Elma kokusuyla başlayan katliamın üzerinden 36 yıl geçti

HABER MERKEZİ

Binlerce yurttaşın Baas rejimi tarafından kimyasal silahlarla katledildiği Halepçe katliamının üzerinden 36 yıl geçti. Geçen 36 yılın ardından ise Türk devleti, 36 yıl önce Enfal Suresi adını verdiği ‘operasyonla’ Kürt katliamı yapan Saddam rejiminin görevini devralmışçasına Kürtlere yönelik kimyasal saldırıları sürdürüyor. Öte yandan uluslararası toplum 36 yıl önce olduğu gibi, bugün de sessiz…

En az 5 bin kişinin zehirli gazlarla katledildiği, 7 binin üzerinde kişinin yaralandığı Halepçe Katliamı, İran-Irak savaşı döneminde Saddam Hüseyin tarafından 1986-1988 yılları arasında Kürtlere karşı El-Enfal Harekatı adını verdiği soykırım operasyonunun sonucu olarak yaşandı.

1988 Mart ayında İran ordusu, peşmergelerle iş birliği yaparak Kürtlerin yaşadığı Halepçe kasabasına girdi ve Halepçe’de isyan başladı. Saddam Hüseyin, Korgeneral Ali Hasan Majid al-Tikriti’ye (Kimyasal Ali) zehirli gaz bombalarını kullanma emri verdi. Irak-İran sınırında bulunan Halepçe’de 16 Mart 1988’de eşine az rastlanır bir katliam yapıldı.

Elma kokusunu andıran zehirli gaz bombalarını taşıyan 8 MiG-23 uçağı Halepçe’yi 3 gün boyunca bombaladı. 75 bin civarında nüfusu olan Halepçe’nin büyük bölümü bu saldırıdan sonra boşaldı. On binlerce kişi yakınlarının cenazesini dahi toprağa veremeden, İran ve Türkiye’ye geçmeye çalıştı. Çok sayıda kişi de yolda ya da yerleştirildikleri kamplarda açlık ve susuzluktan yaşamını yitirdi.

Yıllar içerisinde Halepçe’den göç eden insanların çocuklarının sakat doğduğu, sağ kalarak gaza maruz kalanların ise çeşitli hastalıklara yakalandıkları görüldü. Kürt halkına yönelik bir soykırım olarak kabul edilen Halepçe’de elma kokusuyla gelen ölümlerin acısı bugün hâlâ aynı yakıcılığıyla hissediliyor.

Dünya Halepçe’ye sessiz kaldı!

Halepçe’de Kürtler, Saddam’ın kimyasal silahlarıyla yok edilirken dünya devletleri izlemekle kalmadı, sessizliğe büründüler. Katliamın gerçekleştiği 1988 yılında başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği olmak üzere neredeyse hiçbir devlet Kürtlere yönelik soykırım karşısında sesini çıkartmadı. Halepçe katliamından 3 gün sonra 53 İslam ülkesinin katılımıyla toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı da Halepçe’ye yönelik tek bir kelime kurmadı.

Tüm dünya Kürtlerin Saddam Hüseyin’in eliyle kimyasal silahlarla yok edilmesine seyirci kalırken Halepçe katliamının üzerinden 15 yıl geçtikten sonra ABD, Mart 2003’de Irak’ı kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle işgal etti.

ABD’nin askerlerinin Irak’ı işgaliyle birlikte kaçan Saddam Hüseyin, 8 ay sonra ABD askerleri tarafından yakalandı. Hüseyin, Halepçe’de Kürtlere karşı soykırım yapma suçundan ve Duceyil katliamında insanlığa karşı işlenen suçlardan yargılandı ve idama mahkum edildi. ABD’nin, Irak’ı demokrasi getirme vaadiyle işgalinin üzerinden 3 yıl geçtikten sonra, 30 Aralık 2006 tarihinde Saddam Hüseyin idam edildi.

Saddam rejimi, İran ve pêşmerge güçlerine karşı defalarca kimyasal silah kullandı. Bu saldırılarında kullandığı kimyasal silahlar klor gazından üretiliyordu. Ancak Saddam, Halepçe’ye tarihte ilk kez kullanılan kimyasal silahlarla saldırdı. Halepçe’de VX, Sarin ve Tabun gibi sinir gazları yanında, öldürücü gücü çok daha büyük olan, Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma ‘hardal gazı’ da kullandı. İnsan bedeninde yıllarca kalan bu gaz, ciddi hastalıklara yol açıyor. Aynı zamanda kemiklerin ve damarların zayıflamasına neden oluyor.

Kimyasal silahlar

Kimyasal silahlar ilk kez Birinci Dünya Savaşı sırasında kullanıldı. Kimyasal silahların kullanımı 1928 yılında Cenevre Protokolünün imzalanması ile yasaklandı. Daha sonra Birleşmiş Milletler (BM), Uluslararası İnsan Hakları Kuruluşları ve diğer birçok örgüt kimyasal silahları ‘yasaklı’ olarak tanıdı.

Kimyasal silah, kimya alanında kullanılan zehirli maddelerle yapılan ve tüm canlılar üzerinde öldürücü etkileri bulunan bir silah türü olarak tanımlanıyor. Kimyasal silahlar, katı, sıvı ve gaz şeklinde; yüzlerce farklı türde üretilebiliyor. Diğer silahlara oranla üretimi daha kolay ve ucuz. Ancak çevrede uzun bir süre etkili ve tahmin edilemeyen değişikliklere neden oluyor. Birden fazla yoldan (cilt, göz, solunum, ağız…) etki ediyor ve temas yüzeylerinde ciddi hasarlar bırakabiliyor. VX sinir gazı, sarin, hardal, fosfor ve klor en tehlikeli ve en bilinen kimyasal silahların başında geliyor.

Tarihte pek çok savaş ve çatışmada düşmanı yok etme ve kitlesel imha amacıyla kullanılan ve insanlığa, doğaya, yeryüzündeki tüm canlılara geri dönülmez, onarılmaz ve öldürücü etkisiyle büyük zarar veren kimyasal silahlar günümüzde Türk devleti tarafından hala kullanılıyor.

Kürtlere karşı tarih boyunca kimyasal silahlar kullanıldı

1920’li yıllarda Süleymaniye’de Şêx Mahmud Berzenci’nin direnişine karşı İngilizler savaş uçaklarından zehirli gaz atarak 10 bine yakın Kürdü katletti. 1937-1938 yıllarında Dersim Katliamı sırasında Türk devletinin zehirli gaz kullanması sonucunda 70 bin sivil Kürt katledildi.

11 Mayıs 1999’da Şırnak’ın Ballıkaya mevkiinde bir mağarada 20 özgürlük gerillası katledilmişti. 2011 yılında ROJ TV ve ANF’de yayınlanan çatışma sonrası görüntülerde bazı askeri yetkililerin, “Askerlerimiz şu anda zehirlenme tehlikesiyle karşı karşıya. Ama yine de, kahramanca gelip içeri giriyorlar. Aradan bir gün geçmesine rağmen gaz halen etkisini sürdürüyor” ifadeleri yer alıyordu. Askeri yetkili kimyasal ve zehirli gazlar kullanıldığını itiraf ediyordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından 26 Ağustos 2011 tarihinde “Türkiye’de savaş döneminde kimyasal ve biyolojik silah kullanıldığı iddiaları üzerine” isimli yayınlanan raporda, 1994-2011 yılları arasında 46 kez kimyasal silah kullanıldığı ve bu saldırılarda 437 PKK gerillasının şehit düştüğü belirtilmişti.

Şêx Mahmud Berzenci İsyanından Dersim’e, Halepçe’den Werxelê, Zap ve Heftanin’e dek Kürt halkına karşı kimyasal silahlar kullanıldı. Türk devleti süregelen tarih boyunca sıkıştığı her noktada kimyasal silah kullanımına başvurmaktan çekinmedi. Kürdistan özgürlük gerillalarının direnişini kıramayan işgalci Türk devleti 14 Nisan 2022 tarihinden itibaren ise Avaşin, Metina ve Zap’ta binlerce kez kimyasal bombalarla saldırdı. HPG, paylaştığı belge ve görüntülerle kimyasal silah kullanımını tüm dünyaya duyurdu. Kimyasal saldırılar sonucunda şehit düşen onlarca özgürlük savaşçısının kimlik bilgileri HPG tarafından kamuoyuna açıklandı.

KDP engellemeleriyle ortak oldu!

Saldırılar devam ederken Türkiye’nin kendi çıkarları için bir piyon olarak kullandığı KDP, yabancı heyetlerin bölgeyi ziyaret etmesine ve kimyasal silah kullanımının araştırılmasına izin vermedi. 17 Nisan 2022 tarihinde KDP, özgürlük savaşçıları için gönderilen bin 200 maskeye el koyduğunu açıkladı.

Nükleer Savaşın Önlenmesi için Doktorlar (IPPNW) heyetinden Dr. Josef Savary ve Dr. Jan van Aken, kimyasal silahların kullanıldığı bölgelere incelemelerde bulunmak amacıyla gitmek istedi ancak KDP, heyetin Medya Savunma Alanları’na girmesine izin vermedi. IPPNW, Türk devletinin kimyasal silah kullanmasına ilişkin hazırladığı raporda, “Kanıt elde edildi, soruşturma başlasın” ifadelerine yer verdi.

IPPNW ayrıca, işgalci Türk ordusunun Güney Kürdistan’da kimyasal silah kullanıp kullanmadığının tespiti için bağımsız bir soruşturma başlatılması gerektiğini bildirdi. Önceki yıllarda başka bazı örgütler ve dünyanın diğer ülkelerinden gelen heyetler de Güney Kürdistan’a giderek kimyasal silah kullanımını araştırmak istese de KDP bir kez daha izin vermedi.

Birçok kuruluş, aydın, yazar, akademisyen ve politikacı, kimyasal silah kullanıldığı belirtilen alanlarda incelemeler yapılması için ilgili kurumlara çağrı yaptı. Avrupa’da bulunan 51 örgüt ve parti, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) mektup gönderdi.

İşgalci devletlerin Kürt halkını yok etmeyi hedefleyen saldırıları ve bu saldırılarda kimyasal silah kullanımı devam ederken, dünya üç maymunu oynamayı sürdürüyor. Halkı işsizlik, yoksulluk ve saldırılardan korumayı beceremeyen Kürdistan Bölgesi yönetimi, KDP aracılığıyla Kürt soykırımını varlığının temeli olarak belirleyen Türk devletine yol göstericiliği yapıyor. Türk devleti ise, 36 yıl önce Enfal Suresi adını verdiği ‘operasyonla’ Kürt katliamı yapan Saddam rejiminin görevini devralmışçasına Kürtlere yönelik kimyasal saldırıları sürdürüyor.

xs

Bunları da beğenebilirsin