Güney Kürdistanlı gazeteciler: Gazetecilerin yeri cezaevleri değildir
BIRWA ESHED / ROJNEWS
Güney Kürdistanlı gazeteciler Kuzey Kürdistanlı gazetecilerin Türk devleti tarafından gözaltına alınmasını eleştirerek Türk devletinin kırıldığı anlarda gazetecilere saldırdığını, gazetecilerin yerinin cezaevleri olmadığını belirtti.
Amed’te 8 Haziran’da evlerine ve çalıştıkları yapım şirketleri ile ajanslara yapılan baskın sonucu gözaltına alınan 20’si gazeteci 21 kişi halen Amed Emniyet Müdürlüğü’nde tutuluyor. İki defa ek gözaltı süreleri verilen gazeteciler, 12 Haziran’da adliyeye çıkarılarak mahkeme kararıyla gözaltı süreleri 4 gün daha uzatıldı. Ek gözaltı süresiyle birlikte gazeteciler, 16 Haziran’a kadar emniyette tutulabilecek. Birçoğu tekli hücrede tutulan gazetecilerin dosyalarındaki kısıtlılık kararı ise sürüyor.
Gazeteci Hêmin Mamend, konuya ilişkin şunları belirtti: “Türk devleti, demokrasi ve özgürlük propagandası yapıyordu. Avrupa Birliği üyesi olmak istiyordu. Ancak gözaltı ve tutuklamalar yapıyor. Türk devletinin gazetecileri gözaltına alması büyük bir utançtır. Türk devletinin Kürt gazetecileri toplu bir şekilde gözaltına alması, Kürdistan dağlarındaki yenilgisini ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra Amineh Kakabahev’in İsveç’te Türk devletine karşı koyması Türk devletini saldırganlaştırdı.”
Dün Güney Kürdistan’da 200’e yakın gazeteci, Türk devletinin Kürt gazetecileri gözaltına almasını eleştirerek, “Bizler Güney Kürdistan ve Irak’ta gazetecilik yapan Güney, Kuzey ve Doğu Kürdistanlı gazeteciler olarak meslektaşlarımızın gözaltına alınmasına karşı çıkıyor ve basın özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik her türlü girişimi kınıyoruz. Gazeteci hakları örgütlerini, gazetecilerin serbest bırakılması için Türk devletine baskı yapmaya çağırıyoruz” dedi.
Gazeteci Karzan Tarık da Kuzey Kürdistanlı gazetecilerin gözaltına alınması dair şunları belirtti: “Gazetecilerin gözaltına alınmasını karşıyız. Özellikle Kuzey Kürdistanlı gazetecilerin toplu bir şekilde gözaltına alınmalarını kabul etmiyoruz. Gazetecilerin yeri cezaevleri değildir. Onların yeri halka ve dünyaya gerçekleri aktarmaları için basın kurum ve kuruluşlarıdır.
Karzan Tarık, son olarak şunları belirtti: “Özgürlüklerin kısıtlandığı yerlerde halk devrimleri daha fazla gelişir. Basına ve gazeteciliğe özgürlük istiyoruz. Gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz.”