KONGRA-GEL: 8 Mart mücadelesiyle direniş büyüyecek

Perşembe, 7 Mar 2019 – 12:29  HABER MERKEZİ

Yazılı bir mesaj yayınlayan KONGRA-GEL Eş Başkanlık Divanı, “Egemen erkek sisteminin yarattığı zulüm, sömürü ve baskılara karşı eşit ve özgür bir yaşam için başkaldıran tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü içtenlikle kutluyoruz” dedi.

KONGRA-GEL, “KJK ve PAJK’ta örgütlenen tüm kadınların ve YJA-STAR, YPJ ve YJŞ saflarında tüm insanlığın kurtuluşu için kendilerini siper eden tüm kadın yoldaşlarımızın 8 Mart gününü kutluyor, mücadelelerini içtenlikle selamlıyoruz” diye ekledi.

Kürt kadın mücadelesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın rolüne dikkat çeken KONGRA-GEL, açlık grevlerini de hatırlatarak, geç olmadan seferberlik ruhuyla direnişi kitleselleştirmeye çağırdı.

KONGRA-GEL’in 8 Mart mesajında şu ifadelere yer verildi:

“Kürt kadınının Kürdistan ve Ortadoğu’da öncü düzeye gelmesinde stratejik rol oynayan, kadının öz bilinci ve kimliğiyle yeniden yaratılmasını sağlayan Önder Apo’dur. Bunun için Kürdistan Özgürlük Mücadelesi aynı zamanda Kadın Özgürlük Mücadelesidir. Önder Apo’nun destansı projem dediği Kadın Özgürlük Mücadelesi şimdi tüm dünyada destan yazmaktadır. Bu vesileyle Önder Apo’ya derin sevgi ve saygılarımızı sunuyor, 8 Mart gününü içtenlikle kutluyoruz.

Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin kadın şehitlerini ve tüm dünyada kadın mücadelesinin gelişiminde öncü rol oynayan devrimci kadınları, bu vesileyle saygı ve minnetle anıyoruz.

Kuzey ve Doğu Suriye’de DAİŞ çetelerine karşı kadınların öncülüğünde elde edilen büyük zafer, örgütlü özgür kadın mücadelesinin zaferidir. Bu zaferin coşkusuyla 8 Martı karşılarken, DAİŞe karşı savaşta yaşamını yitiren tüm kadın şehitlerini saygı ve minnetle anıyoruz.

Bu yıl 8 Martı yine kadınların öncülük ettiği emsalsiz başka bir direnişle karşılıyoruz. Kadın kurtuluş ideolojisinin ve mücadelesinin Önderi Rêber Apo’nun üzerindeki tecridin kırılması için Leyla Güven’in öncülük ettiği açlık grevleri, tarihin yazılımını değiştirecek bir süreci başlattı.

Türkiye’de faşist devlet rejimi başta Kürt halkı olmak üzere muhalif olan tüm çevrelere ve güçlere zülüm yaptı ve yapıyor. Ama faşizmin her zaman en çok hedefinde kadınlar oldu. Kadınlar İmralı tecridinin de öncelikli olarak kendilerine yönelik olduğu bilinciyle tecride karşı çıktılar.

Açlık grevi direnişi Leyla Güven ile Amed zindanında başladı, sonra Hewlêr, daha sonra Kürdistan ve Türkiye zindanlarına yayıldı. Sonra Strasbourg, Galler, Toronto, Disburg, Nürnberg, Kassel, Den Haag, Mexmûr, Viyana, Cenevre, Kelar ile Kürdistan ve dünyanın her tarafına yayıldı. Ve son olarak ta 1 Martta zindanlardaki binlerce PKK ve PAJK’lı tutsakların katılımıyla da yeni bir aşamaya girdi.

Gelinen aşama Kürdistan, Türkiye ve tüm Ortadoğu halklarının geleceği açısından stratejik bir aşamadır. Kürt halkına karşı yürütülen topyekün savaşın yarattığı büyük ekonomik ve siyasal kriz bu süreçte daha çok derinleşecek, açlık grevleri etrafında gelişen toplumsal direniş, kadınların 8 Mart mücadelesiyle daha da yükselecek ve newroz sürecinde zirveleşerek 31 Mart yerel seçimlerinde faşizme darbe vuracaktır.

Gelinen aşamada faşizm ya yıkılacak, ya da yıkılacaktır, bundan kurtuluşu yoktur. Zindanlarda ve dışarıda açlık grevlerini sürdüren binlerce yoldaşımızın halkımıza ve Özgürlük Hareketine mesajı nettir; diyorlar ki tecridin kırılması ve faşizmin yıkılması için biz yapabileceğimizin azamisini yapıyoruz, direnişimizi tecrit kırılıncaya kadar devam edeceğiz, artık halkımız da elinden ne geliyorsa yapmalıdır, gün faşizmi çökertme günüdür”. Halkımız Kürdistan’da ve yurt dışında açlık grevi direnişçilerinin etrafında kenetlenerek, onların mesajına cevap olacak bir seferberlik ruhuyla direnişi kitleselleştirmelidir. Ne yapacaksak yarına ertelemeden şimdi yapmalıyız, yarın geç olabilir.

Önderliği etrafında kenetlenen açlık grevi eylemcilerinin eylemi her boyutuyla emsalsiz ve görkemlidir. Halkımızın direnen insanlarına sahiplenmesi de aynı boyutta olmalıdır. Açlık grevi direnişçilerinin başlattığı direnişin sonuç alması, halkımızın ve dostlarımızın eylemi sahiplenmesine bağlıdır. Bu anlamda, direnişin kitleselleşmesinde kadınların ve gençlerin öncülüğü oldukça önemlidir. Mart ayı bunun için büyük fırsattır.

8 Mart vesilesiyle yapılan tüm eylem ve etkinliklerde, Leyla Güven ve tüm açlık grevcilerinin ortak talebi olan İmralı tecridinin kırılması temel gündem olmalıdır. Çünkü tecridin kırılması, faşizmin çökmesinin ilk adımıdır.

Bu temelde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü bir kez daha içtenlikle kutluyor, eşit, özgür ve demokratik bir yaşam için direnen tüm kadınları saygıyla selamlıyoruz.”

(eo)

Bunları da beğenebilirsin