Dil uzmanları Kürt dilinin Kürdistan’ın dört parçasındaki durumunu konuşuyor

Koye’de Kürt dilinin durumu ve önündeki engeller üzerine uluslararası bir panel başladı. Kürt dili uzmanları Kürtçenin Kürdistan’ın dört parçasındaki durumunu tartıştı. Uzmanlar, özellikle Kuzey ve Doğu Kürdistan’da Kürt dilini korumak için devrimci bir ayaklanmaya ihtiyaç olduğunu ve dilin korunması gerektiğini söylüyor.

21 Şubat Dünya Anadili Günü kapsamında Kürdistan Ulusal Kongresi Dil Komisyonu işbirliğiyle Koye Üniversitesi Kürt Dili Bölümü’nde bir panel düzenleniyor. Kürtçenin mevcut durumu ve Kürt dili önündeki engeller üzerine yapılan uluslararası panel devam ediyor. Konuşmacılar, Kürdistan’ın dört parçasında Kürtçenin durumu ve önündeki engeller hakkında konuşma ve sunum yapıyorlar. Uzmanlar konuşmalarında dili ve dilin önemini tartışıyorlar.

‘KÜRTÇEYİ SORUN OLARAK GÖRÜYORLAR’

Rojhilat’lı Kürtçe öğretmeni Dr. Cehfer Şexulislam, Kürt dilinin Doğu Kürdistan ve İran’daki durumuna değinerek; “İran’da Kürt diline bir sorunmuş gibi yaklaşılıyor örneğin Kürtçe radyo ve televizyon yok. Kürt dili Doğu Kürdistan’da eğitim dili olmayana dek tehlike altında olacaktır” dedi.

‘KÜRTÇE YÜZÜNDEN İNSANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR’

Kuzey Kürdistan’da Kürtçe öğretmeni olan Dr. Hemid Dilbehar, Kürtçenin Kuzey Kürdistan ve Türkiye’deki durumuna değindi: “Kürt diline yönelik eğitim, kültür ve medya alanlarında saldırılar ve baskılar devam ediyor. Kürtçe konuşan birçok Kürt öldürülüyor ya da tutuklanıyor. Özellikle Rojava’da ve Güney Kürdistan’da özgürlük isteyen kurumların öncülüğünde devrimci bir ayaklanma olmazsa Kürtçenin durumu kötüleşir.”

‘KERKÜK DİLİ KORUDU’

Dr. Azad Baxewan ise Kürtçenin Kerkük’teki durumuna değinerek; “Kerkük’te daha çok Kürtçe konuşuluyor. Bunun için Kerkük’ün küçük bir Kürdistan olduğunu söyleyebiliriz. Tüm asimilasyon politikalarına rağmen Kerkük’te Kürt dili ortadan kaldırılamadı ve Kürtler dillerini korumayı başardılar. Kerkük’teki Kürt okulları krizde, bu durum öğrencilerde umutsuzluk yaratıyor. Kerkük üniversitelerindeki eğitim Kürdistan Bölgesi müfredatıyla aynı. Ancak eğitim dili Arapça olduğu için sınavlar Bağdat tarafından yapılıyor” dedi.

‘AİLELER ÇOCUKLARINI KÜRTÇE’YE YÖNLENDİRMELİ’

Rojava Kürt Dil Kurumu Eşbaşkanı Zekiye Hesen de Kürtçenin Rojava’daki durumuna ilişkin açıklamalarda bulunarak şunları söyledi; “Rojava’daki devrimden sonra Kürtçe eğitimin yaygınlaştırılması için çalışmalar yapıldı. Özellikle şimdiye kadar Rojava’da 4 binden fazla Kürtçe eğitim veren üniversite ve okul açıldı. Rojava halkının yüzde 95’inin çocuklarını Kürtçe okullara göndermesinin nedeni de bu” dedi.

‘YABANCI OKULLAR KÜRTÇE HİZMET ETMİYOR’

Koye Üniversitesi akademisyenlerinden Dr. Umer Mehmud da ‘Kürdistan Bölgesi’nin dil politikası’ başlıklı bir sunum yaparak; “Kürdistan Bölgesi’nde yabancı dilde eğitim veren birçok okul açıldı ve bu okullar Kürtçe için herhangi bir hizmet vermiyor. Aksine, okullar eğitim sistemlerinde Kürtçe’yi kullanmıyorlar. Kürdistan Bölgesi’nde Kürt diliyle ilgili herhangi bir anayasal sorun olmamasına rağmen, Kürdistan Bölgesi, Kürt dilinin korunması ve geliştirilmesi konusunda iyi bir politikaya sahip değil” dedi.

‘DİL VAR OLUŞTUR’

Daha sonra Dr. Luqman Guldive, Kürtçeyi yok etmeye yönelik saldırılara değindi. Türk devletinin Kürt diline yönelik politikasına dikkat çeken Güldive, şunları kaydetti: “Türk devletinin politikası, Kürt diline düşman bir politikadır. Çünkü dili öldürmek milleti öldürmektir. Dil için ayrı bir politika geliştirilmelidir. Dil varlıktır ve korunması gerekir. Dilin korunması bir görevdir. Aileler, ebeveynler dil gelişiminde sorumluluk almalıdır”

‘KÜRTLER HER ZAMAN VAR OLACAKTIR’

Dr. Kamuran Berwari Kürtlerin ve Kürdistan’ın tarihine ve coğrafyasına da dikkat çekerek; “Biz bu toprakların sahibiyiz ve dilimiz Kürtçedir. Böyle bir gerçek var; Kürtler her zaman vardı ve her zaman var olacak. Birçok ulus geldi ve gitti. Biz varlığımızı kültürümüz, dilimiz ve edebiyatımızla sürdürdük. Kürtler her zaman bu coğrafyanın bir parçası olmuştur, Kürtlerin başka yerlerden geldiğine dair hiçbir kanıt yoktur. Bu nedenle Kürtler bu toprakların asıl sahibidir. İşgalci devletlerin politikası birbirleriyle aynıdır. Buna karşı ulusal bir politika geliştirilmelidir” dedi.

Panel devam ediyor.

Bunları da beğenebilirsin