‘Güney Kürdistan’da Kürtçe büyük tehlikelerle karşı karşıya’

Kuzey ve Doğu Kürdistan’da insanların Kürtçe konuştuğu için cezalandırıldığı bir zamanda, Güney Kürdistan’da Kürtçe eğitim dili olmasına rağmen anadiline gereken önem verilmiyor. Üniversite eğitimcileri Güney Kürdistan’da Kürtçe’nin tehlikelerle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz günlerde İran rejimi Kürt çocuklarına Kürtçe eğitim veren Zara Mihemmedi isimli bir eğitimciyi 5 yıl hapis cezasına mahkum etti. Kuzey Kürdistan’da da Kürt yurttaşlar benzer gerekçelerle Türk devletince cezalandırılıyor. Geçtiğimiz sene Türk devleti 28 Kürt din alimini Kürtçe hutbe okuduğu gerekçesiyle cezalandırdı.

Güney Kürdistan’da ise Kürtçe yaygın bir dil. Kürtçe bir eğitim dili olarak kullanılıyor. Güney Kürdistanlı dil uzmanları Güney Kürdistan’da Kürtçe’ye gerekli önemin verilmediği ve Kürtçe’nin yabancı dillerin etkisi altında kaldığı konusunda hemfikir. Konuya dair üniversite eğitimcileri ajansımız Rojnews’e konuştu.

Dr. Hejar Rehîm

“Kimliğin hacmini dil belirler”

Soran Üniversitesi Abad Koleji Kürtçe Bölümü başkanı Dr. Hejar Rehim, birçok değişiklik yaşanmasına rağmen dil konusunda önemli sorunların hala devam ettiğini belirterek, “Toplumsal kimliğin hacmini belirleyen önemli olgulardan biri de dildir. Soran üniversitesi bu nedenle dili çok önemsiyor. Çünkü dil bir ulusun kültürünün en önemli parçasıdır” dedi.

“Kürt dili yabancı dillerle değersizleştirildi”

Dr. Hejar Rehim, yabancı dillerin Kürt dili üzerindeki etkilerine değinerek şunları belirtti: “Yabancı dilleri reddetmek doğru değil. Çünkü evrensel bilgilerin başka dillerden etkilenmeden ortaya çıkması mümkün değildir. Bütün diller bilinmelidir. Fakat biz Kürt halkı olarak anadilimiz üzerinde büyük tehlikeler görüyoruz, dilimize gereken önem verilmiyor ve dilimizi başka dillerin gölgesi altında bırakarak yabancı dilleri daha çok önemsiyoruz.”

Dr. Hejar Rehim, yaşanan tehlikenin artık dikkate alınması gerektiğini ve Kürtçe’nin gerilediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kültürel, ekonomik, düşünsel ve toplumsal olarak Kürtçe geride bırakılmış. Buna sebep olanlar siyasetçiler, kurumlar, akademisyenler ve yurttaşlardır. Öyle bir duruma gelmiş ki Kürtçe’nin geriletilmesi bir kültüre dönüşmüş ve kulak ardı ediliyor.

Mihemed Gelalî

Soran Üniversitesi Tarih Bölümü akademisyenlerinden Mihemed Gelali Türk-Osmanlı dilinin Kürtçe dili üzerindeki etkilerine değinerek şunları belirtti: “Osmanlıdan günümüze dek Türkçe dili farz kılınmış. Osmanlı döneminde Türçe dili devlet ve pazar diliydi. Askeri yöntemlerle de Türkçe dili dayatıldı. Kısacası Türkçe dili devlet, askeriye ve vergiler üzerinde etkin dildi.”

Akademisten Gelali, Osmanlı döneminde Türkçe’nin pazarda etkin bir dil olduğunu belirterek sözlerini şçyle sürdürdü: “Osmanlı belgelerinden anlaşılacağı üzere o dönem sadece Hewler ve Kerkük kent olarak kabul ediliyordu. Çünkü sadece bu iki merkezin pazarında Türkçe konuşuluyordu. Aynı belgelerde Süleymaniye kent olarak kabul edilmiyor. Çünkü Süleymaniye pazarındaki dil Türkçe değildi.”

Gelali, Türkçe dilinin hala bölgedeki bazı diller üzerinde etkili olduğunu belirterek, “Özellikle Türkçe eğitime olan ilgi dillerin Türkçe’nin etkisinde kalmasına sebep oluyor. Türkçe dili yine de Kürt edebiyatı üzerinde etki yaratmamış. Ehmedê Xani, Melayê Cizirî, Şêx Reza Talabani, Nali ve Salim, Türkçe dilini reddetmiş ve kendi anadilleriyle şiirler yazmıştır” dedi.

Gelali, Farça, Türkçe, Arapça ve İngilizce’nin hala Kürt dilini bir cendere altına aldığını ve Kürt kültürü ve sanatı üzerinde etki yaratmak istediğini söyledi.

Bunları da beğenebilirsin