Yazar Teyfûr: Öcalan şahsında Kürt halkına tecrit uygulanıyor

HABER MERKEZİ

Aydın ve yazar Mensûr Teyfûr, Kürt Halk Önderi Öcalan’a yönelik uygulanan mutlak tecridin salt onun şahsına yönelik geliştirilmediğini, söz konusu tecridin onun fikirlerine ve felsefesine yönelik geliştirildiğini söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 15 şubat 1999’da uluslararası bir komplo sonucu gözaltına alınarak faşist Türkiye devletine teslim edildi. Önder Öcalan, 24 yılı aşkın bir süredir İmralı işkence ve tecrit sisteminde tek kişilik bir hücrede tutulmaktadır. 27 aydır tamemen keyfi ve hukuk dışı uygulamalarla aile ve avukatları dahil hiç kimseyle görüştürülmeyen Önder Öcalan’dan uzun zamandır haber alınamamaktadır.

Aydın ve yazar Mensûr Teyfûr, Önder Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit ve Kürt sorunun demokratik çözümündeki rolüne ilişkin Rojnews’e konuştu.

Teyfûr Mensûr konuya ilişkin şunları söyledi:  “Kürt olsun veya olmasın bir insanlık suçu olan tecrit sistemine herkes karşı çıkmalıdır. 27 aydır Öcalan’la görüşmeler engelleniyor. Bu durum İmralı işkence ve tecrit sistemine dair bir çok soru işareti yaratıyor. Neden görüşmeler engelleniyor? Çünkü Öcalan Kürt sorunun demokratik yollarla çözümü için alternatif üretip, çözüm yollarını geliştirdi. Tabi sadece Kürt sorunun çözümü için değil aynı zamanda bölgede ezilen tüm halklar için çözüm yolları geliştirip alternatifler yaşam modelleri sundu. Bugün bölgede modernite krizinin yarattığı Kürt sorunu dahil çok ciddi sorunlar yaşanmaktadır.”

‘Önder Öcalan’ın siyasi pratiği ve teorik bilgisi sonucu geliştirdiği yerinden yönetimi esas alan ‘Demokratik Özerklik’ projesinin halklara özgürlük getirebileceği bugün Rojava deneyimiyle herkesçe görülmüştür’ diyerek sözlerini sürdüren Teyfûr, “Bu yüzden Kapitalist modernite güçleri onun felsefe ve projelerini kendileri için büyük bir risk olarak görüyor, dolayısıyla tecrist sistemine göz yumuluyor”dedi.

‘Herkes Öcalan’ın özgürlüğünü istemeli bunun mücadelesin sürdürmeli’ diyerek Öcalan’ın özgürlüğünün önemine dikkat çeken Teyfûr, “Çünkü onun özgürlüğü herkes için önemlidir. Ona yönelik uygulanan ağırlaştırılmış tecrid sistemi salt onun şahsına dönük geliştirilmemiştir. Özünde onun halkların özgürlüğünü esas alan ‘Demokratik Ulus’ paradigmasına yönelik geliştirilmiştir.  Onun özgürlüğünü istemek onun paradigmasını yaşamsallaştırmak salt PKK’nin değil herkesin her kesimin görevidir” diyerek devam etti.

Aydın ve yazar Teyfûr, konuşmasının devamında, “Öcalan’ı savunmak ve onu uygulamak demokratik çözüm projesini savunmak ve uygulamaktır. Onu savunmak Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümünü istemektir. Onun projesi salt Kürt sorunun demokratik çözüm projesi değildir, Kapitalist modernite sisteminin yarattığı tüm kriz ve kaostan çıkış projesidir. İnsanlık ancak onun geliştirdiği paradigmayla bu kriz ve kaostan çıkabilir. Bu yüzden onun özgürlüğü salt Kürtler için değil tüm insanlık için önemlidir” diyen Teyfûr, şunları söyledi: “Onun çözüm projesi halk yönetimini esas alan demokratik özerklik projesidir. Bu proje halkın kendi kendini yönetmesini esas alan çözüm yollarını geliştirien ve bunda ısrar eden bir projedir.”

Konuşmasının sonunda Öcalan’ın özgürlüğü için geliştirilen mekanizmalara değinen Mensûr Teyfûr, şu çağrılarda bulundu: “Öcalan’ın özgürlüğü için bir kaç yol önümüze sermeliyiz. Örneğin; Belirlenen bir tarihte milyonlarca Kürt bir ülkenin başkentinde toplanıp tecrit ve işkence sistemini kabul etmeyeceklerini, bir an önce Öcalan’nın özgürleşmesi gerektiğini talep etmeli. Ancak bu şekilde Kürt halkının talepleri uluslararası kamuoyunun gündemine girebilir. Uluslararası güçler bu şekilde mecbur kalıp Kürt halkının taleplerini gündemine alabilir. Salt basın açıklamaları bu konunun gündemleşmesi için yeterli gelmemektedir. İnsan hakları konusunda mücadele eden uluslararası kurumlar bir insanlık suçu olan tecride karşı sorumluluklarını yerine getirmeli bu konuda mücadele etmelidir.”

 

Bunları da beğenebilirsin