Karayılan: Türk devleti KDP dahil herkesi tasfiye etmek istiyor

GerillaTV tarafından yayınlanan videoda Karayılan, 15 Ağustos Diriliş Bayramı nedeniyle gerillaya seslendi.

Türk devletinin yasaklı silahlar kullanmasına, işbirlikçi kesimlerin, uluslararası güçlerin tüm desteğine karşı ordunun tıkatıldığını ifade eden Karayılan “Bu, Türk devletinin yenilgisidir. O kadar gücü var. Her hafta gücünü yeniliyor, değiştiriyor. Sürekli ölüyor. Türk devleti kendi tarihinde hiçbir zaman bu kadar üst üste kayıp vermemiştir. Başûrê Kurdistan’da hiç böyle kayıp vermemiştir. Savaş hiçbir zaman böyle 4 ay boyunca üst üste uzamamıştır. Bu yeni bir durumdur. Bu, yeni bir taktik yöntemdir. Koordineli savaşabilen profesyonel timler, hareketli ve yarı-hareketli timler ve tünel savaşına dayalı timler -çünkü tünel savaşı da timlerle yürüyor- ve aktif savunmayla savaşmak savaş tarihinde yeni bir durumdur. Bu, tüm insanlık için yeni bir yoldur” dedi.

Karayılan konuşmasında şunları ifade etti:

2016 FEDAİLER YILI OLDU

Türk devleti 2016 yılında kendisini yeni bir konsepte ulaştırdı. Bazı kesimler darbe yapmaya çalıştı ama esasen AKP-MHP darbe yaptı. Kendi darbelerini tamamladılar. Türk-İslam sentezi temelinde, ittihat terakki zihniyetiyle ‘Türkiye küçülecek, bunun önünü almalıyız, Türkiye küçülmemeli büyümelidir, misak-ı milliyi işgal edelim, PKK’ye karşı sadece sınır içinde değil sınır dışında da savaşalım’   diyerek yeni bir konsepte ulaştılar. Kuşkusuz bu konsept Kürt halkı için büyük bir tehlikeydi. Çünkü soykırım siyasetini esas alıyordu. Ama aynı zamanda Arap halkı, Asuri-Süryani halkı ve tüm bölge halkları için bir tehlikeydi. Çünkü bu konsept çerçevesinde tüm Suriye ve Irak’ı himayesi altına almak istiyor. Bu iddiası halen de geçerlidir. Biz buna karşı direniş geliştirdik, üzerinden altı yıl geçti, fakat halen bundan vazgeçmemişler. Birazdan ondan da söz edeceğiz.

Buna karşı gelişen 2016 yılı için diyebiliriz ki, mücadele tarihimizde fedailer yılı oldu. Bu yılda başarılı 27 fedai eylemi gerçekleştirildi. Türk devleti ise hem Başûrê Kurdistan’da, hem de Bakurê Kurdistan’da Kürt işbirlikçiliğine ağırlık verdi. Ondan sonra yabancı güçlere önem verdi. Kısacası; bu şekilde kendisine yeni bir konsept seçti ve saldırılara başladı. Cerablus’a, Etruş’a, Medya Savunma Alanları’na, Bakur’da Çarçêl, sonra Kato Jirka’ya dönük saldırı geliştirdi.

SAVAŞ DEVAM EDİYOR

Şimdi savaş içindeyiz. Çok fazla geniş değerlendirme ve yorumlara girmemize gerek yok. Fakat dünyanın durumu bizi çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü Kürt Sorunu yerel olduğu kadar, uluslararası bir sorundur da. Bu sorun, Lozan’da bir sorun haline gelmedi mi? Lozan’da inkar gelişti ve Kürdistan böyle 4 parçaya bölündü. Kürt Sorunu, uluslararası bir sorundur. Yine bu devletler uluslararası devletlere sırtlarını dayayarak Kürt halkının üzerine geliyorlar.

Aslında Önder Apo tüm bunları öncesinden gördü. Kürdistan’da Kürt halkının ortak bir stratejiyle tarih sahnesine çıkmasını, ulusal birliğini kurmasını amaçladı. Hewlêr’de birkaç kez gerçekleşen ulusal birlik kongreleri Önderliğin önerileri temelinde gerçekleşti. Onlar örgütümüzün çabalarıydı. Fakat sonrasında müdahaleler gelişti, bazı güçler KDP’yi uyardı. Süreci ağırlaştırdılar ve durdurdular. Esasen hiç kimse neden durduğunu belirtmedi. Sadece toplantıların merkezi Hewlêr’deydi, KDP de buna yanaşmadı, yeni toplantılar gerçekleşmedi ve durdu. Böyle bir dönemde yeni dizaynda Kürt ve Kürdistan’ın bir yerinin olması için Kürt halkı birlik olmalıdır, ortak strateji temelinde hareket etmelidir.

TÜRK DEVLETİ TÜM KÜRT ÖRGÜTLERİNİ TASFİYE ETMEK İSTİYOR

Kürtler’in bir bölümü şimdi Türk devletiyledir. Fakat Kürt yurtseverliği, tüm yurtsever siyasiler ve güçler bunu kabul etmemelidir. Yine de eğer bazı taraflar ulusal birliğe yanaşmazlarsa bile, yurtsever olanlar ulusal birliği kurmalıdır. Bu, hepimizin önünde duran çok önemli ve kutsal bir görevdir. Bunu bilerek davranmalıyız. Biz herkes gelsin katılsın istiyoruz. Ama bir taraf açıkça düşmanın yanında saf tutarak işbirlikçilik yapıyor, öyle davranıyor. Öyleyse bununla yetinmemeli, ulusal birliği gündemden çıkarmadan geliştirmeli ve bu tarihi dönemde Kürt halkının, Kürt ulusunun varlığını korumak ve bu topraklarda özgürce yaşatmak için daha fazla ve daha güçlü çabalamalıyız.

Türk devleti önce bizi tasfiye etmek, sonra da herkesi hizaya getirmek istiyor. KDP de dahil, hepsini tasfiye etmek istiyor. Daha önceki serhildanlarda da Türk devletinin geçmişi aynı tecrübelerle doludur. Dersim Tertelesi sürecinde devletle olan kesimleri de tasfiye ettiler. Şêx Seîd isyanında, Agirî isyanında hep böyle oldu. Türk devleti işbirlikçi Kürdün bile kalmasını istemiyor. Bu yüzden, ‘tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak’ diyor. Bu kadar tek’lemesinin sebebi budur. Biz bunu kavratmak istedik ama buna anlam vermeyen, anlayamayan taraflar vardır. Türk devleti şimdi bizimle savaşıyor ve ‘hedef PKK’dir’ diyor. Doğrudur, ilk hedef biziz. Ama sonra Kürt halkının tüm çıkarları ve kazanımlarıdır. Aynı zamanda hedef tüm bölge halkıdır, Arap halkıdır, Asuri-Süryani halkıdır. Tüm demokratlar hedeftir. Türkiye’deki tüm sol sosyalist güçler hedeftir. Herkesi susturmak, tasfiye etmek ve böylece ittihat terakki çizgisinde turanizm zihniyeti temelinde faşist bir rejim kurup hakim hale gelmek istiyor.

TÜRK ORDUSU BÜYÜK KAYIPLAR VERİYOR

Bizim arkadaşlarımız çok büyük bir fedakarlık yapıyorlar. Sadece şehitlerimiz değil. Dört aydan bu yanadır savaşan yoldaşlarımız tarih yazıyorlar. Kendi kendimizi çok fazla övmemize gerek yok. Fakat şimdi yaşananlar tarihte örneği çok az şeylerdir. Yepyeni bir durumdur. Her şeyden önce savaş sanatında ve savaş tarihinde yeni bir sayfa yazılıyor. Yani profesyonel uzman bir güç akıl dolu taktik ve yöntemlerle en büyük bir orduyu yasaklı silahlar kullanmasına rağmen nasıl durdurabiliyor? Arkasında o kadar uluslararası gücün desteği olmasına rağmen nasıl durdurabiliyor? Kürtler içerisinde işbirlikçi kesimler olup düşmana destek vermesine rağmen bunu nasıl yapabiliyor? Bu kadar desteği almasına rağmen bu ordu nasıl tıkatıldı? Hakikat budur. Bugün Medya Savunma Alanları’nda düşman tıkatılmıştır. Zap, Avaşîn ve Metîna’da düşman başarılı olmamıştır, savaş halen devam ediyor. Hemen şimdiden bir zafer ilan etmek istemiyoruz, halen devam ediyor. Fakat şimdiye kadar başarılı olmamıştır. Bu, Türk devletinin yenilgisidir.

Yedi yıl tamamlandı. Kesintisiz ve aralıksız bir biçimde sömürgeci-soykırımcı faşist Türk devletine karşı yürüttüğümüz savaş devam ediyor. Onlar kısa sürede bizi tasfiye etmek istiyorlar. Hepinizin bildiği gibi 2017 yılı Nisan ayında önlerine hedef koydular. Zaten daha 15 Ağustos Hamlesi başladığında 72 saatlik bir ömür biçtiler. Onların o biçtikleri bir yana kalsın, çünkü yalandır. Ama PKK gerçeği, Kürdistan Özgürlük Gerillası gerçeği, Kürt halkının hakikati bir iradedir ve ortadadır. Düşman şimdi de Lozan’ın yüzüncü yılını Kürt soykırımıyla tamamlamak istiyor. Hatta zaferini ilan edip bu anlaşmayı daha da genişletmek istiyor. Bunun için gerçekten de bu yıl, yani 2022 ve 2023 çok önemlidir. Önümüzdeki süreç önemlidir, bu dönem değişim dönemidir.

Murat Karayılan’ın ilgili değerlendirmesinin detaylarına BURADAN ulaşabilirsiniz!

 

Bunları da beğenebilirsin