Tunus Demokratik Kadınlar Derneği Başkanı: Jin Jiyan Azadî sloganı evrensel hale geldi

HABER MERKEZİ

Tunus Demokratik Kadınlar Derneği Başkanı Nayle Ez Zexlamî, kadınların sesini yükseltmesi, genel eşitliğin uygulanması ve bunun yasada etkinleştirilmesinin ataerkil zihniyeti yerle bir edeceğini belirterek, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganının demokrasi ve özgürlüğün uygulanması için evrensel bir slogan haline geldiğine dikkat çekti.

Ortadoğu’daki kadınlar Üçüncü Dünya Savaşı’na karşılar. Bu savaşın nedeni, toplumların bastırılması, değerlerin ve kadınların doğasının işgal edilmesi, özgürlük, demokrasi ve eşitlik isteyen devrimine darbe vurması üzerine kurulmuş diktatörlükler ve baskıcı iktidarlardır.

Ataerkil zihniyet, işgalci Türk devletinin şahsında kendini dışa vuruyor. İşgalci Türk devleti, başta işgal altındaki Suriye topraklarında olmak üzere kadınlara karşı fikri, cinsel, fiziksel ve kültürel şiddet içeren insanlık dışı suçlar işliyor. İşgalci Türk devleti ve çeteleri son 10 ayda işgal altındaki topraklarda 9 kadını öldürdü ve 46 kadını da kaçırdı. Bunun yanında Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik işgal saldırılarında kadınlar hedef alınıyor.

‘KADINLARIN SAVAŞLARDAN KORUNMASI’

Bunun üzerine Tunus Demokratik Kadınlar Derneği Başkanı Nayle El Zexlamî, savaş esnasında kadınları koruyan yasalara dikkat çekerek, “Savaşlarda kadınları koruyan bazı yasalar olduğu gibi kadın sivil aktivistleri de koruyor” dedi.

Bu yasaların uluslararası ekonomik ve toplumsal haklar sözleşmelerinde yer aldığını belirten Nayle, “ BM’nin hükümlerinde bazı uluslararası sözleşmelerde de yer almaktadır. Etkinleştirilirse savaşlarda kadınlar korunacak veya onları savaşın olumsuz etkilerinden korumalarını sağlayacak uygun yerler açılacaktır” ifadelerini kullandı.

‘KATLETMEYİ VE ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRIYORLAR’

Tüm yasalara rağmen, kadına yönelik şiddet suçlarının çoğu cezasız kalıyor. Buna ilişkin Nayle, kadına yönelik şiddet suçlarının faillerinin affedilmesinin gerekçelerine işaret ederek, şöyle devam etti: “Ataerkil zihniyet, erkeklerin zihniyetidir ve kadının onurunu onlarda görürler. Bu zihniyet şiddeti, öldürmeyi üretir ve meşrulaştırır. Bu nedenle suçlu cezadan kaçar.”

Bu zihniyeti yıkmak için kadınların birlik olup seslerini yükseltmeleri gerektiğini, kendilerine yönelik şiddet suçlamalarının cezasız kalmaması gerektiğini söyleyen Nayle, “Kadınlar suskunluk duvarını yıkmalı ve kadına yönelik her türlü şiddet suçları ortaya çıkmalıdır” dedi.

‘KADINLAR SESLERİNİ YÜKSELTMELİ’

İktidar zihniyetinin etkisine ve kadına yönelik şiddeti artırmadaki rolüne dikkat çeken Nayle, “İktidardaki rejimler, ister Suriye’de, ister Afganistan’da, ister İran’da olsun, kadın eylemlerini kendi politikaları için bir tehdit olarak görüyor. Çünkü rejimler ataerkil, kadınların başörtüsü giymeden sokağa çıkmasını kendilerine ve topluma karşı bir tehdit gibi görüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Kadınların seslerini yükseltmeleri ve genel eşitlik çağrısında bulunmaları, yasaların aktifleştirilmesinde ve yasalara öncülük etmek için harekete geçmeleri gerektiğini belirten Nayle, “Bu din anlayışı yok edilmeli, demokrasi, hukuk ve akla dayalı sistemlerini kurmalı. Din ve siyaset birbirinden ayrılmalı” ifadelerini kullandı.

Ataerkil zihniyetin yenilmesinde kadın ve hukuk hareketlerinin rolüne dikkat çeken Nayle, “Özellikle namus cinayetleri ve çocuk yaşta evliliklerde suç işleyen ve cezalardan kaçanlara karşı hukuk hareketleri ve kadınlar birlik olmalı ve seslerini yükseltmelidir” diye belirtti.

Ataerkil zihniyete kaşı başarıyı sağlam yöntemlerine ilişkin Nayle şu noktalar işaret etti: “İlk olarak hukuk ve kadın örgütü var ve yurttaşlık görevi olarak fiziksel, zihinsel, cinsel ve sözlü şiddete maruz kalan kadınları korumaktır. Burada, Kadınların rolü de bu suçları ortaya çıkarmaktır.”

‘ZAMAN DEMOKRASİ ZAMANI’

Kadın haklarını ve eşitliğini sağlayan yasalarını çıkarma zamanının geldiği demokrasi döneminde olduklarını belirten Nayle, bu isyanın diktatörlerin, dine bel bağlayan rejimlerin tahtına çakılan bir çivi gibi olduğunu ve her gücün, iktidarın ve mutlak iktidarın tahtında bir çivi olduğunu vurguladı.

Bu isyanların devam etmesi gerektiğini ve bu örgütlerden destek alınması gerektiğini belirten nayle, Uluslararası anlaşmaların kadınların onurlu bir yaşam sürmesi için ülkeler inşa etmeyi sağlaması gerektiğini kaydetti.

‘JİN, JİYAN, AZADÎ İSYANI DEMORASİ VE ÖZGÜRLÜĞE DOĞRU BİR NOKTADIR’

Nayle, “Jin Jiyan Azadî” sloganıyla başlayan kadın isyanlarının ve seslerinin tüm dünyaya yayıldığını, ataerkil zihniyete ve iktidar rejimlerine karşı artık küresel bir slogan haline geldiğini ifade ederek, bu sloganın demokrasi ve özgürlük için bir dönüm noktası olduğunu söyledi.

Tunus Demokratik Kadınlar Derneği başkanı Nayle El Zahlami, sonunda şunları söyledi: “Ayaklanma, vatandaşların haklarını koruyacak yetkin bir devletin kurulması içindir. Kadın ve erkekler, özellikle gençler, kamu yönetimine katılmalı, seçimler, adaylık ve siyasi karar alma süreçlerine katılma.”

Ayaklanmanın yurttaşların haklarını koruyacak yetkin bir devletin kurulması için olduğunu ifade eden Nayle, “Kadın ve erkekler, özellikle gençler, kamu yönetimine katılmalı, seçimler, adaylık ve siyasi karar alma süreçlerine dahil olmalı” dedi.

KAYNAK: ANHA

Bunları da beğenebilirsin