Üniversite öğretim üyelerinden Dr. Sara Qadir, basın kurulularının bir kadın intiharını, kadınların kendilerini ateşe vermesi gibi olayları son dakika haberi diye geçtiğini fakat sonrasında olayı hiçbir şekilde takip etmediğini, şiddetin azalması için özel bir yayın programı yapmadığını söyledi.
Süleymaniye İletişim Fakültesi öğreyim üyesi ve kadın hakları aktivisiti Dr. Sara Qadir, Güney Kürdistan’daki medya kuruluşları ve kadın sorunlarına ilişkin ajansımız Rojnews’e konuşarak şunlar söyledi: “Şiddet konusu medyada işleniyor. Mesela bir kadın öldürüldüğünde, ateşe verildiğinde ya da kadın intihar ettiğinde son dakika haberi olarak veriliyor. Fakat dosyanın takibi medya tarafından gerçekleştirilmiyor. Kadına yönelik şiddete ilişkin özel programlar hazırlanmıyor. Bunlar, “medya kadına yönelik şiddetin azalmasına yardımcı değildir” dememiz için bir sebeptir. Çünkü medyanın şiddet olaylarını toplum içerisinde takip etmesi gerekiyor.”
Dr. Sara Qadir, akademi dünyasında da cinsiyet konularının işlenmediğini belirterek sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Cinsiyet konularının işlenmesi için Yüksek Okul Bakanlığının ve Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nin kararı vardı fakat şimdiye kadar bu karar hayata geçirilmedi.”
Dr. Sara Qadir, şiddetin önlenmesi veya azalması için ne yapılmalı, sorusuna şu sözlerle yanıt verdi: “Bütün çalışma merkezlerinde kadına yönelik şiddete karşı çalışmalar yapılması gerekiyor. Çünkü kadına yönelik şiddetin ve kadın sorunlarının gündem olması gerekiyor.”
Dr. Sara Qadir, som olarak medyanın kadına yönelik şiddetle mücadeledeki rolüne değinerek şunları belirtti. “Medya, insanları eğitebilir. Bu nedenle medya çalışanlarının şiddetin azalmasına iyi bir şekilde yardımcı olmaları gerekiyor. Genel eğitim müfredatının da bununla alakalı olarak çalışma yürütmesi gerekiyor. İnsanların eğitilerek kadına yönelik şiddete karşı gelebilecek şekilde geliştirilmesi gerekiyor.”
