KDP, Mexmur’daki down sendromlu ve otizmli çocukların tedavi görmesine izin vermiyor

FARQİN KARA / MEXMUR

Down sendromlu ve otizmli çocuklara yönelik özel bir okul olan Umut Merkezi Müdürü Salih Babat, ambargoyu aşmak için ciddi bir tutum sergilenmesi gerektiğini belirterek, “Down sendromlu ve otizmli çocuklar için ilaç gerekiyor. İlaçlarını alamadıkları zaman ilerleme kaydedemiyorlar. Özel doktorları var ama doktorlarıyla üç yıldır görüşemiyorlar. Bu da sağlıklarını olumsuz etkiliyor” dedi.

Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı (Mexmur), Musul’un Mexmur ilçesi sınırları içinde Qereçok dağının eteklerinde yer almaktadır. Kampta, 1994 yılında Türk devletinin baskıları nedeniyle Güney Kürdistan’a göç etmek zorunda kalan yaklaşık 12 bin Kuzey Kürdistan’lı yurttaş yaşıyor. Türk devletinin saldırılarının yanı sıra KDP, Mexmur Kampı’na üç yıldır ambargo uyguluyor.

17 Temmuz 2019 tarihinde KDP yönetimi kampa ambargo koyarak kamptan kimsenin Hewlêr’e geçmesine izin vermedi. Ambargo nedeniyle durumu ağır olan onlarca hasta Hewlêr’e gidemiyor. Ambargodan bir gün sonra 18 Temmuz 2019’da Türk devletine ait savaş uçakları kampı bombaladı. Bombalamada kampta yaşayan 2 kişi yaralandı.

Mexmur Kampı’ndaki Umut Merkezi, down sendromlu ve otizmli özel ihtiyaçları olan çocuklar için özel bir okul olarak kuruldu. Bu okul, mülteci kamplarındaki ender örneklerden biridir ve dünyada çok az örneği vardır.

Salih Babat

Umut Merkezi Müdürü Salih Babat, ambargonun Mexmur Kampı’na ve özellikle down sendromlu ve otizmli çocuklar üzerindeki etkisine ilişkin olarak ajansımıza konuştu.

Salih Babat, konuşmasının başında Umut Merkezi’nin Mexmur Sağlık Yönetimi öncülüğünde Eylül 2018’de kurulduğunu belirterek, “Psikoloji bölümünü bitiren arkadaşlar, Umut Merkezi projesine öncülük etti. Düzenli gidiş gelişler olduğunda merkezde 25-28 çocuk eğitim görüyor. Ancak aileler koşulları nedeniyle çocukları merkeze getiremiyorlar. 5 öğretmen ve 25 öğrenci ile haftanın beş günü eğitim verilmektedir” hususlarını dile getirdi.

‘Bir hastalık değil, bir farklılık’

Salih Babat, merkezde özel eğitimin yanı sıra bazı çocuklara fizik tedavi eğitiminin de verildiğini, bazı günlerde ise çocuklarla grup çalışması yaptıklarını belirterek şunları söyledi; “Bazı çocuklara özel eğitim veriliyor. Bu eğitim, down sendromlu ve otizmli çocukların yanı sıra engeli olanlara da veriliyor. Down sendromlu çocukların kromozomları normal çocuklara göre bir kromozom daha fazladır. Down sendromu 47. kromozomda oluşur. Otizmin nedeni dünya genelinde henüz bilinmiyor. Teorilere göre nedeni çevre de olabilir, anne ve babadan da kaynaklanabilir. Buna hastalık diyemeyiz, bir farklılık diyebiliriz. Otizm özel eğitimle yönetilir.”

‘Farkındalık var ama lafta kalıyor’

Salih Babat, konuşmasının devamında bölge genelinde bir farkındalık olduğunu ancak bunun sadece lafta kaldığını söyleyerek, “Ne Bölge ne de ne de Irak hükümeti merkeze gözle görülür bir yardımda bulunmadı. Sadece Avrupa’da Kürdistan’a Özgürlük ve Umut İnsiyatifi gibi yerler 2018’de merkeze malzeme ve maddi yardımda bulundu ve Almanya’da katalog ve sergilerle bizi tanıttı. 2019-2020 yılları arasında İsviçre Kürdistan Kızılayı, bina inşası konusunda merkeze yardımda bulundu. Ayrıca İtalyan bir grup da zaman zaman merkeze yardım ediyor ama sürekli değil” dedi.

Salih Babat, Kürdistan Bölgesi ve Irak’ta resmi olmadıklarını, sadece bir kamp kurumu olarak görüldüklerini söyleyerek, “Bu gibi merkezler hem Eğitim Bakanlığı hem de Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle hizmet verir. Bunun üzerine Mexmur Eğitim Bakanlığı ile iletişime geçildi ve evraklar gönderildi. Irak Hükümeti’nden bir heyet gelerek merkezi denetledi. İlerleyen süreçlerde tekrar ziyaret edeceklerini ve merkeze resmiyet tanıyacaklarını söylediler. Ama bu lafta kaldı” diye devam etti.

‘Kendilerini yalnız hissetmemeleri için dışarı çıkmaları gerekiyor’

3 yıldır kampta devam eden ambargoya dikkat çeken Salih Babat, “Çocukların psikolojik sorunlarıyla ilgili olarak aileleriyle iletişime geçmek istedik. Çocukların burada kendilerini yalnız hissetmemelerini ve dışarıda da onlar gibi çocuklar olduğunu göstermek istedik. Onlar gibi özel çocukların olduğunu bilmeleri onlar için bir moral olacaktır. Ambargo olmasaydı bu gibi yerlere ziyaretlerimiz olacaktı. Bu ziyaretlerle onların tecrübelerinden faydalanılabilir, yapılan çalışmalardan örnekler görülebilir ayrıca çocuklar arasında iletişim kurulabilirdi. Ama ne yazık ki bu mümkün değil. Kürdistan Bölgesi Hükümeti 3 yıldır kampa yasadışı bir ambargo uyguluyor” dedi.

‘Üç yıldır doktorlarını göremiyorlar’

Salih Babat, Bölge Hükümeti’nin kampa dayattığı ambargo nedeniyle çocukları dışarı çıkaramadıklarını söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü; “Birkaç gün önce çocukların teşhis ve tedavisi için Süleymaniye’ye gittik. Buradan oraya gitmemiz 7 saat sürdü. Bu süre çocuklar için çok can sıkıcı oluyor, bazıları o kadar zaman idare edemiyor. Süleymaniye ile Hewlêr arasındaki yol karşılaştırıldığında 5-6 saat fark ediyor. Herhangi bir ambargo olmasa bir saat içinde Hewlêr’e gidebilirdik. İlaçlar çocuklar için büyük bir ihtiyaç, ilaçlarını almadıkları zaman ilerleme kaydedemiyorlar. Özel doktorları var ama üç yıldır doktorlarıyla görüşemiyorlar. Bu da sağlıklarını olumsuz etkiliyor.”

‘Ambargo devam ederse çocukların gelişimi gerileyecek’

Ambargonun devam etmesi halinde çocuğun eğitim düzeyinde kaydettikleri gelişimin gerileyeceğini belirten Salih Babat, “Kendimizi geliştirmek ve ilerlemeyi istiyoruz, bizlerle birlikte iş yapmak isteyenler dijital medya hesaplarımızdan bizlerle iletişime geçebilirler. Dışarıda eğitim yapma olanağımız var. Sürekli eğitim verilmeli ama sürekli eğitim imkanımız yok. Çocukların eğitimlerini durduramayız. Araya zaman girdiği için çocuklardaki gelişim de geriliyor” dedi.

Salih Babat konuşmasının sonunda Kürdistan’daki ve yurtdışındaki siyasi partilere ve insan hakları kurumlarına şu çağrıda bulundu; “Uygulanan bu ambargonun dünyanın hiçbir kanununda yeri yok. Bölge Hükümeti, özellikle KDP, bazı kişilerin isteği üzerine kampa ambargo uyguluyor. Ambargonun kırılması için buna karşı ses çıkarılmalıdır.”

Türk devletinin kampa yönelik saldırıları:

6 Aralık 2017 tarihinde Türk ordusuna ait savaş uçakları Mexmur Kampı’nı bombaladı.Bombalamada Öz Savunma Güçleri’nin Bager Boran, Botan Amed, Çekdar Mawa, Dewran Mardin ve Baz Dijwar adlı 5 üyesi şehit düştü.

13 Aralık 2018 tarihinde Türk ordusuna ait savaş uçakları Mexmur Kampı’nı bombalayarak 73 yaşındaki Asya Eli Mihemed, 26 yaşındaki kızı Narinç Farhan Qasim,14 yaşındaki torunu Evin Kawa Mehmud ve 23 yaiındaki Eylem Mihemed Emer’i şehit düşürdü.

Ambargo sırasında kampa yönelik gerçekleşen saldırılar:

18 Temmuz 2019 tarihinde Türk savaş uçakları kampı bir kez daha bombaladı ve kampta yaşayan iki kişi yaralandı.

15 Nisan 2020 tarihinde Türk devletine ait bir SİHA kamp sakinlerini bombaladı ve kampta bulunan üç genç kadın şehit düştü.

15 Haziran 2020 tarihinde Türk ordusuna ait uçaklar Mexmur Kampı çevresini ve Qereçox Dağı’nı yoğun bir şekilde bombaladı. Ancak can kaybı olmadı.

5 Mayıs 2021 tarihinde Türk devleti dronelarla Mexmur kampına saldırdı.

5 Haziran 2021 tarihinde Türk devletine ait silahlı keşif uçakları okulların ve parkın bulunduğu kamptaki alana bomba yağdırdı, ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

3 Eylül 2021 tarihinde işgalci Türk devleti Mexmur Kampı’nın merkezini İHA’larla bombaladı, bir anne ve bir çocuk yaralandı.

1 Şubat 2022 tarihinde işgalci Türk devletine ait savaş uçakları bir kez daha Mexmur Kampı’nı bombaladı. Bombalamada Mexmur Öz Savunma Güçleri hedef alındı. Saldırı sonucunda 2 Öz Savunma Güçleri üyesi şehit düşerken, yakınlarının yardımına giden onlarca yurttaş da yaralandı.

21 Mayıs 2022 tarihinde işgalci Türk devletine ait bir SİHA Mexmur Kampı’nda bir aracı bombaladı. Saldırıda Hacı Mirza Eli isimli çoban şehit düştü.

5 Temmuz 2022 tarihinde Irak Ordusu Genel Komutanı, Ortak Operasyonlar Komutanı ve birçok üst düzey rütbeli komutanın Mexmur’u ziyareti sırasında Türk devletine ait SİHA bir evi hedef aldı. Saldırı sonucunda bir kadın yaralandı.

Bunları da beğenebilirsin