Sadr’ın anayasa değişikliği talebi Bölge’nin statüsünü tehlikeye atıyor

Irak devletinin kuruluş tarihinden bu yana Kürtler ilk kez anayasal haklarının büyük bir bölümünü elde etti ve federal çerçevede Kürdistan Bölgesi olarak bağımsız bir devlet hakkı aldı. Ancak Mukteda Es-Sadr’ın Irak anayasasını değiştirme isteği, Kürdistan Bölgesi’nin statüsünde kayıplara veya yok olmaya yol açabilir.

1925’ten Baas rejiminin çöküşüne kadar Irak’ta 5 anayasa yazılsa da hiçbirinde Kürtler anayasanın yazımında yer almadı. Kürtlerin hakları resmi olarak tanınmadı. Ancak 2005 yılında referanduma sunulan ve onaylanan yeni Irak yeni anayasasına Kürtler de dahil edildi ve Kürtler tanındı. Bu anayasada Kürtlerin büyük bir rolü vardı. Haklarının büyük bölümünü elde edebildiler ve Kürtler, resmen bir ulus olarak tanındı.

Anayasanın onaylanmasından sonra Kürdistan Bölgesi’nin Irak ile yaptığı müzakereler bozuldu ve bu da sorunun derinleşmesine neden oldu. 2013’ten bu yana Kürdistan Bölgesi’nin bağımsız olarak petrol satışı yapması ve Kürdistan Bölgesi’nin 2017’de referandum gerçekleştirmesi iki büyük hataydı ve bunun bedelini Kürdistan Bölgesi yurttaşları ödedi.

Iraklı güçlere göre Kürdistan Bölgesi iktidarı, anayasada Kürdistan Bölgesi ve Kürtler için verilen yetkileri aştı, bu nedenle Iraklı güçlerin anayasa değişikliği istekleri var ve bunun üzerinde çalışıyorlar. Özellikle Sadr Hareketi Lideri Mukteda Es-Sadr, açıkça anayasa değişikliği talep ediyor.

Irak devletinin anayasaları:

Irak devleti kurulduğundan beri siyasi bir statü olarak birçok farklı siyasi aşama ve yönetim şeklinden geçti. Irak devletinin kuruluş tarihi 20. yüzyılın başlarına tekabül ediyor, Irak’ta yaşanan aşamaların ihtiyaçlarına göre çeşitli anayasalar yazıldı.

  • Irak’ın ilk anayasası olarak kabul edilen 1925 anayasası, Irak’ta mirlik rejiminin düşmesine kadar kullanıldı. Ancak bu anayasanın yazımında Kürtlerle resmi bir şekilde görüşülmedi ve Kürtlere yer verilmedi. Bu anayasada Kürtlerin ulusal kimliğini Iraklı üst kimliği çerçevesinde eritmeye çalıştılar.
  • 1958 Anayasası, cumhuriyet rejiminin ilanından sonra Irak’taki iktidar güçleri yeni bir geçici anayasa yazmaya karar verdiler. Bu anayasa, Irak devletinin kurulmasından sonra Kürtlerin haklarını tanıyan ilk anayasaydı. Bir ortak gibi ilişkilerde bulunuldu. Ancak, Irak’taki diğer bileşen ve ulusların hiçbiri anayasada yer almadı.
  • 1964 ve 1968 anayasaları, altmışlı yıllarda Irak’ta birçok sorun ve darbelerin olduğu bir dönemde oluştu. Bu dönemde birkaç anayasa yapıldı. Ancak içeriğinde Kürtler için farklı haklar verilmedi. Her iki anayasada da Iraklıların hukuk önünde hak ve sorumluluklarda eşitliği, hiçbir ayrım gözetilmeksizin sağlandı. Irak halkı bağlamında Kürtlerin ulusal hakları tanındı ve ülkenin üniter olması kararı alındı.
  • 1970 Anayasası, darbeden sonra anayasanın geliştirilmesinin ikinci aşamasında Irak makamları, 16 Temmuz 1970 anayasası olarak bilinen yeni bir geçici anayasa ilan etti. Daha önceki anayasalara göre daha ilerici bir anayasa olarak kabul edilmektedir. Çünkü tüm azınlıkların haklarına değinilmiştir. Ancak 5. maddenin B bendinde Irak halkının Araplar ve Kürtler olmak üzere 2 ana ulustan oluştuğu söylenmiştir. Bu anayasa, Kürt halkının ulusal hakları ve tüm azınlıkların meşru haklarını Irak’ın bütünlüğü çerçevesinde tanımıştır.
  • 2005 Irak Anayasası, bu dönem Kürdistan ve Irak tarihinde önemli bir tarihsel dönem olarak görülüyor. Kürt halkının ve Irak’taki azınlıkların hakları bu anayasada güvence altına alındı. Aynı zamanda, federal sistem resmi ve yasal olarak Irak’ın yeni idari ve siyasi sistemi olarak kabul edildi.

Kürdistan Bölgesi haklarının Irak anayasasındaki yeri

Irak’ın 1925, 1970 ve 1990’da yürürlüğe giren tüm anayasalarında Irak, Arap ulusunun olarak görülüyordu. Bu da Arap olmayanların haklarının açık bir ihlaliydi. Irak’ın özgürleştirilmesi sürecinden sonra, 2005 yılında Kürtler ilk kez Irak’ın ana bileşeni olarak, ülkenin inşasına ve Irak’ın yeni anayasasının yazım sürecine dahil oldular.

Bu anayasada Irak’ın çok uluslu bir devlet olduğu ve Kürtlerin ülkede Araplardan sonra ikinci büyük ulus olduğu kabul edildi. Yine Kürtlerin tüm manevi, kültürel, anayasal, siyasi ve ekonomik hakları korundu. Hem güvenlik hem de egemenlik alanında Bölge’nin meşruiyeti tanınarak, bu alanda Bölge’ye geniş yetkiler verildi.

Bu anayasaya göre, Kürdistan Bölgesi kendi anayasasına ve bölge yönetimi kendi yasama, yürütme ve yargı yetkilerine sahip oldu. Özellikle polis, asayiş ve güvenlik gibi bölgenin iç güvenliği için güçlerin örgütlenmesi başta olmak üzere Bölge’nin yönetimiyle ilgili her şey, bölge yönetiminin yetkisine bırakıldı.

Ayrıca Kürtlerin bu anayasadaki önemli kazanımlarından biri, merkezin Kürdistan Bölgesi Parlamentosu veya Kürdistan halkının bunu genel bir referandumda onaylamadıkça bölge anayasasında bölgenin yetkilerini sınırlandıracak herhangi bir değişiklik yapamamasıdır.

Anayasaya göre, Kürtçe ve Arapça, Irak’ta iki resmi dil olarak kabul ediliyor. Federal kurumlar ve Kürdistan Bölgesi’ndeki resmi kurumlar her iki dili de kullanıyor. Kürtler, Araplar ve diğer uluslarla eşittir. Bileşenler herhangi bir ayrım gözetmeksizin Irak parlamentosunda eşit haklara sahiptir.

Anayasaya göre gelirin ülke genelinde yurttaşlara adil dağıtılması şartıyla federal hükümet, petrol ve gaz üretimi ve petrol kuyularının yönetimini Kürdistan Bölgesi ile birlikte yürütmek zorunda.

Bunların yanı sıra Irak anayasasında Kürtler’in başka hakları da güvence altına alındı. Anayasal olarak Kürdistan Bölgesi ile kurulan ilişkilerde Kürdistan bölge olarak değil bir yarı devlet olarak kabul edilir.

Anayasanın düzeltilmesi veya değiştirilmesi

Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlığı için yapılan referandumun ardından Kürdistan Bölgesi bir ölçüde zayıfladı. Irak hükümeti bazı baskı ve programlarıyla bölgenin tek güvencesi olan Irak anayasasını değiştirme girişiminde bulunuyor.

Sadr Hareketi Lideri Mukteda Es-Sadr, taraftarlarının protesto gösterilerini devrim olarak nitelendirdiği son açıklamasında şunları söyledi; “Yeşil bölgeyi özgürleştiren devrim, siyasi sistemin temeli ve ülkenin anayasasının değiştirilmesi için büyük bir fırsattır. Bu nedenle herkesten reform için devrimleri güçlü ve güvenli bir şekilde desteklemesini istiyorum.”

Açıklamada, Sadr’ın taleplerinden biri de defalarca dile getirdiği üzere Irak anayasasının değiştirilmesidir.

Irak anayasasının değişmesinin Kürtlere vereceği zarar

Avukat ve Anayasa Uzmanı Nariman Ahmed, anayasa değişikliğinin amacına ilişkin şunları söyledi; “Sadr sokakları harekete geçirdi ve Kazimi, iktidarda kalmak için ona her şekilde destek oluyor. Sadr taraftarlarının da işini kolaylaştırıyor. Mukteda es-Sadr’ın anayasayı değiştirmedeki amaçlarından biri de mutlak hakim olmak ve Şii merkezini İran’ın Kum kentinden Necef’e taşımaktır.”

Neriman Ahmed şöyle devam etti; “Şu anda Sadr’ın iki temel talebi var. Yönetim sistemini parlamenter sistemden kendisinin başkan olabileceği başkanlık sistemine dönüştürmek ve anayasayı değiştirmek. Sadr göstericilerinin parlamentoyu işgal etmeleri, parlamentonun onuru kırıldı ve başka bir yönetim modeline ihityaç var denilmesi içindi. Ancak Irak anayasasının ve Irak yönetim sisteminin belki de tek alternatifi demokratik konfederalizmdir.”

Avukat Neriman Ahmed, anayasa değişikliğinin Kürtlere vereceği zarara da değindi; “Mukteda Es-Sadr’ın anayasa değişikliği talebinin gerekçelerinden biri de zamanın değiştiği ve Irak’taki yeni kuşağın yeni bir anayasaya ihtiyaç duyması olsa da bu sadece bir bahanedir. Arkasında siyasi bir amaç ve Mukteda Es-Sadr ve hareketi gönlüne göre bir anayasa yapılmasını vardır. Şüphesiz bu durum Kürtlerin temel sorunudur. Ancak değiştirilmezse bile Kürtlerin anayasa değişikliği için öneri ve projeleri olmalıdır.”

Bunları da beğenebilirsin