Şahmeran Kadın Platformu üyesi Mizgincan Dinç, kadına yönelik her türlü şiddetin manipülatif yöntemlerle ve erkek bilincinin tuzaklarıyla meşrulaştırıldığını belirterek, “Toplumda hızla yükselen sorunlardan biri de kadınların katledilmesidir. Dünyanın her yerinde ve her döneminde kadına yönelik şiddet uygulanıyor” dedi.
Şahmeran Kadın Platformu üyesi Mizgincan Dinç, Türkiye’de artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet sorununa ilişkin ajansımıza konuştu.
“İnsanlık bilincine ulaşıp, bu bilinçle hareket edilmelidir”
Mizgincan Dinç, konuşmasının başında kadına yönelik şiddete ve kadınlara uygulanan şiddetin cezasız bırakılmasına dikkat çekerek şunları belirtti: “Toplumda hızla yükselen sorunlardan biri de kadınların katledilmesidir. Dünyanın her yer yerinde ve her döneminde kadına yönelik şiddet uygulanıyor. Türkiye’de bu konuda gittikçe azalan duyarlılık ve cezasızlık politikalarından dolayı kadının bedeni, ruhu ve en önemlisi de varlığı, tacize ve tecavüze uğruyor, kadınlar barbar yöntemlerle katlediliyor. Bu durum erkeğe kravat taktıran, hafif ceza almasına neden olan iktidar zihniyetinden, ‘ceza almazsın’, ‘rızası vardı’ gibi savunmalardan kaynağını alıyor. Bu savunmalar mahkemede delil olarak gösteriliyor. Taciz ve şiddet raporları doğrultusunda değil, beyanlar ve yargılamada erkek egemen politikaların söylemleriyle karar verme yoluna gidiliyor. Türkiye’deki en temel sorun artan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, cezasızlık politikaları ve AKP’nin kadın karşıtı politikalarıdır. Biz kadınlar olarak hem evde hem toplumun her alanında bu tarz durumlarla karşılaşmadık dememeli, kadın ve erkek olarak ortak bir zeminde buluşmalıyız. İnsanlık bilincine ulaşıp, bu bilinçle hareket edilmelidir. Öncelikle toplum ve toplum içindeki kadın bu bilinçle eğitilmelidir. Bu eğitim ne kadar kadına ulaşırsa o kadar faydalı olacaktır. Hiç kimsenin bu şekilde ölümü veya tacizi hak etmediği bilinciyle yola çıkılmalıdır.”
“Erkek zihniyeti kadına her türlü şiddeti dayatıyor”
Erkek zihniyetinin kadına yönelik her türlü şiddeti dayattığını belirten Dinç, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Şunun iyi anlaşılması gerekiyor; hiçbir bahane kabul edilmeden ne olursa olsun kadın haklarının savunulması gerekiyor. İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı kanunun hayata geçirilmesi için kadınların birlik olması gerekiyor. Bu alanda mücadele edilmeli ve erkek egemen zihniyetin dili değiştirmelidir. Kadına yönelik her türlü şiddet manipülatif yöntemlerle ve erkek bilincinin tuzaklarıyla meşrulaştırılıyor. Kaybetme, katletme ve intihara sürükleme politikalarına karşı boyun eğmeyerek, kararlılıkla mücadelenizi yükseltin. Şiddetsiz ve güvenli bir yaşam temel hakkımızdır. Özgür ve eşit bir yaşam, cinsiyet eşitliği, dil ve kimlik haklarımız için mücadelemizi kararlılıkla yükseltin. Yapılan şey korkutma politikasıdır. Devlet de cezasızlık politikasıyla bunu yoğunlaştırıyor. Kadın politikaları ve kadın bilincinin kadınlara aktarılması gerekiyor. Destek ve dayanışma kadınları güçlendirir. Bireysel mücadele sınırlı ölçüde kalır. Bizi yaşatacak olan kadının kadına verdiği destektir. Çünkü özgür, eşit ve demokratik bir yaşam kadınlarla mümkündür. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun bu inançla kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine çözüm getirmektedir.”
“İstanbul Sözleşmesinden çekilmek kadın kazanımlarına saldırmak anlamına geliyor”
Şahmeran Kadın Platformu üyesi Mizgincan Dinç, son olarak İstanbul Sözleşmesinden çekilmeye dikkat çekerek şunları belirtti: “Az önce de ifade ettiğim gibi kadınların hakları İstanbul Sözleşmesi ve ona bağlı olarak çıkarılan 6284 sayılı kanunda yer almaktadır. İstanbul Sözleşmesinden çekilmek kadın kazanımlarına saldırmak anlamına geliyor. Türkiye’nin adalet sisteminde kadının sesini duyurabileceği bir mekanizma yok. Erkeğin yargılanmaları kadına güç vermek yerine erkek şiddetini güçlendiriyor. Cezasızlık politikaları kaynağını hem toplumun hem de devletin kadına yönelik zihniyet ve yaklaşımlarından almaktadır. Erkek-devlet bilinci tarafından uygulanan cezasızlık, kanunun uygulanmaması ve güçlü bir soruşturma yürütülmemesi gibi politikalar kadına zarar vermektedir.”
