Bölge Asayiş Konseyi nasıl işgalcilerin hizmetine girdi?

HABER MERKEZİ

Kürdistan Bölgesi’nin resmi bir kurumu olan ve yetkileri parlamento tarafından belirlenmiş olan Kürdistan Bölgesi Asayiş Konseyi’nin yetki alanının dışına çıkması, siyasi gözlemciler ve yurttaşlar nezdinde bu kurum hakkında şüphelerin oluşmasına yol açıyor.

Kürdistan Bölgesi Parlamentosu’nun 2 Mayıs 2011 tarih ve 4 sayılı Kararı ile kurulmuş olan Kürdistan Bölgesi Asayiş Konseyi’nin amacı Kürdistan Bölgesi yurttaşların ve sınır güvenliğini sağlamak olarak belirlenmişti.

Kürdistan Bölgesi Asayiş Konseyi şu anda KDP ve Barzani ailesinin kontrolü altında. Daha önce Mesrur Barzani’nin başkanlık ettiği konseye şu anda Mesut Barzani’nin bir diğer oğlu başkanlık ediyor. Konseyde KDP ve Barzani ailesinin dışında kimse bulunmazken, çalışmaları ve bütçesi hakkında da kimsenin bilgisi bulunmuyor.

Türk devletinin saldırıları ve Kürdistan Bölgesi Asayiş Konseyi’nin açıklamaları

Kürdistan Bölgesi Asayiş Konseyi, çoğu durumda Türk devletinin hizmetine girmek ve Türk MİT’iyle güçlü ilişkilerinin olmasıyla suçlanıyor. Birçok kez Türk devletinin savaş uçakları henüz hedefe ulaşmadan Konsey, Hewlêr’de açıklamalar hazırladı.

Türk devletinin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik her saldırısında Konsey ve KDP’ye bağlı Terörle Mücadele’den saldırıya ilişkin çok kısa bir süre içerisinde açıklamalar yapılıyor.

Bu konseyin bilgileri hemen nasıl elde ettiği ve olay yerindeki incelemelerini nasıl bu denli hızlı tamamladığı hususları yurttaşlar ve siyasi gözlemciler nezdinde şüpheler yaratıyor.

Türk devletinin gerçekleştirdiği tüm saldırılar Kürdistan Bölgesi Asayiş Konseyi ve ona bağlı kurumlardan yüzlerce kilometre uzakta gerçekleşmesine ve hatta Şengal, Musul, Kerkük gibi yerler konseyin yetki alanı dışında olmasına rağmen buralarda gerçekleşen saldırılara ilişkin Konseyce andında açıklamalar yapılıyor.

Burada ortaya çıkan sorun, Türk MİT’iyle Kürdistan Bölgesi Asayiş Konseyi arasında bir koordinasyon yoksa bu konseyin bu kadar kısa süre içerisinde nasıl bu saldırılar hakkında bilgi edinip paylaştığıdır.

Bunun dışında Asayiş Konseyi ve ona bağlı bazı kurumlar, KDP, Parastin ve Asayiş Konseyi’ne bağlı bazı dijital medya hesaplarından Türk devletinin saldırılarına ilişkin bilgi ve görüntüleri çok kısa bir süre içerisinde paylaşıyor.

Yukarıda bahsettiğimiz olaylara yüzlerce örnek sayabilirsek de şu anda sadece iki örnek vermek istiyoruz. Birincisi, Şengal’deki hiçbir yetkili tarafından Türk devletine ait bir SİHA tarafından Şengal’e ve Êzidi halkına yönelik gerçekleştirilen saldırının zamanı ve yerine ilişkin henüz bir bilgi paylaşılmamışken Asayiş Konseyi, saldırıdan çok kısa bir süre sonra olayla ilgili bilgiler paylaştı. İkinci örnek ise, Behdinan sınırlarında QSD’ye bağlı iki helikopterin düşmesi olayıdır. Asayiş Konseyi, anında saldırının yerini, saatini ve sonucunu açıklayarak helikopterlerin Kandil’e gideceğini iddia etti.

Asıl dikkat çeken ise Asayiş Konseyi’nin yaptığı en hızlı açıklamaların işgalci Türk devletinin SİHA saldırılarına ilişkin olmasıdır. Bilindiği üzere SİHA’larla gerçekleştirilen saldırıların emri yerden veriliyor. Asıl soru, emirleri verenlerle bilgilerin kimler tarafından paylaşıldığıdır.

Asayiş Konseyi’nin Türk devletinin SİHA saldırılarının ardından yaptığı açıklamalar ve paylaştığı bilgiler, bu konseyin saldırılar hakkında önceden bilgisi olduğunu ya da konseyin saldırılarda doğrudan rolünün olabileceğini gözler önüne seriyor.

Bunları da beğenebilirsin