Ebu Şadi: Êzidileri kamplarda tutanlar yaşanan karışıklığın sebebidir

Êzidxan Asayişi Genel Komutanlığından Ebu Şadi, Sinun Halk Meclisine yönelik saldırıyı terörist ve korkakça nitelendirerek, “Bu saldırı MİT, Parastin ve kimi kendini satmış insanlarca gerçekleştirildi’ dedi.

Ajansımız Rojnews’e konuşan Êzidxan Asayişi Genel Komutanlığından Ebu Şadi, Şengal Halk Meclisine yönelik saldırıyı terörist ve korkakça bir saldırı olarak nitelendirerek şunları belirtti: “Halkımıza bu tür barbarca saldırılar defalarca yapıldı. Saldırı, 9 Ekim anlaşması çerçevesinde gerçekleşti. Anlaşmanın üzerinden birçok aşama geçti, terör girişimleri yapıldı ve halkımız bunun olmasını beklemiyordu. Ama düşmandır, her türlü saldırıyı yapıyor. Bu barbar ve terörist saldırılar halkımızın kurban gitmesine neden olmuştur. Bu saldırıların kendi kendine yapılmadığını biliyoruz. MİT ve Parastin (KDP istihbaratı) ortak çalışıyor. Kendini satan bazıları bu işin içinde ve biz onları tanıyoruz. Onlar da kendilerini biliyorlar. Bu Parastın ve MİT ortaklığını herkes biliyor. Bu tür terör eylemlerine insanlarımız kurban edilmektedir. Son saldırıda 6 kişi yaralandı ve 12 yaşındaki bir çocuk da şehit oldu.

‘KDP Heyder Şeşo’nun DAİŞ’e karşı savaşmasına izin vermedi’

KDP’nin Qasim Şeşo’nun DAİŞ’e karşı savaşmasına izin vermediğini belirten Abu Şadi, “Hatırlıyorum, 2015’in Eylül ayıydı. Heyder Şeşo ile ortak komutanlık kurduk. Hiç kimse duymadı. Bu ortak komutanlık nasıl çöktü? Êzidi halkı olarak DAİŞ çetelerine karşı ortak operasyon başlatmak istediğimizde KDP devreye girdi ve ona ‘Sen bizim adamımızsın. Size ödeme yapıyoruz. DAİŞ’e karşı savaşmak temelinde onlarla irtibat kurmayacaksın’ dediler. DAİŞ neden yaklaşık 11 ay Şengal’de kaldı? Biz şehre girdik, nasıl ki DAİŞ’e karşı operasyon başlattık onlar da gelip savaşı durdurdu. DAİŞ’e karşı savaş bu nedenle 2017’ye kadar devam etti. Güç bizdeydi. Ancak DAİŞ’e karşı bir operasyon başlatmaya çalıştığımızda onlar engelliyordu. KDP’nin DAİŞ’e resmi olarak yardım ettiğine dair kanıtlarımız var. KDP’nin maddi yardım sağladığına dair kanıtlar var. 5.000 DAİŞ komutanı ve üyesi Hewlêr ve Duhok’tadır. Êzidiler ise şimdi tutsak. Eğer tehlikeyi görmemiz ve kampların tehlikeli olduğunu söylememiz gererekiyor. DAİŞ, Şemal, Hewlêr ve Duhok bölgelerinde çok güçlendi. DAİŞ’in nasıl saldırdığını herkesin bilmesi gerekiyor. Irak ordusu her yerde bulunuyor ancak Şemal bölgesinde hiç saldırı olmadı. Sadece Kerkük’te, Embar bölgesi, Selahaddin ve Mexmur çevresinde saldırılar oluyor. Bu çevre bölgelerde Kürt halkı yaşıyor.”

‘Êzidileri kamplarda tutanlar yaşanan karışıklığın sebebidir’

Ebu Şadi, Şengal savunma güçlerine yönelik saldırıların Barzani yönetimi ve KDP’nin sorumluluğunda yürütüldüğünü belirterek şöyle devam etti: “Saldırılar Barzani’nin esli yönetiminin sorumluluğunda hazırlanıyor. Oradan hazırlık yapılır. Kimi para için, kiminin vefası var ama meseleyi anlamıyor ve işin içine giriyor, onlarla ortaklaşıyor. Bunların hepsi KDP’nin eski yönetimi tarafından yapılıyor. Burada kaos yaratmak, Şengal’i daha karmaşık hale getirmek, mevcut kaosu daha da derinleştirmek ve Şengal için ‘güvenli değil’ algısı oluşturmak istiyorlar. Bugün binlerce Êzidinin kamplarda, çadırlarda yaşamasının sebebi nedir? Nedeni budur. Şengal’de barış olmamasının sebebi onlar. Bazen patlamalar yapmaya, cinayet işlemeye teşebbüsler oluyor, zaman zaman cinayetler bile oluyor ama fark ettiğimiz an boşa çıkarıyoruz. Boşa çıkardığımı için de rahat değiller.”

‘Huzur olmaması için saldırılar düzenliyorlar’

Ebu Şadi, Şengal güvenlik güçlerinin varlığının önemini vurgulayarak şunları ifade etti: “Asayiş güçleri Şengal’i savundu, DAİŞ’e karşı savaştı. Yaptıkları planların hayata geçip toplum içinde cinayet ve katliam yapmalarına izin vermediği için çok rahatsızlar. Êzidi toplumu bu konuda uyanık olmalı, güçlerine, savunmasına, YBŞ’sine ve YJŞ’sine sahip çıkmalıdır. Bu güçler DAİŞ’e karşı savaşta kendilerini kanıtlamış, Şengal savaşında rol oynamıştır. İş imkanları yaratıldı. Êzidi toplumu, kendisini, toplumu ve dilini savunma konusunda birleşmiştir. Şengal’deki durum kamplardan çok daha iyidir. Bu saldırılar KDP liderliğinde ve Türk uçaklarından kaynaklanmaktadır. Başka saldırılar olmadı. Saldırmaya çalıştılar ama asayiş güçleri tespit edip onları boşa çıkarı ve engelledi. Bunun için saldırganlar hiç rahat değil. Zihinsel olarak da endişeliler. Rahat olmalarına izin vermiyoruz. Devam eden özel savaş buna dayanıyor. Asayiş onun için orada ve her zaman orada olacak. Bunu herkes iyi bilsin. Asayiş, kişilerin sözleriyle kurulmadı, kişilerin sözleriyle de yıkılmaz. Asayiş bir ulusun, bir toplumun kararıyla inşa edildi. Bu konuda kimse yanlış hesaplar içerisinde olmamalıdır. Asayiş konusunda yanlış hesap yapan başarısız olur. Asayiş güçleri DAİŞ’i yendi. Dünya buna şahit oldu.”


‘Başımızı veririz, sırrımızı vermeyiz’

Ebu Şadi, som olarak Êzidi toplumunu şu uyarı ve çağrılarda bulundu; “Halkımız kimseye aldanmamalıdır. Êzidilik her şeydir, başımız ve evimizdir. Bu konuda asla taviz verilmemelidir. Êzidi olduğumuzu unutmayalım ve gerekliliklerini yerine getirelim. Başımızı veririz ama sırlarımızı vermeyiz. Hassas bir süreçten geçiyoruz. Herkes bu hassasiyetle hareket etmeli ve yoldan sapmamalıdır.”

Bunları da beğenebilirsin