Germiyanlı bir kadının Enfal hapishanesinden kaçışının trajik hikayesi

GERMIYAN-ROJNEWS

Baas rejimi tarafındna gerçekleştirilen Enfal’in üçüncü aşaması Germiyanlıların katledilmesiydi. Enfal’in bu aşamasında yaklaşık 871 Germiyan köyü yıkıldı ve 50 bin kadın, çocuk ve erkek köylerinden zorla Musen kentine bağlı Nugreselman ilçesi ile Kerkük kentine bağlı Dubis ilçesine götürüldü. Bunların büyük bir çoğunluğu buralarda diri diri gömüldü ve çok az bir kısmı hayatta kalmayı başardı.

64 yaşındaki Wezîra Rustem, Enfal’den sağ kurtulanlardan biri. Enfal Katliamından önce Germiyan İdaresi’ne bağlı Kifri ilçesinin Newcul kasabası yakınlarındaki Telaw köyünde yaşıyordu. Enfal sürecinde tüm köy halkı Xurmatu hapishanesine götürülür ve daha sonra bunların çoğu Nugreselman’a götürülüp burada diri diri toprağa gömülür. Ancak Wezîra Rustem ve birkaç kişi hapishaneden kaçmayı başararak hayatta kalır.

Wezîra, cezaevinden kaçmayı başardıktan sonra 3 gün boyunca Xurmatu’da bir akrabasının evinde küçük çocuğuyla birlikte kalır. Daha sonra gizlice Kelar ilçesine giderek kendilerini kurtarırlar. Enfal sürecinde Wezira’nın eşi, erkek kardeşi ve çok sayıda yakınının da aralarında bulunduğu köyünden 120 kişi diri diri gömülür ya da zindanlarda katledilir.

Enfal’den sağ kurtulmayı başaran Wezîra Rustem, trajik hikâyesini Rojnews’e anlattı. Wezîra Rustem yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Enfal felaketinden önce Baas rejimi Telaw köyüne karadan ve havadan saldırılar düzenlemişti. Baas rejimi yüzünden kaçan birkaç kişi köyün dışında saklanıyordu. Baas askerleri Newcul kasabasına geldiler ve ardından Qeredax’dan Newcul’a kadar tüm halkı tehdit etmeye başladılar.”

Wezîra, trajik hikayesinin devamınnda şunları söyledi: “Bir gün Telaw köyünde yaşayan herkesi otobüslerle Xurmatu ilçesine götürdüler. Burada bize evler yapacaklarını söylediler. Bizi hapse atıp sonra diri diri toprağa gömeceklerini bilmiyorduk. Xurmatu’da beni ailemden ayırdılar. Babam tutuklandı ve üç yıl hapis yattı. Ağabeyim peşmerge olduğu için annem ve kız kardeşimle birlikte Hewlêr’de hapsedildi.

Wezîra, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “İnsanlar hapishaneden otobüsle Nugraselman’a götürüldü. Nugraselman’a götürülenler arasında ailemden kardeşim, annem ve eşimin iki erkek kardeşi de vardı. Götürülenlerden sadece kayınvalidem geri döndü. Eşim de cezaevinde hastalandı ve daha sonra şehit düştü. Sadece bizim köyümüzden 120 kişi Enfal’de katledildi bir daha evlerine geri dönemediler. Keşke kendi topraklarımızda şehit düşseydik.”

Wezîra Rustem, zindandan kaçışını ise şöyle anlatıyor: “Hepimizi Nugreselman’a götürdüler. Hapishanede herkes ağlıyordu ve kıyamet günü gibiydi. Kimsenin kimseden haberi yoktu. Bizler, bir sonraki götürülecek olan gruptaydık. Ama o gece hapishanenin penceresinin kırıldığını gördük ve birisi gelip bize ‘hepiniz bu karanlık yerden gizlice çıkın, koşun ve canınızı kurtarın’ dedi. Ben ve birkaç kişi hapishaneden kaçarak, ayrı ayrı Xurmatu’daki akrabalarımızın evlerine gittik. Sabah cezaevinde kaçtığımızı öğrendiler. Gelip evleri aradılar, bazılarını da tutukladılar. Ama o gece bizi görmesinler diye sabaha kadar çocuğumla birlikte üç ev değiştirdim. Sonrasında tüm akrabalarımdan koptum ve bir daha kimseden haber alamadım.”

Enfal’den sağ kurtulmayı başaran Wezîra Rustem son olarak şunları söyledi: “Enfal’den sonra eşimle birlikte göç ettik. Köyümüz yıkıldı ve nerede yaşayacağımızı bilmiyorduk. Çoğumuz köylerimizden kovulduğumuz için şehirlerde kiracı olarak yaşamak zorunda kaldık. Baas rejiminin devrilmesinden sonra akrabalarımızın geri dönmesini bekledik. Ancak ne yazık ki hiçbiri geri dönmedi ve hepsi diri diri toprağa gömülerek katledildi. Halen yakınlarımızın naaşlarının düşman topraklarından kutsal Kürdistan topraklarına iade edilmesini bekliyoruz.”

fm

Bunları da beğenebilirsin