Xantur Kara: Kürt halkının karşılaştığı katliamların failleri ortadadır

FARQİN KARA/MEXMUR

İştar Meclisi Koordinasyon Üyesi Xantur Kara, Kürt düşmanlarının Kürt kadın öncüleri hedef aldığını belirterek ilk Paris katliamı aydınlatılmadığı için ikincisinin yaşanabildiğini söyledi.

İşgalci Türk devleti, Kürt halkının ve kadın özgürlüğünün öncülerini birçok kez karanlık katliamlarla hedef aldı. 9 Ocak 2013’te Fransa’nın başkenti Paris’te PKK’nin kurucularından Sakine Cansız (Sara), KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbin ) ve Gençlik Hareketi Üyesi Leyla Şaylemez (Ronahi) işgalci Türk devleti tarafından katledildi. 4 Ocak 2016 tarihinde Türk devleti Silopi’de yine Sêvê Demir, Pakize Nayir ve Fatma Uyar isimli 3 kadın devrimciyi katletti.

İşgalci ve faşist Türk devleti son olarak Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nde ikinci kez öncü, sanatçı ve yurtseverleri hedef aldı ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Evin Goyi (Emine Kara), Sanatçı Mir Perwer ve siyasi aktivist Abdurrajman Kızıl katledildi.

Mexmur İştar Meclisi Koordinasyon Üyesi Xantur Kara, özgürlük isteyen kadınlar şahsında Kürt öncü kadınlara yönelik gerçekleştirilen katliamlara ilişkin ajansımız Rojnews’e konuştu.

Düşman Kürt kadın özgürlüğünün öncülerini hedef alıyor’

Xantur Kara, Kürdistan özgürlük şehitlerini anarak, “Tarihe baktığımızda Kürt halkı üzerinde her zaman vahşi katliamlar yapıldığını görürüz. Zilan Vadisi, Dersim, Ağrı, Halepçe, Roboski ve son zamanlarda gerçekleşen Paris katliamı gibi katliamları sıralayabiliriz. Ancak bugüne kadar verilen mücadele ile kültürümüzü, dilimizi, kimliğimizi ve ulusumuzu koruyabildik. Önder Öcalan’ın şahsında yürütülen tecrit ve Kürt öncülerin şahsında sürdürülen katliamlar devam ediyor. Düşman özellikle Kürt kadın özgürlüğünün öncülerini hedef alıyor” dedi.

Hem kızıl hem de beyaz savaş yürütüyorlar’

Xantur Kara, düşmanın her zaman Kürt kadının gücünün farkında olduğunu vurgulayarak şunları söyledi; “Düşman, Kürt kadınlarının Kürt halkı ve Kürt kadınlarına öncülük etme düzeyinde aldığı sorumluluk ve görevlerin farkındadır. Demokratik Ulus Özerklik Sistemi’nin hayata geçmemesi için elinden geleni yapıyor. Hem katliam ve işgal hem de asmilasyon açısından kızıl ve beyaz bir savaş yürütüyor. Kürdistan dağlarında gerillalara karşı yenildiğinde nasıl vahşice yöntemlerle kimyasal silahlara başvurduğunu gördük. Bu, düşmanın yenildiğinde nasıl vahşice saldırdığının en belirgin örneğidir.”

Türk devleti örgütlü kadından korkuyor’

Ayrıca kadın özgürlüğünün önemine değinen Xantur Kara, devamında, “Demokratik Ulus Özerklik Sistemi’nin temeli şüphesiz ki kadın özgürlüğüdür. Önderliğin hem perspektif ve değerlendimelerinde hem de pratikte kadın özgürlüğüne ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Bugünkü Kürt kadınları olarak özgürlüğümüzü sağlayamazsak şüphesiz ki özgür bir toplum da inşa edemeyiz. Önderliğimiz bunu çok önceden tespit ederek 21’inci yüzyılın kadın özgürlük yılı olduğunu söylemiştir. Bu temelde, Kürt kadınları dünyanın her yerinde örgütlenme ve toplumsal açıdan esas rol ve misyonunu yerine getirmektedir. Bu nedenle faşist Türk devleti örgütlü kadından korkuyor” diye ifade etti.

Kürt halkının karşılaştığı her katliamın faili belli ancak açıklanmıyor’

Kürt öncü kadınlara yönelik saldırılara dikkat çeken Xantur Kara devamında şunları belirtti; “Son zamanlarda toplum şahsında Kürt kadın öncülere yönelik saldırılar düzenleniyor. Silopi’de toplumu yönetebilecek 3 kadınla Kobanê’de 3 kadın aynı anda katledildi. Paris’te yine 3 kadın beraber katledilirken son olarak Evin yoldaş Mir Perwer ve Abdullah Kızıl ile beraber katledildi. Düşman, Kürt halkının birlik ve beraberliğinin sağlanmaması için ilk olarak Kürt kadınları hedef alıyor. Bir toplumun köleliği veya özgürlüğü kadınların özgür ya da köle olmasına bağlıdır. Sadece 9 Ocak 2013 katliamı değil tarihte Kürt halkına yönelik birçok katliam yaşandı ve hepsi faili meçhul ilan edildi. Bunların üstü her defasında Türk devleti ve uluslararası güçlerin işbirliği ile örtülmüştür. Bunun nedeni de Türk devleti ve uluslararası güçlerin işbirliği içinde olmasıdır.”

İlk Paris katliamı aydınlatılsaydı ikincisi yaşanmayacaktı’

Her iki Paris katliamının birbirleriyle olan bağlantısına dikkat çeken Xantur Kara, “9 Ocak 2013 tarihinde Sara yoldaş ve arkadaşlarına yönelik gerçekleştirilen katliam aydınlatılmadı. Ajanlar uluslararası düzeyde desteklendi ve gizlendi. 9 Ocak katliamı aydınlatılsaydı 23 Aralık katliamı yaşanmazdı. Faşist Türk devletine ve yaptığı katliamlara olan kin ve öfkemizi örgütlülük gücüne dönüştüreceğiz. Zafere doğru ilerlerken görev ve sorumluluklarımızı buna göre ele almalıyız. Şehitlerin direnişi ve mücadelesi sonucunda elde edilen kazanımlara ve Önder Öcalan’ın emeğine sahip çıkma zamanıdır” dedi.

Kadın özgürlüğü birlikte saklıdır’

Xantur Kara son olarak bir an önce Kürt halkı arasında ve uluslararası düzeyde ulusal birliğin sağlanması ve Devrimci Halk Savaşı çerçevesinde örgütlenilmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı; “Kürt kadınları dünya kadınları ile beraber Önder Öcalan’ın tüm halklara sunduğu sistemi güçlü bir birlikle inşa etmelidir. Ancak bununla kadınların birliği ve Önder Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayabiliriz.”

Bunları da beğenebilirsin