Mesrur Barzani: Türk devleti ile ortak güvenlik kaygılarına sahibiz

Türkiye’nin eski Bağdat Büyükelçisi Murat Özçelik, Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın programına katılarak KDP-Türkiye ilişkileri hakkında önemli açıklamalarda bulunmuş, ardından Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani Hewlêr merkezli Ortadoğu Araştırma Enstitüsü (MERI) tarafından düzenlenen “İstikrarlı bir Ortadoğu için istikrarlı bir Irak” başlıklı forumda, Özçelik’in açıklamalarına paralel olarak Türkiye ile ortak güvenlik kaygılarının olduğunu belirtti.

Mesrur Barzani, Hewlêr merkezli Ortadoğu Araştırma Enstitüsü (MERI) tarafından düzenlenen “İstikrarlı bir Ortadoğu için istikrarlı bir Irak” başlıklı forumda Türkiye ile ticaret yaptıklarını ve her iki tarafında ortak güvenlik kaygılarını olduğunu söyledi. PKK’nin kendisini halk tarafından seçilen yasal kurumlara alternatif olarak sunduğunu iddia eden Mesrur Barzani, PKK’nin bazı bölgeleri işgal ettiğini ve halkın arazilerine gitmesini engellediğini ve bunun da kendileri için ekonomik problem oluşturduğunu ifade etti. Mesrur Barzani, “Eğer PKK olmasıydı, Türkiye’nin Kürdistan topraklarını gelip bu örgütün peşine düşmesini haklı çıkarmak zor olurdu.” dedi.

İŞGALE AYAK OLMAK

Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’nde bulunmasının en önemli sebeplerinden birinin bölgedeki petrol olduğu biliniyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Osmanlı hayallerini gerçekleştirmek istediği ve bu doğrultuda Kerkük-Musul’a kadar girmek istediği daha önce yapılan açıklamalardan anlaşılıyor. Türkiye PKK’yi bahane ederek, açık bir şekilde Kürdistan Bölgesi’ni işgal etmek, bölgeyi tamamen kontrol altına almak istiyor. KDP ve hükümet ise, 40 yıldır Kürt özgürlük mücadelesi veren PKK’yi değil, Kürt soykırımını hedefleyen, “En iyi Kürt ölü Kürttür” zihniyeti besleyen, AKP ve Erdoğan’ı destekliyor, yetmiyor işgale, katliama çanak oluyor.

Barzani ailesinin her fırsatta Türk devletinin Güney Kürdistan’daki varlığının gerekçesi olarak PKK’yi işaret etmesi aslında KDP’nin işgalci Türk devletine peşkeş çekilen Kürdistan topraklarını meşrulaştırmaya çalıştığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

KÜRDİSTAN’IN YARISI İŞGALCİLERE TESLİM EDİLDİ

Yaklaşık 4 yıl önce KDP ve Barzani’nin Güney halkının rahatsızlık ve tepkilerine karşı popülist bir şekilde gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumunun ardından Erdoğan, bölgeyi tehdit ederek Mesud Barzanî’ye, “otur oturduğun yerde, yiyecek bir lokma ekmek bulamazsın” demiş ve referandumla birlikte bölge topraklarının yüzde 52’sini kaybedilmişti. Ayrıca işgalci Türk devleti Güney Kürdistan’ın pek çok bölgesinde askeri üsler kurmuş, bu kamplarda çetelere askeri eğitim ve mühimmat sağlamıştı.

İşgalci Türk ordusunun bu üslerde eğittiği güçlerden biri de “Roj peşmergeleri” olan bilinen KDP’ye bağlı bir çete. Roj çeteleri son dönemlerde gerilla alanlarına girmeye başlamış ve gerilla gruplarını pusuya düşürerek pek çok gerillanın şehadetinde rol oynamıştı.

ÇETELERLE SEÇİM İTTİFAKI

10 Ekim’de gerçekleşen Irak Parlamentosu seçimlerinde ise KDP, Türk devletinin desteklediği Türkmen çetelerle ittifak oluşturarak seçime katılmış ve KDP’nin bu hareketi Kürt kamuoyunda tepkiye sebep olmuştu.

PKK’nin bazı bölgeleri işgal ettiğini ve halkın arazilerini gitmesini engellediğini iddia eden Mesrur Barzani’ye bağlı güçler, seçim günü bir orduyla Şengal’e gitmek istemiş Şengal halkının direnişi karşısında geri çekilmek zorunda kalmıştı.

KDP-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

Geçtiğimiz günlerde Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın programına katılan 2009-2011 yılları arasında Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliğini üstlenmiş olan Murat Özçelik, PKK’ye karşı KDP-Türkiye ittifakını ilişkin şu ifadelerde bulunmuştu: “Ben Irak Kürt bölgesiyle Türkiye arasını düzeltmek üzere dışişlerinde geliştirdiğimiz bir stratejiyi uygulamakla görevliyken askeriyeden çok şey yedim. Onlar şunu görmediler biz bir stratejiyle orta vadede Kürt bölgesinin bizimle birlikte ‘PKK’ye karşı, şiddete karşı bir pozisyon almasını gerçekleştiririz’ dedik. Bana vatan haini dediler. Mesud Barzani’ye dünyanın lafını ettiler. Ve bugün nereye geldik biliyor musunuz? Mesud Barzani ve KDP Türkiye ile birlikte PKK’ye karşı Sincar’da daha fazla güçlenmesin diye harekat yapar hale geldik. Yani demek ki bizim Suriye’de daha önce Irak’ta yaptığımız gibi bir strateji izlemek suretiyle oradaki Kürt vatandaşları bize daha müzahir hale getirip, düşman hale getirmek değil, birlikte yaşamak duruma getirmeliyiz.”

Tüm bunlar düşünüldüğünde zaten aleni olan KDP-Türkiye kirli ittifakı,  Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani tarafından, 2009-2011 yılları arasında Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliğini üstlenmiş olan Murat Özçelik’in açıklamalarına da paralel olarak itiraf edilmiş oldu.

İŞGALCİLER KIRMIZI HALILARLA KARŞILANIYOR

Federe Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani, 27 Ekim’de Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney, Türkiye’nin Hewler Başkonsolosu Hakan Karaçay ve beraberindeki heyeti kabul etti. Görüşmede ikili ilişkiler, ticari ilişkilerin geliştirilmesi, Kürdistan Bölgesi ile Irak’ın Türkiye’yle ilişkileri ele alındı.

Görüşmeye dair Federe Kürdistan Bölgesi Dışilişkiler Sorumlusu Sefin Dızayi twitter’dan yaptığı paylaşımda, “Bugün, Başbakan Mesrur Barzani Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney ve Erbil Başkonsolosu Hakan Karaçay’ın da yer aldığı heyet ile bir araya geldi. Görüşmede ikili ilişkilerin geliştirilmesi ele alındı. Ekonomik ve ticari ilişkiler aracılığıyla iş birliğinin derinleştirilmesi vurgulandı” dedi.

TARİH KARŞISINDA MAHKUM OLACAK

Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı Türkiye ile açık bir şekilde ittifak kuran KDP ve Barzani ailesi, Kürt kanı, katliamı üzerinde anlaşıldığı görülüyor. Petrol, kara para, altın kaçakçılığı ve milyon dolarlık karşılıklı alışveriş üzerinden Kürdistan’ın toprakları Türk devletine peşkeş çekilmesi tarih karşısında mahkum olacak bir anlayış. KDP’nin Barzani ailesinin bireysel, ailevi çıkarları Kürtlerin çıkarları üzerinde tutularak, Türk devletiyle birlikte hareket ediliyor.

(rb)

Bunları da beğenebilirsin