Şengal Özerk Yönetimi’nden işgal saldırılarına ilişkin ilk açıklama

2 Mayıs’ta Irak ordusunun Şengal’e yönelik saldırılarına ilişkin ilk resmi açıklamayı yapan Şengal Özerk Yönetimi, söz konusu saldırıların kaynağının 9 Ekim Antlaşması olduğunun altını çizdi. Özerk Yönetim, hiçkimsenin dilini ve elini özsavunma birliklerine uzatamacağını, Şengal Özerk Yönetimi’ne ve özsavunma birliklerine saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Şengal Özerk Yönetimi’nin saldırılara ilişkin açıklamasının tam metni şöyle:

“Bilindiği üzere Şengal’de bir kez daha olağanüstü bir durum yaşanıyor. Herkesin gözü Şengal’de ve herkes Şengal’de ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Yaşanan karışıklık her ne kadar 18 Nisan’da başlayıp günümüze kadar devam etse de yaşanan durumun ve Şengal’deki sorunların kaynağının iyi anlaşılması gerekiyor. Zira bir kez daha fermanlar tarihini tazelemek istiyorlar.

Ezidi toplumu 2014 yılında tüm dünyanın gözü önünde bir fermanla karşı karşıya geldi. Tarihimizin en ağır fermanlarından biri de 2014 fermanıydı. Irak Ordusu sırtını fermana dönerek Şengal’den ayrıldı, KDP büyük bir ihanetle bu fermanın ortağı oldu, işgalci Türk devleti ise DAİŞ çetelerinin eliyle kökümüzü kurutmak istedi. Ezidi toplumu olarak özgürlük gerillaları ve Rojava devriminin sayesinde bu fermandan kurtulduk. Halkımızın bir daha fermanlarla karşı karşıya gelmemesi için özerk yönetim sisteminin inşasına başladık.

Özerk yönetimin tüm kurumları o ağır süreçte büyük bedeller sonucu inşa edildi. YBŞ, YJŞ ve Ezidxan asayişi Ezidi inancının fedaileri olarak görevlerini üstlendi ve şimdiye kadar bu halk uğruna büyük şehitler verdi. Ezidi toplumu basit bir şekilde fermandan kurtulmadı ve basit bir şekilde bu günlere ulaşmadı. Ateşten 8 yılı ardımızda bıraktık ve bu günlere geldik. Bizler bu 8 yıl içerisinde Irak devletinin kerametini de koruduk. Şengal’i savunmakla beraber Irak’ın birliğini de savunduk.

Son 8 yıllık süre içerisinde Şengal’in statüsünün netleşmesi için birçok proje ürettik ve birçok görüşme gerçekleştirdik. Bizler Irak’ın birliğini esas aldık ve Federal Irak Devletinin yasalarıyla sorunlarımızı çözmek istedik. Ancak bu çabalarımıza 9 Ekim 2020’de kirli bir planla cevap oldular. Kazımi Hükümeti ile KDP’nin ortaklığı, işgalci Türk devletinin baskıları ve kimi uluslararası güçlerce bu antlaşmaya mühür basıldı. Biz bu fermanı, ilk günden bu yana ‘yasal ferman’ olarak tanımladık.

Şengal’de yaşanan tüm sorunların, karışıklıkların ve çatışmaların sebebi 9 Ekim Antlaşması’dır. Son iki yıl içerisinde yaşanan baskı, tehdit ve saldırı politikaları bu plan çerçevesinde hayata geçiriliyor. İşgalci Türk devleti de bu antlaşmadan cesaret alarak halkımıza yönelik saldırılar gerçekleştiriyor. KDP bu antlaşmaya sırtını dayayarak Şengal’e geri dönmenin hayallerini kuruyor. Kazımi Hükümeti bu antlaşmayı hayata geçirmek için Irak Ordusunu Şengal’e saldırtıyor. Etrafımıza duvarlar ve tel örgüler çekerek bizi zindana hapsetmek istiyorlar. Tüm bu saldırılar birbiriyle bağlantılı olup kaynağını 9 Ekim Antlaşması’ndan almaktadır.

18 Nisan’da Digur’da Ezidxan asayişinin çembere alınarak başlatılan son saldırılar da bu antlaşmayla bağlantılıdır. Ezidi toplumu 18 Nisan’da başlayan saldırılar esnasında Çarşema Sor bayramının hazırlıklarını yapıyordu. Son saldırılar en kutsal günlerimizde başladı. Irak Ordusunun bize farz kıldığı şey Ezidxan asayişinden vazgeçmemizdir. Bilindiği gibi Ezidxan asayişinin feshedilmesi 9 Ekim Antlaşması’nın önemli maddelerinden biridir.

Çatışmaların yayılmaması için Özerk Yönetim olarak geniş arayışların içerisine girdik. Irak’a ve kamuoyuna birçok çağrıda bulunduk. Bu temelde hem Şengal’de hem de Bağdat’ta sorunların çözümü için bir dizi görüşme gerçekleştirdik. Ancak bu görüşmelerde Ezidi toplumun iradesine, Özerk Yönetim’in varlığına ve özsavunma güçlerimize saygı gösterilmedi. Bize bir kez daha 9 Ekim Antlaşması’nın kabulü farz kılınmaya çalışıldı. Halkımız şunu iyi bilmelidir ki, Şengal Ortak Operasyonlar Komutanlığı ve Musul Ortak Operasyonlar Komutanlığı’yla gerçekleştirilen son görüşmelerde çözümün önü kapatıldı ve savaş siyaseti kızıştırıldı.

Şengal’e yönelik saldırıların son aşaması olarak 2 Mayıs’ta Irak Ordusu, Şengal’i işgal etmek amacıyla tank, top ve ağır silahlarla Sinun ve Digur’da ağır saldırılar gerçekleştirdi. KDP de aynı zaman diliminde arayışa geçti ve özel savaş yöntemlerine başvurdu. KDP, medyası aracılığıyla son birkaç gündür Şengal halkını bir kez daha göçe zorlamak ve kamplarına muhtaç bırakmak istiyor. Bizler bu siyaseti iyi tanıyor ve yakından takip ediyoruz. Doğrudur, bazı aileler Irak Ordusunun ağır saldırılarından dolayı evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Ancak bu ailelerin birçoğu tekrardan evlerine geri döndüler. Bazıları ise KDP ve özellikle Aşitî Koçer tarafından parayla örgütlendirildi. Halkımız bir daha göç yollarına düşmeme ve Şengal’e geri dönerek KDP’ye cevap olma noktasında kararını vermiştir.

Bizler buradan bir kez daha tüm Irak güçlerine sesleniyoruz. KDP’nin ve Türk devletinin oyunlarına gelmeyin. Türk devletinin hedefi sadece Şengal değildir. Türk devleti Irak’ta savaş başlatarak yeni Osmanlıcılık hayallerine ulaşmak istiyor. Bizler bir kez daha belirtiyoruz ki birliktelik ve Irak’ın birliği içerisinde sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Ama aynı zamanda bizler Şengal Özerk Yönetimi’ne ve özsavunma birliklerine saygı duyulmasını istiyoruz. Ezidxan asayişi ve YBŞ-YJŞ güçleri Ezidi toplumunun onurudur. Hiçkimse elini ve dilini savunma birliklerimize uzatmamalıdır.

Ayrıca Ezidi toplumuna da birlik ve beraberliğini her zamankinden daha fazla pekiştirme çağrısından bulunuyoruz. Toplumumuz KDP’nin ve bazı tarafların siyaseti karşısında dikkatli olmalıdır. Şengal’in ve inançlarının etrafında kenetlenmelidir. Bizler birlik ve beraberliğimizle tüm saldırılara cevap olacağız. Uluslararası güçlere de 9 Ekim Antlaşması’nı desteklemekten vazgeçme çağrısında bulunuyoruz. Bu antlaşmayı desteklemek Ezidi halkının karşı karşıya kalacağı yeni bir fermanı desteklemek anlamına gelmektedir. Artık Ezidi toplumunun soykırımı kabul edilmemeli ve soykırım saldırılarının önüne geçilmelidir.”

Bunları da beğenebilirsin