Ömer Öcalan: Yaşanan derin sorunların tek çözüm yolu Öcalan’dır

ARMANC HEREKOL / ROJNEWS

Önder Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecride tepki gösteren HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, yaşanan sorunların tek çözüm yolu Öcalan olduğunu söyledi.

HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Önder Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit, görüş ve avukat yasağı, CPT ve uluslararası güçlerin tutumu gibi birçok önemli konu başlığında ajansımızın sorularını yanıtladı.

* Önder Abdullah Öcalan’ın üzerindeki ağır tecridin temel nedeni nedir ve bu ağır tecridi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Öcalan, 1999 yılından bu yana ağır tecritlere maruz kalıyor. Ancak 2011’den itibaren avukatların gelip gitmesi de engellendi. Aile bazen görüşe gidiyordu ancak 2015 yılından itibaren Sayın Öcalan üzerindeki tecrit başka bir aşamaya taşındı ve tecrit daha da ağırlaştı. Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemlerinin ardından görüşmeler yapıldı. 3 Mart 2020 tarihinde Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile yüz yüze görüştü. En son 25 Mart 2021’de çok kısa bir telefon görüşmesi yapıldı. Son dokuz aydır Sayın Öcalan ile görüşme yapılmadı. Tecrit artık çok ciddi ve zaman geçtikçe daha da kötüleşiyor. Bu tecridin yasal olmadığını her kes biliyor. Devlet tarafında sessizlik var ve yanıt verilmiyor. Sayın Öcalan, siyaset adamı ve Kürt siyasetinin öncüsüdür.

Ortadoğu’da bir model ortaya koydu ve herkes bu modelin tüm halkların faydasına, çıkarına uygun olduğunu biliyor. Sayın Öcalan’ın “Demokratik Modernite” paradigması altında herkes yaşayacak bir yer bulabilmektedir. Bu nedenle devlet tecridi derinleştiriyor. Öte yandan, Türkiye’nin Kürtlere karşı büyük ve topyekün bir savaş yürüttüğü, Ortadoğu’yu yeniden tasarlamak istiyor. Türk devleti, Sayın Öcalan’ın Ortadoğu’daki rolünü ortadan kaldırmak istiyor. Tecridin amacı, halkı ve Sayın Öcalan’ı birbirinden ayırmaktır. İmralı Adası’nda büyük bir tecrit uygulanıyor. Kanuna göre azami ceza 23 yıl ve Sayın Öcalan kanunlara göre serbest bırakılmalı ama Türk devleti kanunları ihlal ediyor ve Sayın Öcalan’ı serbest bırakmamak için her şeyi deniyor. Sayın Öcalan’ın müebbet hapis cezasına çarptırılması yasal değil. Sayın Öcalan’ın tecridi Türkiye’yi hiç şüphesiz olumsuz etkilemiştir ve tüm sorunları çözmenin tek yolu Sayın Öcalan’ın özgürlüğüdür

*Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Önder Abdullah Öcalan için aldığı kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Sayın Öcalan hakkında bir karar verdi. Türk hukukunda cezaevinde olan kişinin bir gün dışarı çıkabilmesi gerektiği ve bu beklentinin kendisinden uzaklaştırılmayacağı söylenmektedir. Ancak bu yasa Sayın Öcalan ve Türkiye’deki diğer mahkumlar için geçerli değildir. Ama Sayın Öcalan kanuna göre serbest bırakılmalıdır. Bu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, yürürlükte olan ve ertelenen bir karardır. Bir karar olsa bile, Türkiye uymuyor, kanunlar çiğneniyor. İmralı Adası, CPT kontrolünde, ziyaret edilebilir. Ama CPT bunu yapmıyor ve her yönden Sayın Öcalan’a karşı hukuka aykırı hareket ediyor. Karar, 2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verildi. Ancak bu yedi yıl Avrupa Konseyi’ni gündemine almadı. En son 2 Aralık’ta gündeme geldi ve çok şey konuşuldu. Şu anda Türkiye’de kanun yok. Türkiye, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararını tanımadığını söylüyor. Her geçen gün tecrit daha da derinleşiyor. Ancak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin bu kararı Kürt halkı için çok önemli. Sayın Öcalan’ın haklarının korunması zaten yasaldı ve şimdi Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de bunu kabul ediyor.

*Önder Öcalan’a uygulanan disiplin cezası ve görüş yasağının amacı nedir ve bu cezaları nasıl görüyorsunuz?

Disiplin cezaları bir formalitedir. Bunlar için disiplin cezası denilemez. Görüldüğü gibi ihlallerin ağırlığı ve ciddiyeti yoktur. Onun için de bu şeyler sıra dışı değil. Sayın Öcalan kısa süre önce altı ay görüş yasağı cezasına çarptırıldı ve bu yasak ve cezalarla bir kalıp yaratmak istiyorlar. Ama hiçbir kalıp onların hatalarını örtmeye yetmez. Onlara volt atma ve spor yapma cezası verildi, bu yasal değil ve kabul edilemez. Sayın Öcalan’ın spor hakkı elinden alınmıştır. Sayın Öcalan ve arkadaşları ileri bir yaşa ulaşmış ve en büyük haksızlık kendilerine yapılmıştır. Bu kirli cezalarla Öcalan’ı daraltmak isteniyor. Ancak bu kabul edilemez ve insan hakları yasalarına aykırıdır.

*Aile üyesi ve milletvekili olarak Önder Öcalan ile görüşme çabalarınız nelerdir ve yakın gelecekte yapılacak görüşmeler için neler yapacaksınız?

Tecridi kırmak ve Sayın Öcalan ile görüşmek için çok çalışıyoruz. Görüşmenin gerçekleşmesi için çok önemli işler ve büyük toplantılar yapıyoruz. Haftada iki kez randevu için başvuruyorum. Avukatlar ve aileler de haftalık olarak başvurur. Öte yandan kurumlara da başvuruyoruz ve görüşüyoruz. Hukuken, avukatlar ‘acil randevular’ için başvuruda bulunurlar. Bu kapsamda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Halkımıza bakıyoruz ve halkın tecride karşı tepkileri ortaya çıkıyor. Biz tecridi her zaman gündeme alıyoruz ve bu konu da gündemde kalmalı. Bu konu sadece aileyi veya avukatları ilgilendirmiyor, tüm halkı ilgilendiriyor. Bu bir varlık ve yokluk meselesidir. Ama halkımızın direnişi sayesinde sonunda tecrit kırılacak ve Sayın Öcalan’ı serbest bırakacağız. Tecrit nedeniyle, hükümetin kendisi acı çekti. Bunun için özgürlüğünü isteyen tüm halkların Sayın Öcalan üzerindeki tüm tecridi kırmalıyız.

*Tecrit Türk siyasetini ve toplum hayatını nasıl etkiliyor? Ayrıca Önder Öcalan’la görüşme gerçekleşirse Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın sorunlarında neler değişecek?

Türkiye’deki mevcut durum olağanüstü haldir. Türk devleti her yönden çöktü. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi ağırlığı yoktur. Türkiye’nin tüm ülkelerle diplomasisi de durdu. Çözüm sürecinde bazı görüşmeler oldu, o zamanlar Türkiye’nin ekonomik durumu biraz daha iyiydi. Ama devlet bu süreci ağırlaştırdıktan sonra Türkiye’de hiçbir şey yolunda gitmedi. Gittikçe daha da kötüleşiyor. Türk devletinin Kürt halkına ve Sayın Öcalan’a karşı yürüttüğü savaş anlayışı nedeniyle Türkiye çöküyor. Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecrit Türkiye halklarını etkiliyor. Sayın Öcalan şahsında bütün tutuklular tecrit altındadır. Türkiye’de hak yok, kimse düşüncesini ve fikrini ifade edemiyor. Ama Sayın Öcalan ile bir görüşme ve diyalog olursa bu sorun genel olarak çözülecektir.

Bunları da beğenebilirsin