Enfal tanıklarından Xelil Feriq: Yaşananları asla unutamam

BOTAN GERMİYANÎ / ROJNEWS

Germiyan’daki Enfal tanıklarından Xelil Feriq, Baas rejiminin yaptığı katliamın üzerinden geçmesine rağmen hiçbir zaman unutmadığını belirterek, “Baas rejiminin askerleri kız kardeşimi ve çocuklarını askeri araçlara bindirirken, çığlıklarını asla unutamam” dedi.

Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan Enfal’den dolayı binlerce kişi katledildi. Katliamın 3’üncü aşamasının yaşandığı Germiyan’da 14 Nisan 1988’de katliam zirveye ulaştı. O yıl Kürt halkına yönelik en kapsamlı ve en ağır saldırıların yaşandığı yıl oldu. Saldırılar Xurmatû, Qadirkerem, Kifrî, Çemçemal, Têlekû, Pêbaz, Sengaw, Tekiye ve Axceler ilçelerine yönelik yürütüldü.

Saldırılar 20 Nisan 1988 tarihine kadar devam etti. Bölge halkına ve 5 bin köye yönelik yapılan saldırıların bilançosu çok ağır oldu. 14 Nisan 1988’de dört ilçe birlikte yıkıldı, yaklaşık 20 bin kadın, çocuk ve erkek Baas güçleri tarafından yakalandı ve Mile Sure köyünde askeri araçlara ve traktörlere bindirildi. Quretu askeri kalesine götürüldüler. Oradan Er Er Çölü’ne sevk ettiler. Enfal’in o aşamasında Germiyan’da hiçbir köy kalmadı ve hepsi yok edildi.

Germiyan’ın Liftî köyünde yaşayan Xelil Feriq, Enfal katliamının tanıklarından biridir. Xelil Feriq, yaşanan Enfal’in 3’üncü aşamasını, Baas rejiminin Kürtlere yönelik vahşetini ve o dönemde bölgede yaşananları Rojnews’e anlattı.

Xelil Feriq yaşananlar şu cümleler anlattı: “1987’de bu köy ağır bombardıman altındaydı. Çünkü o dönemde bölgede pêşmerge vardı. Saldırılarda birçok şehidimiz ve yaramız oldu. Aynı yıl, Baas rejimi açıklamasında Irak bayrağı altına girmeyen herhangi bir Kürt’ün İran mollası olarak kabul edileceğini söyleyen bir bildiri yayımladı. O zaman bende kendimi tehdit altında hissettim. Kardeşime, ben gidiyorum, bir gün bu köy yok olacak. Baasçılar insanları tehdit etti, birçok insan öldürüldü. Rejimin uçakları gece gündüz üzerimizden uçuyor.

Saldırıların yaşandığı zaman Bahar’dı. Ordunun Newcel’e vardığı ve sabah saatlerinde Dawê köyüne varacakları söyledi. Bu köyün yakıldığı geceydi, evimizi ve koyunlarımızı önümüze koyduk ve Xurmatove’ye kaçtık. Yıl 1988’di, Enfal başladı. Bu bölgede hiçbir köy kalmadı, hepsi yok edildi. Kaçanlar kendini kurtardı, kalanlar ise katledildi. Enfal döneminde bu köyden 52 kişi katledildi, köye yapılan bombalı saldırılarda ise 9 kişi şehit oldu.”

Konuşma sırasında oturduğu yerde bir an duraksayan ve derin bir nefes çeken Xelil Feriq, “Bu oturduğum yer Rehim Mehmud’un evidir. Dokuz oğlu vardı. Hepsi Enfal’de katledildi, sadece kocası ve bir çocuğu kurtuldu, evleri yıkıldı. Akrabalarım da benzer sorunlar yaşadı. Kız kardeşim, altı oğlu, dört kızı ve kocasıyla birlikte Baasçılar tarafından yakalanıp, katledildiler ve bir daha kendilerinden haber alamadım. Kuzenlerimin hepsi aileleriyle katledildiler. Akrabalarımın büyük bir kısmı katledildi. Tikrit’e götürüldüklerinde onların peşinden gittim. Daha sonra da Er Er Çölü’ne götürüldüler” dedi.

Enfal’den sonra Baas rejiminin kendisini Hewlêr ile Musul arasındaki ovadaki bir kampa gönderdiğini ve birkaç yıl orada kaldığını söyleyen Xelil Feriq, “Sonra oradan bizi İran’a göç ettiler. İran’dan döndükten sonra elimizde hiçbir şey kalmadı. Yıllar sonra köyümüze döndük. Köyde ev kalmadı, yıkıldılar, köyü yeniden inşa etmeye başladık” diye ifade etti.

Yaşadıklarını anlatırken gözleri yaşla dolan Xelil Feriq şunları söyledi: “Baas rejimi askerleri kız kardeşimi ve çocuklarını askeri araçlara bindirildiklerinde bağrışmaları ve çığlıkları gökyüzüne karıştı. Çığlıklarını asla unutmayacağım. Onları kurtarmaya gittim ama Baasçı askerler onlara izin vermedi.”

 

Bunları da beğenebilirsin