Kürdistani İttifak’tan saldırılara karşı ortak çağrı: İşgal siyasetine ‘hayır’ deyin

Işgalci Türk devletinin Güney Kürdistan’a yönelik başlattığı işgal saldırılarına karşı ortak açıklama yapan Kürdistani İttifak Partileri, saldırıların Kürtlerin statüsüne yönelik olduğunu belirterek, halklara “Savaşa ve işgal siyasetine hayır deyin” çağrısı yaptı.

Kürdistani İttifak Partileri temsilcileri, işgalci Türk devletinin 17 Nisan’da Kürdistan Bölgesi’ne yönelik başlattığı işgal saldırılarına karşı Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP-T) Genel Başkanı Mehmed Emin Kardaş, Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Azadi Partisi, Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürt Kadın Platformu temsilcileri katıldı.

Ortak hazırlanan metnin Kürtçesini KDP-T Başkan Yardımcısı Ozan Kardaş, Türkçesi’ni ise PİA Başkan Yardımcısı Sedat Doğan okudu.

HÜKÜMETE İŞGALE KARŞI TAVIR AL ÇAĞRISI 

Açıklamada şunlar belirtildi: “Türk hükümeti, uzun süredir Kürdistan Bölgesi’ne yönelik hazırlığını yaptığı askeri başlattı, sürdürüyor. On yıllardır sürdürülen sınır ötesi askeri harekatlara bir yenisi eklendi. Tıpkı geçmişte yapılan askeri harekatlar gibi sürdürülen harekat da çözüm değil çözümsüzlüğü derinleştirecek. Kınıyoruz. Ayrıca askeri harekat, komşu devletin sınırlarının ihlalidir ve uluslararası hukuka da aykırıdır. Türkiye, askeri harekatı bir an evvel durdurmalı, Kürdistan Bölgesi’nde bulunan 5 askeri üssü ile 38 askeri noktayı geri çekmelidir. Kalıcı çözümün ilk adımı budur. Bunun için, Türkiye’nin askeri harekatı durdurması ve askeri üslerini geri çekerek işgale son vermesi için Kürdistan Bölgesel Hükümeti’ni tutum almaya çağırıyoruz.

KÜRTLERİN STATÜSÜNE YÖNELİK SALDIRI

Türkiye’nin, Ukrayna-Rusya savaşının yarattığı iklimden de yararlanarak, Kürdistan Bölgesi ile Özerk Rojava’da savaş siyasetini derinleştirmesi başta can kayıpları olmak üzere yeni bir felakete yol açabilir. Bu nedenle ‘savaşa hayır’ diyoruz. İçeride ve sınır ötesinde Kürt halkının elde ettiği statü dahil kazanımlarına yönelik saldırılarını durdurmaya çağırıyoruz.

SAVAŞ ÇÖZÜM ÜRETMEDİ 

Kürt meselesinde bugün geçmişten daha fazla barışçıl çözüme ihtiyaç var. İçeride, sınır ötesinde, Meclis’te, diplomasi masalarında sürdürülen savaş siyaseti çözüm üretmedi, üretmez. Bu nedenle Kürdistani İttifak çalışması olarak, Türkiye’nin, Ermenistan’dan İsrail’e, Mısır’dan BAE’ne, komşularıyla başlattığı ‘normalleşme’ siyasetini önemsiyoruz ve aynı normalleşme siyasetini komşuları Kürdistan yönetimleriyle de kalıcı sürdürmeye çağırıyoruz. Kürdistan yönetimleriyle atılacak her barışçıl adım Kürdistan ve Türkiye halklarının yararınadır.

KRİZİN SONUÇLARI AĞIRLAŞACAK

Savaş politikalarının Kürt meselesini çözmeyeceği gibi ekonomik krizi ve sosyal sonuçlarını ağırlaştıracağı da açıktır. Halkı bunaltan, ekonomik kriz ve enflasyon, zam, işsizlik, yokluk savaş siyasetiyle tamamıyla kontrolden çıkacağı şimdiden görülüyor. Savaş, toplumların yaşamında halkların en vazgeçilmez değerleri olan canlarının kaybıdır. Ekonomik kriz, açlık ve sefalettir. Savaşa hayır diyoruz. BM’ye, AB’ye, Arap Birliği’ne, Irak’a ‘bu askeri harekatı durdurun’ çağrısında bulunuyoruz.

MUHALEFETE ÇAĞRI

Muhalefete çağrımız; AKP hükümetinin izlediği savaş siyasetini desteklemeyin. AKP’nin bu savaş siyasetiyle seçim hesaplarının da olduğunu unutmadan savaşa hayır deyin. Hangi nedenle olursa olsun iktidarla aynı savaş çizgisinde buluşmak hatta daha şahin politikalar izlemek yanlıştır ve halklarımız için ağır sonuçları olacaktır.

İŞGAL SİYASETİNE HAYIR

Türk, Fars, Arap halklarına çağrıda bulunuyoruz; savaşa ve işgal siyasetine hayır deyin. Ve unutmayalım ki Kürt halkı özgürleşmeden; Fars, Türk ve Arap siyaseti, aydını, toplumu özgürleşemiyor, toplumda demokrasi kalıcı gelişmiyor. Çünkü tekçi-ırkçı siyaset, iç ve dış politikayı, temel hak ve özgürlükleri, yasa, kurum, kültürü, Kürdistan ‘öncüsüyle’ şekillendirerek demokratikleşmeyi zehirliyor.

KÜRT SİYASETİNE ÇAĞRI

Kürt siyasetine çağrımız; sömürgeci devletlerin aralarındaki çelişki ve hatta çatışmalara rağmen Kürt meselesinde anında ortaklaştıklarını defalarca gördük yaşadık. Bugün de Türkiye’nin Eyn İsa’dan Mahmur Kampı’na kadar uzanan askeri harekatıyla paralel Suriye iktidarı da Halep-Hesekê hattında hareketlendi. Irak, Şengal etrafına duvar örüp asker yığıyor; İran ise Hewlêr’i füzeyle tehdit ediyor.

Dört yandan kuşatılmış bu tabloda; gerek parçalarda, gerekse dört parçada Kürt siyasetinin ‘Partilerimiz ayrı cephemiz tek, ulusal özgürlük mücadelesinde aynı saftayız’ deme zamanıdır. Yani gün ulusal birlik günüdür. Kalıcı ulusal birlik kuramıyorsak iş ve eylem birliğini geliştirelim. En azından dost kalalım. Gün; Kürt ulusal güçlerinin farklı politik duruşlarına rağmen başta iki parçanın statüsünün korunması olmak üzere kazanımları birlikte koruma ve geliştirme günüdür. Kürt partilerinin; ‘gemisini kurtaran kaptandır’ siyasetini aşma günüdür.”

Bunları da beğenebilirsin