“Bunun intikamı da Önderliğimizin özgürlüğünü sağlamak, demokratik ulusu güçlü bir şekilde her alanda inşa etmek ve Sara arkadaşın mücadelesi ve başardıkları açığa çıkardıkları tüm Kürt halkına, insanlığa mal etmek için yaşadığımız sürece kesintisiz ve en üst düzeyde bunun mücadelesini yürütmektir. Onlar özgür yaşamın akışıydı, özgür yaşama akmalıyız” diyen Ronahi, devamında şunları söyledi: “Biz hareket olarak zaten bunu sözünü halkımıza verdik. Kürt kadınına tüm direnen güçlere, halklara kadınlara bunun sözünü verdik. Sonuna kadar bu katliamın intikamını aldık ve alacağız. Bunun intikamı da Önderliğimizin özgürlüğünü sağlamak, demokratik ulusu güçlü bir şekilde her alanda inşa etmek ve Sara arkadaşın mücadelesi ve başardıkları açığa çıkardıkları tüm Kürt halkına, insanlığa mal etmek için yaşadığımız sürece kesintisiz ve en üst düzeyde bunun mücadelesini yürütmektir. Yeni bir yıla girerken bu yıl bu katliama karşı sonuna kadar mücadele etmek ve bu gerçekliği açığa çıkarmak ve Önderliğimizle özgür koşullarda buluşmak bu katliama verilecek en güçlü cevap olacaktır. Bu yıl 9 Ocak’ta Kürdistan’ın dört parçasında ve Avrupa’da tüm halkımız katliamın ve komplonun yapıldığı yerde toplanmalıdır. Burada kendi mücadelesini ve üç yoldaşımızın yürüttüğü mücadeleye sahip çıkarak haykırabilmeli. Bir kez daha direniş sesini dünyaya duyurmalıdır. Bir kez daha Sara, Ronahi ve Rojbin arkadaşın şahsında tüm devrim şehitlerimizi saygı ile anıyorum. Anılarının önünde eğiliyorum. Sara, Rojbin, Ronahi bir yaşamın akışıydı, bu akışa akmak ve özgürlüğü başarmak, özgürlük mücadelesini başarmak boynumuzun burcudur. Buna özgürce akacağız bunu da mutlaka başaracağız.”

 

Bunları da beğenebilirsin