KJK: Rojava devrimi kadın devrimidir

Perşembe, 18 Tem 2019 – 10:47  HABER MERKEZİ

Rojava devriminin 8’inci yıldönümüne ilişkin açıklama yapan KJK Koordinasyonu, “Rojava devriminin de en başta zihniyet çalışması yürütmesi gerekmektedir. Devrim olayı her an gelişimi, değişimi, büyümeyi içinde barındırdığından her an gerçekleşen olaylar, atılan adımlar devrimin niteliğini ve sürekliliğini belirler” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu şunları belirtti: “19 Temmuz 2012 tarihinde Rojava’da başlatılan devrimin sekizinci yıl dönümünü kutlamaktayız. Bu anlamda başta devrim gerçeğinin yaratıcısı, öncüsü Önderliğimizin Rojava devrim yıl dönümünü kutluyoruz. Kürt halkının onurlu yaşam imkânlarını yaratan, kimlikli, kişilikli, özgür toplum inşası için fedai tarzda kahramanca savaşarak toprağı kanıyla, canıyla koruyan kutsal şehitlerimizin devrim yıldönümünü kutluyor anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Yıllardır savaş koşullarında her türlü zorluk karşısında iradi olarak direnen, bütün imkânlarıyla devrimi besleyen Rojava’da yaşayan bütün halkların devrim yıl dönümünü kutluyor devrimin bundan sonraki evrelerinde başarılarının devamını diliyoruz.

Kadınlar öncülüğünde gelişen ve halkların direniş zamanı olarak belirlenen 21.yüz yılda Rojava devrimi kendisini adım adım örerek alternatif sistem inşa çalışmaları yürütmektedir. Rojava ve Bakur Suriye’de açığa çıkan gelişmeler demokratik toplum, demokratik ulus perspektifi etrafında demokratik uygarlık sistemi inşa çalışmaları olmaktadır. Ortadoğu’da yaşanan devletçi iktidarcı uygarlıkların sistem sorunları halkları, farklı kesimlerden inançları, kadınları, gençleri devrimin dinamik gücünü açığa çıkarmaya zorlamıştır. Bu anlamda faşist, tekçi zihniyeti aşarak tüm halkları ve inançları eşit gören, yaşamı örgütlemede ve yönetmede her kese eşit temsiliyet hakkı tanıyan ve nitelik olarak gelişimi, dönüşümü esas alan sistem inşası ön görülmektedir. Özellikle Kürtlerin yeni sistem arayışları ve çözüm modelleri tarihten günümüze kadar yürütülen mücadelelerin tecrübelerinden yararlanılarak gelişmektedir. Bu anlamda derslerle dolu tarih okumaları Kürt halkına devletçi sistemi, egemenlikli kapitalist merkezi aşacak pratikleri yaratmalarında yardımcı olacaktır. Kürt halk Önderinin sistem çözümlemeleri, değerlendirmeleri ve pratik alternatif çözüm önerileri de Kürt halkı ve aynı zamanda Ortadoğu insanı için büyük şans olmaktadır. Bu anlamda Önderliğimizin komünal demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigması Kürt ve Ortadoğu insanı için olduğu kadar dünya insanlığına da hizmet edecek, değişim ve dönüşümü geliştirecektir. Önderliğimizin demokratik ulus projesinin hayata geçmesi demek Kürt halkının bu perspektifle yeni bir çağı, yeni bir süreci başlatmış olması demektir. Rojava’da devrim dediğimiz olay özünde budur. Ulus devlet zihniyetleri, egemenlikçi sistemleri aşıp yerine halkların kabullenecekleri, kendilerini ifade edecekleri sistemler geliştirmektir. Bunun içinde zihniyet dönüşümü için yoğun çabalar içerisinde olacakları bir süreci içermektedir.

Rojava devriminin de en başta zihniyet çalışması yürütmesi gerekmektedir. Devrim olayı her an gelişimi, değişimi, büyümeyi içinde barındırdığından her an gerçekleşen olaylar, atılan adımlar devrimin niteliğini ve sürekliliğini belirler. Demokratik ulus perspektifi ile günlük olarak sürekli kendisini yaratan, inşa eden toplum kendi devrimsel sürekliliğini sağlayacaktır. Bunun için kurumlaşmalar, sistemleşmeler, inanç, amaca bağlılık, ısrar, her zorluk karşısında umutla çalışmak gereklidir. Bu anlamıyla da başta kadınlara, gençlere ve farklı halklara, inanç ve kültürlere çok tarihi görevler düşmektedir.

40 yılı aşkındır dört parça Kürdistan’da yürütülen kendi olma savaşı, mücadelesi bu anlamda Rojava parçasında somutluk kazanmış bulunmaktadır. Rojava devrimiyle birlikte Kürt ve Kürdistan mücadele gerçeği farklı bir evre kazandı diyebiliriz. Ve özellikle bulaşıcı bir karakter kazanarak bütün dünya halklarını ve kadınlarını kendisine çekerek ilgi odağı haline geldi. Bu anlamda Rojava devrimi kadınların, halkların, toplumdan farklı kesimlerin seslerini yükseltmelerine vesile olmuştur. Yine bütün dünya halklarına, insanlığa farklı da yaşanabilir tarzında düşünmeyi geliştirmiş ve bu anlamda bir umut olmayı başarmıştır.

Toplum İhtiyaçlarına Göre Örgütleniyor

Rojava’da yaşanan gelişmeler bugünlere kadar önemli aşamalara ulaştı. Öz savunmadan ekonomiye, sağlığa, eğitime, kültüre, hukuka ve daha birçok yaşam alanı demokratik toplum, demokratik ulus paradigması ekseninde örgütlendi ve örgütleniyor. Toplum yaşamını ihtiyaçlarına ve önceliklerine göre kendisi örgütleyip planlıyor. Ve hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumun her kesiminden insanların, farklı kültür ve inançların bu sistem içerisinde yer almasını, hak sahibi olmasını ön görüyor. Bu anlamda kendilerinin yarattığı bu sistemi bütün Rojava halkları ve Bakur Suriye halkları sahiplenip korumayı, büyütmeyi, geliştirmeyi kendi yaşam gerekçeleri saymaktadırlar. Başta kadınlar olmak üzere, özellikle de analar, gençlik, yine halklar ve farklı inanç guruplarının öncülüğünde inşa çalışmalarının titizlikle yürütüldüğüne tanıklık etmeyiz.

Bu gelişmeler ışığında inanıyoruz ki başta Rojava da yaşayan Kürt halkı ve aynı zamanda Bakur Suriye halkları elde ettikleri kazanımları doğru sahiplenecektir. Savaş esnasında seferberlik tarzında sahiplenme, direnişe kendi imkânları oranında katılmak kadar savaş sonrasında da aynı seferberlik ruhuyla devrim değerlerini koruma, büyütme, geliştirme noktasında insanlarımız büyük fedakârlıklar gösterdi bundan sonra da göstereceklerdir. Özellikle öz iradelerine öz imkânlarına dayanarak kendi öz savunmalarını geliştirmeleri hayati önemde bir görev olarak önlerinde durmaktadır. Kadın öncülüğünde savaş sırasında elde edilen başarı tüm dünya halklarının ilgi odağı haline geldiği gibi kadın öncülüğünde öz savunma, ekonomi, sağlık, eğitim, kültür vb. toplumu, yaşamı inşa alanında da büyük başarılar yaratılacaktır.

Rojava Devrimi, Örgütlü Kadın Gücü İle Ortadoğu Ve Dünya Halklarına Yansıyor

Önderliğimiz Rojava devrimini kadın devrimi olarak tanımladı. Bu yanıyla da hem bölge ve aynı zamanda dünya halklarının yoğunca ilgisini çektiği can alıcı yanını oluşturmaktadır. Bu da alanın özgün yanını oluşturmaktadır. Kadının damgasını, rengini taşıyan Rojava devrimi hem örgütlü halk topluluklarının hem de kadının örgütlü gücü ile etkilerini bütün Ortadoğu ve dünya halklarına yansıtacaktır. Kadın ve gençlik öncülüğü, örgütlü katılımı bir tarihi başlatmıştır ve toplumun yeniden kendi kökleri üzerinden ayağa kalmasını ifade etmektedir. Bunu da Kürt kadını başlatmıştır. Beş bin yıldır eve kapatılmış, işi yemek yapmak, çocuk doğurup beslemek, erkeğe hizmet etmek, kölelik üretmek tarzında şekillenen kadın Kürt kadınları şahsında özgürlük mücadelesi ve önderlik ideolojisiyle öldürülmüştür. Yerine siyaset yapan, politika geliştiren, güvenliği sağlayan, irade kazanmış, kendine güveni gelişmiş, yaşamın her anında ve her yerinde özgürlük kavgası veren, kendi olma bilinci yakalayan kadın kişiliği yaratılmıştır. Bunun önünü artık hiçbir kişi, rejim, sistem alamaz. Her kesin, bütün dünyanın ilgisini çeken, hayranlığını uyandıran Kürdistan kadın direnişinin önünü kimse alamaz.

Devrimin başından beri dönem dönem faşist TC devleti tarafından desteklenen, beslenen çeteler yoğun saldırılar gerçekleştirdi. Yine Türkiye devleti başından beri kendi sınırlarımı koruyorum adı altında defalarca işgal saldırıları gerçekleştirdi ve her gün daha da farklı yol ve yöntemlerle bu saldırılarını sürdürmektedir. Rojava da halkın öncülüğünde gelişen devrim sürecini sindiremeyen ve yaşanan gelişmeleri kendi varlığı için tehdit sayan iktidarcı rejim pervasızca sınır tanımadan saldırılarını gerçekleştirdi ve sürdürmektedir. Bu anlamda da işgal saldırılarına karşı başta kadın ve gençlik olmak üzere toplumun her kesiminin Rojava devrimini koruma, işgalin önüne geçme görevleri her zamankinden daha fazladır. Bu anlamda değerli, emekçi, fedakar halkımızı işgal tehdidi karşında duruşlarını net ortaya kaymalarına çağırıyoruz. Bu süreçte devrimi koruma, büyütme, geliştirme, sahiplenme ve inşa çalışmalarında fedai tarzda seferberlik ruhuyla sürece katılım ve sahiplenme beklentilerimizi ifade etmek istiyoruz.”

(eo)

Bunları da beğenebilirsin