Şengal’in Hemedan köyündeki toplu mezar – 2

ÊZDÎN ŞENGALİ / ROJNEWS

Hemedan köyündeki toplu mezar, her gün etrafını dolaşan Sakine annenin evinin önünde. Sakine anne, “8 yıldır çocuklarımızla ilgili bir haber alamıyoruz. Bağdat’tan gelen heyet toplu mezarı açmadı, siz açmazsanız ben açarım dedim. Ölmeden önce onların ruhu için yardım dağıtmak istiyorum” dedi.

Êzidiler 03 Ağustos 2014 tarihinde, ‘Dünya var olduğundan beri Êzidiler böyle bir ferman görmedi’ denilen büyük bir fırtına ile karşı karşıya kaldı. Adı üstünde; fırtına. DAIŞ çeteleri Şengal’e bir fırtına gibi saldırdılar, öldürdüler, soyup yağmaladılar. Bu fırtınadan kimse kurtulamadı ama en büyük acı yine annelerin payına düştü.

Hemedan köyünden anne Sakine Murad, 8 yıldır ferman günlerinde yaşıyor. 5 çocuğu ve kocasından ferman gününden bu yana haber alamıyor. Sakine anne 8 yıldır kayıp akrabaları için iyi haber bekliyor. İyi haber gelmeyecekse de yakınlarının akıbetini öğrenmek istiyor. Köydeki ev ve çadırlardan 100 metre mesafede bulunan Hemedan köyündeki toplu mezar hala açılmadı. Sakine anne de eli yüreğinde mezarın açılmasını bekliyor.

‘DAIŞ 85 kadın ve çocuğu Telafer’e götürüyor’

DAIŞ çeteleri ferman günü tüm kadın ve çocuklarla birlikte Sakine anneyi de Telafer’e götürüyor. Sakine anne o günle ilgili şunları anlattı; “DAIŞ geldiğinde teftiş için geldik dediler ama hile ile geldiler. Erkekleri ve kadınları ayırdılar. Telafer’e götürüldüğümüzde erkekler köydeydi. Biz gitmek istemedik ama ailelerimiz gitmemizi söyledi. O günden beri onlar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.”

Sakine annenin verdiği bilgiye göre, Telafer’e götürülen yaklaşık 85 kişi birçok medreseye götürülerek Beduş Hapishanesi’nde 11 gün tutuluyor. Kaçmaya karar verip Güney Kürdistan’a gittikten sonra köylerine dönüşlerini, “Sanki buraya geldikten sonra, Allah beni tekrar yarattı” diye tanımlıyor.

‘Toplu mezar evinin önünde’

Hemedan köyündeki toplu mezar, Sakine annenin evinin hemen yanında. Sakine anne bu durumu şöyle anlattı; “Gözümüz kulağımız bir haberde, bir sözde. 8 yıldır çocuklarımızla ilgili bir haber alamıyoruz. Toplu mezara her gittiğimizde, mezardakilerin bizim ailelerimiz olup olmadığını bilmiyoruz. Hepsi Êzidi, hepsi bizim çocuklarımız ve kardeşlerimiz.”

‘Biz sadece bu mezarın açılmasını istiyoruz’

Toplu mezarların yeri belli olmasına rağmen, Irak kurumları 8 yıldır bu mezarları açmıyor. Köylüler de DNA testi yapılması ve şehitlerin kimliklerinin netleştirilmesi gerektiğinden bu mezarları açamıyor. Sakine anne de bu ağır durumla ilgili şunları söyledi; “Biz sadece bu toplu mezarların açılmasını istiyoruz. Kısa bir süre önce mezarı tel örgülerle çevirdiler, açıp açmayacaklarını bilmiyoruz. Akrabalarımızın orda olup olmadığını netleştirmemiz için mezarın açılması gerekiyordu. Yaşıyorlar mı, ölüler mi bilmiyoruz.”

‘Bağdat bu mezarı açmazsa ben açarım’

Sakine anne ve tüm köylüler her gün bu toplu mezara gidiyor. Mezarın açılmasını bekliyorlar ama Bağdat’tan gelen heyet toplu mezarın etrafını çitle çevirip geri dönüyor. Sakine anne, heyetle yaptığı görüşmeyi, “Heyetin yanına gittik, mezarı açın dedik, zamanımız yok dediler. Siz açmazsanız ben açarım dedim. Sıraya koyduk ona göre açacağız, zamanımız yetmezse açamayabiliriz dediler” diye anlattı.

‘Ölmeden önce ruhları için yardım dağıtmak istiyorum’  

Sakine Murad acılı bir Êzidi anne olarak, ‘Bazen sinirleniyorum, gidip açayım diyorum’ diyerek ölmeden önce son dileğini şöyle dile getirdi; “Keşke ölmeden önce onlarla ilgili bir şeyler öğrenebilseydim. Eğer öldülerse kemiklerini bulsaydım, ruhları için yardım dağıtsaydım. Kalbimdeki en büyük yara ölü mü, sağ mı olduklarını bilmemem. Bu toplu mezarı açsınlar da, yüreğimiz rahatlasın.”

Bunları da beğenebilirsin