‘Barzani korkaklığı olmasaydı Êzidi soykırımı yaşanmazdı’ 

Washington Examiner sitesinde yer alan Micheal Rubin imzalı makalede Mesrur Barzani Hükümetinin din özgürlüğü izleme listesine alınması gerektiği ifade edildi. Michael Rubin, makalesinde Barzani korkaklığı olmasaydı Êzidi soykırımının yaşanmayacağını belirtti.  

Micheal Rubin’in Washington Examiner sitesinde ele aldığı makalede Kürdistan Bölgesi Hükümetinin resmi internet sitesinde yer alan ‘Hewlêr’in Ortadoğu’nun Hristiyanlarına ev sahipliği yaptığı’ ibaresinin bir efsaneden oluştuğunu dile getirdi.  

Micheal Rubin makalesinde, Mesud Barzani’nin Bağdat’ta bulunan rakiplerini zayıflatmak için DAİŞ çetelerine silah sattığını belirtiyor ancak Bağdat’taki rakiplerinin kim olduğu anlaşılamıyor.  

‘Êzidi soykırımına yol açan Mesrur ve babası Mesud’un ikiyüzlülüğüydü’ 

Sert bir dille yazılan makalede ayrıca şu ifadeler yer aldı: “Êzidi soykırımına yol açan Mesrur ve babası Mesud’un ikiyüzlülüğüydü. İslam Devleti Êzidi köylerini ele geçirdiğinde Mesrur’un güçleri yalnızca kaçmakla kalmadı. Aynı zamanda İslam Devleti ile savaşması için kendisine verilen silahların yönünü de başka tarafa çevirdi. Barzani korkaklığı olmasaydı Êzidi soykırımı yaşanmazdı.” 

Makalede Barzani ailesinin Êzidi halkı ve Hristiyan toplulukları adına Şengal’i inşa çalışmaları için para aldıkları ancak Barzani siyasetine dahil olmayanların geri dönmelerini engellemek adına özgürce hareket etmelerini engellediği belirtildi.  

Micheal Rubin ayrıca Êzidilerin Barzani ailesinin topluma missilleme yapacağı korkusuyla Nadia Murad’ın açıkça konuşamadığını dile getirdiğine de dikkat çekiyor. 

‘Gasp edilen Hristiyanların mülklerinin yerine konut projeleri yapılıyor’ 

Barzani ailesinin etrafındaki insanların el konulan Hristiyan mülklerinin yerine birçok konut projesi ve alışveriş merkezi inşa ettiğine dikkat çekilen makalede, “Papa Francis Hewlêr’e uçtuğunda, Barzani Hükümetinin havaalanını çevreleyen toprakların çoğunun Hıristiyanlardan gasp edildiğinden habersiz görünüyordu. Duhok, Zaxo ve çevresinde el konulan arazilerin tapusu hala Hristiyan yurttaşların elinde” denildi. 

Makalede ayrıca Mesrur Barzani Hükümetinin, Hristiyan köylerinde bulunan okulları finanse etmeyi reddettiği ve Hristiyan çocukların Müslüman okullarına gitmeye zorlandığı belirtiliyor. 

‘Din özgürlüğü olarak tanımladıkları şey üstünlük duygusunun dışavurumudur’ 

Michael Rubin yazdığı makalede son olarak şu ifadelere yer veriyor: “Barzanilerin din özgürlüğü olarak tanımladıkları şey, aslında derinden aşılanmış bir üstünlük duygusunun dışavurumudur. Êzidilere ve Hıristiyanlara, tıpkı din özgürlükleri kendilerini fiilen padişahın yönetimine tabi kılma isteklerine bağlı olan ikinci sınıf vatandaş olarak yaklaşıyorlar. Barzanilere siyasi olarak karşı çıkanlar, büyük ölçüde azaltılmış dini haklara sahipler. Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Irak Kürdistanını din özgürlüğü izleme listesine almalıdır.” 

Bunları da beğenebilirsin