Kürdistan Kadınlar Birliği: Erkek devlet politikaları Kürdistan’da şiddeti arttırıyor

Güney Kürdistan Kadınlar Birliği üyesi Rêzan Şêx Dilêr, erkek devlet politikalarının bölgede kadına yönelik şiddeti artırdığını belirterek, “Mahkemeler, faillere gerekli cezaları vermiyor. Bu da kadınların katledilmesini kolaylaştırıyor” dedi.

Kadınlarla Hukuki Dayanışma Örgütü’nün, hazırladığı rapora göre; 2022’nin ilk 6 ayında Güney Kürdistan’da, 60 kadın intihara sürüklendi. 60 kadından 31’i şiddete karşı bedenini ateşe verdi. 22 kadın ise katledildi. Norveç Kadın Örgütü (NPA) öncülüğünde Hewlêr’de, “Kadınların Gelişimi İçin Varız” şiarıyla kurulan Güney Kürdistan Kadınlar Birliği, kadına yönelik şiddete karşı kadın örgütlülüğünü oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Güney Kürdistan Kadınlar Birliği üyesi ve aynı zamanda Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) eski Milletvekili Rêzan Şêx Dilêr, Güney Kürdistan’da şiddetin artmasına ve şiddete karşı kurulan birliğin çalışmalarına ilişkin Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.

AMAÇ KADIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ

Rêzan Şêx Dilêr, bölgedeki kadınların en çok birliğe ihtiyaç duyduğunu belirterek, birlik olarak kadın örgütlülüğünü amaçladıklarını kaydetti. Rêzan Şêx Dilêr, kadın erkek arasında eşitlik için çaba harcadıklarını ifade ederek, “Bugüne kadar bazı toplantılar gerçekleştirdik. Geçen yıl Halepçe’de bir toplantı gerçekleştirdik. Yakın zamanda da Süleymaniye’de buluştuk” diyerek, buluşmaların devam edeceğini kaydetti.

Bölgede kadın katliamlarının artık “sıradan bir hal” aldığını ifade eden Rêzan Şêx Dilêr, bu durumun önüne geçmek için ortak bir sese ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Rêzan Şêx Dilêr, “Kürdistan Bölgesi’nde kadına yönelik şiddet ve katliamlarda toplum ciddi bir rol oynuyor. Toplum daha çok ataerkil yaklaşıyor ve erkek egemen bir toplum yaratılıyor. Kadın erkeğin malı olarak görülüyor. Bu nedenle bölgede kadınları öldürmek ve şiddet uygulamak sıradan hale geldi. Öncelikle, kadının, erkeğin ve tabiki mevcut hükümetin kadına yönelik şiddet konusunda bilinçlenmesi gerekiyor. Siyasi partiler de bu konuda çalışmalıdır. Şiddeti sadece Kürdistan Kadın Birliği’nin bir sorumluluk alanı olarak görmemek gerek. Bu herkesin sorumluluğudur. Bölgede sadece kadın kurumlarının değil, aynı zamanda hükümetin, siyasi partilerin de program ve planı kadın cinayetlerine, şiddete ve özellikle de ‘namus’ adı altında işlenen kadın cinayetlerine son vermeye yönelik olmalıdır. Kurduğumuz ittifakla, kadın katliamları ve benzeri olaylara karşı mevcut uyarıları hem siyasi partiler hem de tek bir sesle hükümete en iyi şekilde iletmek istiyoruz” diye konuştu.

HÜKÜMETİN POLİTİKALARI ŞİDDETİ ARTTIRIYOR

Şiddetin artmasının nedeninin hükümet politikaları olduğunu aktaran Rêzan Şêx Dilêr, “Hükümetin kadın politikaları kadın cinayetlerinin artmasına neden oluyor. Oysa, hükümetin ana programlarından biri kadına yönelik şiddeti azaltmak olmalıdır. Öncelikle siyasi partilerin kendilerinden başlayarak bunu halka indirgemeleri gerekiyor. Meclis’in ve hükümetin erkek faillere karşı tutumu, bölgede kadına yönelik şiddeti azaltabilir. Ama ne yazık ki toplumun tümü erkek akılla yönetiliyor. Bu politikalar kadın cinayetlerini sıradanlaştırıyor. Mahkemeler faillere gerekli cezaları vermiyor. Bu da kadınların katledilmesini kolaylaştırıyor” ifadelerini kullandı.

‘DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALIYIZ’

Kadınların değiştirme gücüne sahip olduğunu ve bunun için de kadın birliğinin elzem olduğunu kaydeden Rêzan Şêx Dilêr, devamla şunları söyledi: “Ne olursa olsun bütün kadın örgütlerinin birlik olması gerekiyor. Bir kadına şiddet uygulanmışsa, başta kadın kurumları olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar buna karşı çıkmalıdır. Bizler birliğimizi kurduk. Ortak acılarımız ve kazanımlarımız var. Kürdistan Parlamentosu bünyesinde ‘Kadın Yüksek Komisyonu’nu da kurduk. Verdiğimiz bedeller ve çektiğimiz acılarda buluşarak daha çok güçleneceğiz. Kadına yönelik şiddetin her türlüsüne karşı birlik olmalı ve dayanışma içinde olmalıyız.”

Bunları da beğenebilirsin