‘Kadın ve yaşam ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesiyle özgürleşecektir’

SÜLEYMANİYE-ROJNEWS

‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi, mücadelesini yaşamsallaştırmak isteyen tüm özgürlükçü kesimlerin temeli oldu. Kadın hakları aktivisti Kejal Abdulkadir, yaşamın özgürlüğünün kadının özgürlüğüne bağlı olduğunu ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesinin yaşamın özgürlüğünün yolunu aydınlattığını söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ezilen tüm halkların özgürlük mücadelesine temel yaptığı ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi bugün tüm dünyada bir çığlığa ve umuda dönüştü. Bugün bu felsefeye dair birçok bilimsel ve sosyolojik araştırma yapılmaktadır. Yapılan tüm araştırmalar sonucunda bir kez daha ortaya çıktı ki bu felsefe, kadınların ve ezilen tüm dünya halklarının özgür ve barış içinde yaşamasının temeli olmuştur.

‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesinin Güney Kürdistanlı kadınların özgür ve anlamlı bir yaşamın sahibi olmasındaki rolü ve önemine ilişkin kadın hakları aktivisti Kejal Abdulkadir Rojnews’e konuştu.

Kejal Abdulkadir

 

Konuşmasına kadının özgürlüğünün ekonomik bağımsızlığıyla olan bağına değinerek başlayan Kejal Abdulkadir şunları söyledi: “Eğer Güney Kürdistan’daki kadınlar ekonomik bağımsızlıklarını elde ederlerse özgürlükleri için önemli bir adım atmış olacaklar. Çünkü ekonomik özgürlük özgürleşme mücadelesinde önemli bir ayaktır. Halkın bugün içinde olduğu ekonomik durum sorgulama konusudur. Bugün halk, ödenmeyen maaşlardan dolayı büyük bir ekonomik kriz yaşamaktadır.”

Kejal Abdulkadir, siyasi iktidarların ekonomiyi kadınları ve toplumu sindirme aracı olarak kullandığını belireterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Güney Kürdistanlı kadınların içinde yaşadığı koşullardan kaynaklı özgür olduğu söylenemez. Siyasi iktidar uyguladığı ekonomik politikalarla başta kadın olmak üzere toplumu sindirerek denetimine almaya çalışmaktadır. Siyasi iktidarların elinde ekonomi bir şiddet aracına dönüşmüştür. Şüphesiz ekonimik şiddetle en fazla kadınlar karşı karşıya kalmaktadır.”

Önder Apo’nun ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesine ilişkin de değerlendirmelerde buluann Kejal Abdulkadir, “Jin, Jiyan, Azadî felsefesi bugün evrensel çapta bir şiara dönüştü. Çünkü kadının özgürlüğü yaşamın özgürlüğüdür. Kadın özgrüleştiğinde toplumda özgürleşecek, buna bağlı olarak yaşam da özgürleşecek” dedi.

Kejal Abdulkadir, kadına yönelik şiddete ilişkin ise şunları söyledi: “Kadınlar tüm dünyada şiddete maruz kalıyor. Ancak Güney Kürdistan’daki aşiret mantığından kaynaklı kadınların durumu çok daha kötü. Aşiret kültüründe namus ve şeref kadına karşı yönelik şiddetin en büyük aracı haline getirilmiş. Aşiret toplumlarında söz konusu namus ve şeref olduğunda gerek kadını gerekse erkeği öldürmek meşrudur. Öldürülen her bir fert gericiliğin ifadesidir.”

Güney Kürdistan’daki kadın örgütlerinin çalışmalarına da değinen Kejal Abdulkadir, “Kadın örgütlerinin amacı kadının mevcut durumunu iyileştirmektir. Ancak bu kadın örgütleri siyasi partilere bağlı oldukları için onların denetiminden çıkamıyorlar. Dolayısıyla kadına yönelik çalışmaları da çok zayıf kalmaktadır” dedi.

Kadınların özgürleşebilmesi için bilinçlenmeye ve özgün örgütlenmeye ihtiyacı olduğunu belirten Kejal Abdulkadir, kadının bilinçlendikçe toplumu bilinçlendireceğini, kadın örgütlerinin bağımsız ve özgün örgütlenerek kadının yaşamında gelişmeler yaratabileceğini söyledi.

Kejal Abdulkadir son olarak,“Kadınların özgürleşmesi için kadında farkındalığın gelişmesi gerekir. Bu da kendini eğitmeyle başlar. Kadınlar bunun için çok çabalamalıdır. Tüm kadınlara kendilerini eğitip donatmaları çağrısında bulunuyorum. Çünkü okumak ve bilinçlenmek insanı doğru yola götürecektir” dedi.

fm

 

Bunları da beğenebilirsin