Gazeteci ve hakikat savaşçısı: Deniz Fırat

DAIŞ çetelerinin 2014 yılında Şehit Rustem Cudi (Mexmur) Mülteci Kampı’na yönelik düzenlediği saldırılar sırasında katledilen Gazeteci Deniz Fırat’ın şehadetinin üzerinden 8 yıl geçti. Deniz’in öncüllerinden aldığı direniş mirasını, Deniz’in ardından Kürt kadın savaşçılar devraldı. Bugün Kürdistan’ın özgür dağlarında ve devrim alanlarında onun ardılı olanlar, onun izinden yürümek için mücadele ediyor.

Deniz Fırat, 1984 yılında Van’ın Çaldıran ilçesinde yurtsever bir ailede direnişin orta yerinde gözlerini dünyaya açar. Deniz Fırat’ın ailesi işgalci Türk devletinin sistematik olarak saldırılarına maruz kalır. Aile bu durumu kabul etmez ve devlet zulmüne karşı direnir. İşgalci Türk devletinin saldırıları artınca aile Türkiye metropolleri ya da Avrupa’ya gitmek yerine yüzünü yine kendi ülkesine, Doğu Kürdistan’a verir. Deniz’in ailesi bu haksızlık ve zulme karşı başkaldırıp, ülkesinde göçe zorlanan ilk ailelerdendir. Aile Doğu Kürdistan’a geçtikten bir süre sonra Deniz’in büyük ablası Binevş, gerilla saflarına katılır. Aileye orada da rahat verilmez. Baskı ve zulüm, direniş sahibi olan aileyi orada da rahat bırakmaz ama aile direniş tutumundan orada da bir adım geri atmaz.

Deniz Fırat, Doğu Kürdistan’dan da ailesi ile birlikte sürgün edilir. Kuzey’den Doğu’ya, Doğu’dan da Güney Kürdistan’a sürgün ve göçün tam da orta yerinde kalır ve Kürt halkının içerisinde bulunan cendereyi bütün derinliği ile iliklerine kadar yaşar. Ailesi ile birlikte Zelê kampına yerleşirler. Zelê’de işgalci Türk devletinin savaş uçaklarının bombardımanına ve hasta olan küçük kardeşi Delil’in tedavi edilemediği için yaşamının yitirmesine tanıklık eder. Deniz Fırat, çocukluğundan itibaren acıyla bilenir, sömürgeci düşmana karşı büyük öfke ve kin içerisindedir.

Gazeteci Deniz Fırat, gerillaya, gerilla yaşamına her şeyden farklı bir şekilde bağlıdır. Bu durumu şu sözlerle ifade eder: “Dağlarsız yaşayamam, yoldaşlar olmadan nefes alamam, emek olmadan anlam bulamam, mücadele olmadan var olamam.” Deniz, uzun yıllar gerillanın en zorlu alanları olan Kandil, Doğu Kürdistan, Behdinan ve gerillanın kalbi Botan’da gerilla olur. Olması gerektiği her yerde emeği ile orada olur. Büyük bir çaba ile okuma ve yazmayı gerilladan öğrenir. Kendisini her an, her dakika mücadelesi ve ülkesi için yetiştirir. İstikrarlı bir çabanın sahibi olur.

Uzun yıllar Kürt kadın mücadelesi ve Kürt halkı için mücadele eden Deniz, basın çalışmalarının gelişmesiyle birlikte 2007’de kadın basın çalışmalarına geçer. Kendini kısa sürede geliştiren ve arkadaşlarına yön veren Deniz, Tanrıça Zilan dergisinde uzun bir süre yer alır ve Dengê Welat radyosunda güncel kadın programı yapar. Deniz, yazım ve görsel çalışmalarda da yer alır.

2013 yılında gazetecilerin konferansında koordinatör olarak seçilen Deniz, Mexmur Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampı’nda gazeteciliğe devam eder. Haftalık Rojeva Welat gazetesini basan Deniz, Stêrk TV’ye özel program yapar. Tanrıça Zilan dergisine yazmaya devam eder.  Aynı zamanda JİNHA’ya muhabirlik yapan ve Rojnews ile ANF’ye ihtiyaca göre haber gönderen Deniz, savaş sırasında Med Nuçe, Stêrk, Ronahi, Çıra, Newroz, İMC TV ve Dengê Welat radyosuna  güncel gelişmeleri aktarır. Basın çalışmalarında ana dildeki ısrarlı ve kararlı pratiği ile önemli çalışmalara imza atar. Kalemiyle, kamerasıyla takipçisi olduğu Gurbetelli Ersöz, Şilan Aras ve Arjin Amed’ler gibi Kürt kadın basınında hakikat çizgisinin iyi bir temsilcisi olmayı başarır.

Gazeteci Deniz Fırat, şehadetinden önce Mexmur’daki basın çalışmalarının pratiğinde yer alır. Oradaki çalışmalara katılmasından sonra çalışmaların hacmi ve rengi değişir. Çalışmalara büyük bir moral ve güç getirir. Yaşamıyla, duruşuyla Kürdistan’da yaşanan yüksek yoğunluklu savaşa rağmen nasıl bir gazeteci olunması gerektiğinin perspektifini pratikte verir. Deniz, devrime olan bağlılığı gereği çalışmalara deyim yerindeyse dört elle sarılır. Yorulmak nedir bilmez.

6 Ağustos’ta insanlık düşmanı DAIŞ Mexmur’a kapsamlı bir saldırı başlatır. Bu saldırılar ile Deniz, olanları kayda geçmek-belgelemek için bir eline kamerasını, olanları duyurmak için bir eline de telefon alır. Saldırılar sürmektedir. Takvim yaprakları 8 Ağustos’u göstermektedir. Çekimler için ön mevzilere gider. Saldırıları, yaşanan savaşı bütün dünyaya bir kez daha duyurur. Çatışma alanına gittikten bir iki saat sonra Deniz’in gittiği taraftan gelen mermi sesleri çoğalır. Çalışma arkadaşları merak edip aradığında, konuşmaya müsait olmadığını, yaşanan olayı görüntülemesi gerektiğini söyler. Daha sonra olay yerinden gelenler, arkadaşlarına burada bazı yaralılar olduğunu belirtir. Yaralılardan biri de vücuduna isabet eden şarapnel parçalarıyla yaşamını yitiren Gazeteci Deniz Fırat’tır. Cebinde kalan son haber notunun üzerindeki kan izleriyle takipçisi olacak kadınlara, gençlere en önemli gazetecilik dersini verir.

Mexmur direnişinin büyüklüğü ve önemi Deniz’in kamerasıyla tarihe kaydedilmiştir. Gazeteci Deniz Fırat, 8 Ağustos 2014 tarihinde Mexmur’da tam da inandığı ve olması gerektiği yerdeydi.

Bugün Deniz Fırat’ın şehit düştüğü Mexmur, DAIŞ çetelerinden özgürleştirilmesine rağmen hâlâ işgalci Türk devletinin ve KDP’nin saldırılarına maruz kalıyor.

Bunları da beğenebilirsin