Iraklı kadınlar tehlike altında, kurtuluş kapıları kapalı!

ISAM ZIHRUNÎ

Bilinçlenme yönünde geliştirilen tüm plan ve kampanyalara rağmen Iraklı kadınlar üzerindeki şiddet tehlikesi dağılmış değil. Kadınlar, şiddet gördüğü için evden kaçmayı bir kurtuluş yolu gibi görse de çetelerin ve şebekerlerin eline düşmekten kurulamıyor ve bu defa da fuhuşa sürükleniyorlar.

Irak parlamenterler ve kadın hakları aktivistleri, Iraklı kadınların karşı karşıya kaldığı tehlikelere ilişkin Rojnwes ajansına konuştu.

Parlamenter Siham Musevi

 

Irak Parlamentosu Kadın ve Aile Kurulu Üyesi Siham Musevi, parlamentodaki gelecek oturumda aile içi şiddeti ve kadınlarım maruz kaldığı tehditleri önleyecek kimi yasalar üzerinde tartışmalar olacağını, kadına yönelik şiddetin arttığını gösteren kayıtların mevcut olduğunu söyledi.

Siham Musavi, şunları belirtti: “Irak Hükümeti, kadınların yaşamın her alanında maruz kaldığı şiddetin önüne geçilmesi için atılan her adımı destekliyor. Öte yandan hükümet kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi, kadının savunulması ve yasal tedbirlerin alınması konusunda yargı kurumlarıyla da bir iletişim halindedir. Emniyet görevlileri, kadına yönelik şiddet faillerine karşı tedbirlerini daha da arttırmalıdır. Çünkü şiddeet, kadının yaşamını tehlike altına alıyor ve kadını intihara sürüklüyor.. Bu nedenle her alanda en üst seviyede tedbirler alınmalıdır.”

Iraklı kadınlar, kimi toplumsal baskıların altında yaşamak zorunda bırakılmış durumda. Kadınların çoğu evleneceği insanı hür iradesiyle seçme, meslek edinme veya okuma gibi temel haklarından mahrum bırakılıyor. Bu durum, kadınların üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor ve evden kaçmayı bir kurtuluş yolu olarak görüyor.

Geçtiğimiz günlerde Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, kadınlar için düzenlenen bir festivalde yaptığı konuşmada hükümetin kadınların toplum içerisindeki rolü ve misyonunu bilerek bu konuyu hükümetin programına aldıklarını, toplumsal inşanın kadınlar öncülüğünde geliştiğini söyledi. Sudani, “Kadınların haklarının savunulmasında ikirciklik yaşamayacağız. Şiddetin her türlüsüne karşı olacağız. Kadınlar için geliştirilen her yasanın, her prensibin destekçisi olacağız” demişti.

Bu yılın Mart ayında Bakanlar Kurulu, Iraklı kadınlar için 2030 yılına kadar olan süreyi kapsayan ulusal bir strateji belirledi.

Kadınların şiddete maruz kalırken en çok karşılaştığı suçlama, ‘namuz sucu’ olarak nitelendirilen erkek egemenlikli suçlamalardır. Kadınların evli olduğu erkek dışında bir erkekle bir iletişim kurması durumda bile kadınlar ailesi tarafından ‘namus’ adı altında katlediliyor. ‘Namus cinayetlerine’ ilişkin şu ana kadar hiçbir resmi istatistik yayınlanmış değil. Çünkü kadın cinayetlerini konu alan dosyalara müdahale ediliyor ve adli tıp raporlarında ölüm sebebi değiştirilebiliyor.

Kadın Hakları Aktivisti Zeynep Esedi

 

Kadın Hakları Aktivisti Zeynep Esedi, kadınlara yönelik aile içi şiddetin gözle görülür seviyede yükselmeye devam ettiğine işaret ederek, özellikle toplumsal baskının ağır ve feodalitenin etkin olduğu alanlarda şiddetin kadın intiharlarının başat sebebi olduğunu söyledi. Hükümet yetkilileri, parlamenterler ve Başbakan Sudani, her ne kadar siyasetin, parlamentonun ve hükümetin kadın haklarının koruyucusu olduğunu iddia etse de Zeynep Esedi, kadına yönelik şiddetin ve kadın intiharlarının sebebinin hükümet olduğunu düşünüyor. Zeynep Esedi, hükümetin şiddetin önüne geçme konusunda hiçbir çabasının olmadığını belirtiyor.

Zeynep Esedi, konuşmasını şu sözlerle sürdürüyor: “Ne yazık ki toplumsal ve aşiretsel gelenekler ailede içerisindeki egemenliğini koruyor. Bu durum kadınlara yönelik şiddetin ve kadınların meslek edinme ve okuma haklarının önüne geçmesinin temel sebeplerinden biri. Kadına yönelik şiddet, kadınların evden kaçma oranında artışa da neden olmuş durumda. Kadınlar bunun sonucunda fuhuş çetelerinin ağına düşüyor ve gece klüplerinde çalıştırılıyor. Irak’ta bu yönde çok sayıda vaka var. Tüm bu tehlikelere rağmen Irak’ta kadına yönelik şiddetin azaltılması ve önüne geçilmesi konusunda önlemler geliştirildiğine tanıklık edemiyoruz.”

İstatistik Merkez Bürosu, 2019 yılında yayınladığı bir raporda 2017-2018 eğitim öğretim döneminde okulu terk etme oranının tüm kentlerde yükseldiğini, okulu terk edenlerin çoğunluğunun ise kız çocuğu olduğunu açıkladı. Rapora göre okulu terk etmek zorunda kalan çocukların yaş ortalaması 15 iken, sayılarının ise 131 bin 348 olduğu ifade ediliyor. Okulu terk edenlerin yüzde 47’sini kız çocukları oluşturuyor. 2016-2017 eğitim öğretim döneminde okulu terk etmek zorunda bırakılan çocukların sayısı ise 126 bin 694.

Bunları da beğenebilirsin