Sınıfsız ve sınırsız bir dünya talebidir 1 Mayıs

HABER MERKEZİ

Sınıfsız ve sınırsız bir dünya için dünya genelinde işçi ve emekçilerin haklarını talep ettiği en büyük platform olan 1 Mayıs, Kurdistan’da işgal ve sömürge koşulları altında karşılanıyor. Emeğin sömürülmesine karşı Kurdistan’da olabildiğince mücadele edilmeye çalışılırken ülkenin işgal ve sömürge altında olması 1 Mayıs’a verilen anlamı daha da derinleştiriyor.

Kapitalist modernitenin tüm toplum, kadın ve doğa düşmanı gaspçı gerçeğine karşı ezilen halklar, sosyalizm mücadelesiyle sınıfsız ve sınırsız bir dünya inancını taşımakta, sistem karşıtı mücadeleyi sınıf ve cins mücadelesi ekseninde yürütmektedir. Bu mücadelenin en büyük kazanımı olan 1 Mayıs 1890 yılından bu yana sosyalizm, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin sembolü olarak kutlanmaktadır. 1 Mayıs’ta işçiler dünyanın birçok ülkesinde sınıfsız ve sınırsız bir dünya için alanlara çıkarak hak, eşitlik ve özgürlük talebinde bulunur.

1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nın gelişim süreci

21 Nisan 1856 tarihinde Avustralyalı işçiler 12 ile 14 saat olan çalışma sürelerinin 8 saate düşürülmesi için bir gösteri düzenledi. İşçiler eylemlerinin sonuç getirdiğini anlayınca taleplerinin yerine getirilmesi amacıyla her yıl aynı gün gösteriler düzenlemeye başladı. Bu bir gelenek haline geldi ve diğer ülkelere de yayıldı.

Sanayinin gelişmesiyle çalışma ihtiyacı arttı, bu yüzden işçiler günde 10 ila 16 saat arasında bir dolar 50 sente çalışıyordu. Çalıştıkları ortamda sağlıklı çalışma koşulları ve iş güvenliği yoktu. İşçilere insanlık dışı bir muameleyle yaklaşılıyordu.

1866’da Uluslararası İşçi Derneği, işçilerin günlük çalışma süresini 8 saat olarak belirlemiş ve günlük çalışma süresinin çalışmanın bir ön koşulu olduğunu belirtmiştir.

1 Mayıs 1886 tarihinde ABD’de 340 binden fazla işçi greve gitti. Birkaç gün sonra 4 Mayıs’ta Haymarket alanında polis işçilere saldırdı ve bu saldırılarda çok sayıda işçi hayatını kaybetti.

1889’da Uluslararası İşçi Kongresi düzenlendi. 400 delegenin katıldığı kongrede ilk olarak çalışma saatleri günlük 8 saat olarak belirlendi. Kongre ayrıca Bordeaux Lavigne temsilcilerinin talebini onayladı ve 1890’ın 1 Mayıs’ını dünya işçi bayramı olarak kutlanmasını kabul etti. 1 Mayıs günü İşçilerin birlik, beraberlik ve mücadele günü oldu. O zamandan beri, dünyanın her yerindeki işçiler alanlara dökülerek düzenledikleri eylemlerle haklarını talep ediyor. Birçok ülkede işçiler hâlâ saldırıya ve engellemelere maruz kalıyor.

1 Mayıs dünya çapında 132 ülkede resmi tatil günü olarak kabul edilmiştir. Bugün işçiler, işçi örgütleri ve sendikaları, komünist ve sosyalist parti ve örgütler alanlara çıkarak, işçilerin haklarını talep ediyor. Ancak Suudi Arabistan, Umman ve Afganistan’da 1 Mayıs günü İşçi Bayramı olarak kabul edilmemiştir. Buralarda bugün resmi tatil değil ve hiçbir etkinliğe izin verilmemektedir.

1 Mayıs’ta Kurdistan Bölgesi emekçileri

Kurdistan Bölgesi’ndeki emekçiler yıllardır haklarını aramak için rengarenk etkinlikler düzenliyor. Ancak birçok işçi ve emekçinin bugünden haberi yok ve hakları konusunda sessiz kalıyor.

Kurdistan Bölgesi’nde her yıl işçiler işyerinde çeşitli iş kazalarına maruz kalmaktadır. Yaşanan iş kazaları sonucunda kimileri hayatını kaybederken kimileri de sakat kalmaktadır.

Kurdistan Bölgesi’nde şu anda özel bir İş Kanunu bulunmamaktadır. Kurdistan Bölgesi Sosyal İşler Bakanlığı tarafından yıllardır 1 Mayıs’taki etkinliklerde İş Kanunu hazırlanacağı ve işçi haklarının güvence altına alınacağı propagandası yapılıyor ancak şu ana kadar sözlerini tutmadılar.

Bu yılın başından bu yana Kurdistan Bölgesi’nin farklı yerlerinde 21 işçi hayatını kaybetti.

Veriler iktidarın denetimi altında

Kurdistan Bölgesi’nde KDP’nin başını çektiği siyasi iktidar, sendikalaşma ve dernekleşme gibi sivil toplum yapılaşmalarının tümünü denetimi altına almış durumda.

İktidarın denetimi altında olan sendikalar ise siyasi iktidarın çıkarlarına hizmet edecek şekilde çalışmalar sürdürüyor. Bu nedenden dolayı da özellikle yıl sonlarına doğru işçi ve emekçilerin hak ihlallerine ilişkin yayınlanan veriler ne gerçeği yansıtıyor ne de birbiriyle uyuşabiliyor.

Yıl içerisinde yerel medya onlarca işçinin iş cinayetlerinde katledilmesi haberini geçse de iktidar, bu katledilmelerin gerçek verilerini paylaşmamakta, istatistikleri gizlemektedir.

İş güvenliği ve sigorta yok

Kurdistan Bölgesi’nde KDP’nin başını çektiği siyasi iktidarın gerçek verileri paylaşmamasının arkasında ise korkunç bir sömürü düzeni yatıyor.

Kurdistan Bölgesi’nde sermayeyi elinde bulunduran iktidar, işçi ve emekçileri haklarından mahrum bırakıyor. Bunların başında sigorta, standart çalışma saatleri, iş güvenliği gelmektedir.

Dünya genelinde işçi ve emekçilerin çalışma saatleri maksimum 8 saat olarak bir standarda kavuşturulsa da Kurdistan Bölgesi’ndeki işçi ve emekçiler 12 ila 15 saat arasında çalışmayı sürdürüyor.

Hiçbir can güvenliği bulunmayan işçilerin sigorta hakları ise sadece bir hayalden ibaret. İşçilere iş kazalarında ne bir tazminat ödeniyor ne de tedavi masrafları karşılanıyor. İş cinayetlerinde katledilenler ise öldüğüyle kalıyor.

Türkiye’de kanlı 1977 1 Mayıs’ı

Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı, ilk defa 1911 yılında Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde bulunan Selanik’te kutlanırken İstanbul’daki ilk kutlama 1912 yılında gerçekleştirildi. 1923 yılında 1 Mayıs’ın yasal olarak İşçi Bayramı ilan edilmesinden bir yıl sonra hükümet, kutlamaların kitlesel olarak gerçekleştirilmesini yasakladı. 1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükûn Kanunu ile de İşçi Bayramını kutlamaları 1976 yılına kadar tamamen yasaklandı.

1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul’a gelenler ile birlikte yaklaşık 500 bin kişi Taksim Meydanı’ndaki kutlamalara katıldı. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürmüş, konuşmalar da uzamıştır. Saat 19.00 sularında dönemin DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelin çeşitli katlarından açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçışmaya başladı, kısa bir süre içinde Intercontinental Oteli’nin (Bugün The Marmara Oteli) de üst katlarından da ateş açıldı

İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken polis de ses bombaları ve panzerlerle kalabalığa müdahale etmeye başladı. Kalabalık, kaçmak için özellikle Kazancı Yokuşu’na yöneldi ancak burada bulunan bir kamyonun yolu tıkaması yığılmaya ve buna bağlı ezilmelere sebep oldu. 28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi silahla vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak toplamda 34 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. DİSK’in yayınladığı listede ise 36 kişinin yaşamını yitirdiği belirtilmişti.

Kurdistan’da 1 Mayıs, işgale karşı mücadeledir

Kürt halkı Kurdistan’ın dört bir parçasında işgal ve sömürü koşulları altında 1 Mayıs’ı karşılıyor. Kurdistan’ın her bir parçasında emek için geliştirilen mücadele ulusal bilinci, ulusal bilinç için geliştirilen mücadele ise emek mücadelesini beslemiştir.

Bir bakıma Kurdistan’da bir halkın inkarı ve ülkenin işgaline karşı geliştirilen mücadele ile sınıfsız ve sınırsız bir dünya için verilen mücadele iç içe geçmiştir. İşgal ve sömürü altındaki Kurdistan’da bu anlamda 1 Mayıs’a verilen anlam ve önem daha da derinleşmiştir.

Türk devletinin Kürt halkını ezilen ve sömürülen bir halk olarak en ucuz iş gücü olarak kullanmasına karşı Kürt halkının katledilen ve sömürülen bir halk olarak Türk devletine karşı mücadelesi kesintisiz bir şekilde devam ediyor.

Kürtler, bir yandan ulusal haklarını talep ederek işgalciliğe ve sömürgeciliğe karşı mücadele ederken işgalin yol açtığı emek sömürüsüne karşı geliştirilen emek mücadelesine de her alanda öncülük ediyor.

 

 

Bunları da beğenebilirsin