Şêx Abdulselam Barzani ve tekerrür eden tarih

Cuma, 14 Ara 2018 – 08:37  DANA OMER / SÜLEYMANİYE

Şêx Ebdulselam Barzani, 14 Aralık 1914 tarihinde 3 arkadaşıyla birlikte Osmanlılar tarafından asılarak idam edildi. Ebdulselam Barzani İsyanı  üzerinden 104 yıl geçti ancak hala Kürtler birlik sağlanamadı.

Şêx Ebdulselam Barzani, birinci Şêx Abdulselam Barzani’nin oğlu olan Şêx Mihemed’in en büyük oğludur. Aynı zamanda Mela Mistefa Barzani’nin ağabeyidir. Ebdulselam, 1887 yıllarında Barzan köyünde doğmuştur. 6 yaşında din eğitimine başlamış, babası Şêx Mihemed’in ölümünden sonra 1903’te Nakşibend Şêxi olmuştur.

Şêx Ebdulselam, bölgedeki aşiret liderleriyle ve saygın şahsiyetlerle ilişki kurar. Bütün çabaları, Kürtleri Osmanlı zulmünden kurtarmaktır. Bu çerçevede Kadri Şêx’lerini ziyaret eder,  “Bağımsız Kürt Cemiyeti, Kürt Teali ve Teraki Cemiyeti, Hêvî Cemiyeti” gibi Kürt cemiyetlerle ve Şêx Mehmude Hefid, Şêx Ebdullahe Neri ve Simko Şikaki gibi isimlerle ile ilişkiler kurar.

Şêx Ebdulselam Barzani 1907’de yılında Kadir Şêx Nuri Mihemed tarikat yöneticisini ziyaret eder. Ardından, bazı taleplerini telgraf yoluyla Sultan Ebdulhemid’e iletir.

Sultan Ebdulhemid’e şu taleplerde bulunur:

1-Kürtçe Kürt bölgelerinde resmi dil olsun

2-Kürdistan’da eğitim Kürtçe olmalı

3-İlçelerin idaresi, yöneticileri ve çalışanları Kürtlerden oluşmalıdır. Aynı zamanda bütün çalışan ve yöneticiler Kürtçe bilmeli.

4- Vergiler aynı kalmalıdır. Alınan vergiler Kürdistan’da yol yapımı ve okulların inşası için kullanılmalıdır.

Telgraf aynı zamanda Şêx Ebdulaye Nehri, Emin Eli Bedirxan ve Feriq Şerif Paşa’ya da gönderilir. 1907 senesinin baharında Şêx Ebdulselam, Brifkan köyündeki Kadiri tekkesinin lideri Şêx Nur Mihemed Brifkani’nin evinde önemli bir toplantı gerçekleştirir. Bu toplantıya Kürt aşiret liderlerinin önemli bir kısmı katılır. Toplantıya katılan herkes, belirtilen taleplerin korunacağına söz verir.

Şêx Ebdulselam yalnız kaldı

Talepler Sultan Ebdulhemid’e ulaştığında, Sultan Ebdulhemid talepleri ayrıcalık olarak adlandırır. Kürtlerin haklı taleplerine karşı, savaş fermanı verir. 1907’de Barzan’a asker gönderir. Talepleri koruyacaklarına söz veren herkes, Şêx Ebdulselam’a sırtını döner ve Ebdulselam’ı yalnız bırakır. Osmanlılara karşı tek başına savaşan Şêx Ebdulselam bir yıl mücadele ettikten sonra Barzan’dan çekilmek zorunda kalır.

Ebdulselam Barzani geri çekildikten sonra, Osmanlı askerleri Barzan’ın birçok bölgesini ateşe verir, kadın ve çocukları esir alır. Henüz 3-4 yaşlarında olan Mela Mistefa Barzani’de annesiyle birlikte esir alınır ve Musul zindanında kalır.

Şêx Ebdulselam Barzani 1908’de bir kez daha Barzan’a döner ve gücünü toplar. Barzani, Barzan’daki Şirin Dağı’nda bir kez daha örgütlenir. Şêx Ebdulselam aynı yıl Barzan’daki Osmanlı güçlerine saldırır ve Osmanlı güçlerini Barzan’dan çıkarmayı başarır. Daha sonra Osmanlılar Şêx Ebdulselam ile görüşme talebinde bulunur ve barış sağlanır. Anlaşmadan sonra Barzan’daki bütün esirler özgür bırakılır ve zararların tazminatları ödenir.

Osmanlı askerlerine liderlik yapan bir Kürt’tü

Taraflar arasındaki ateşkes 1913’e kadar devam eder. 1913 yılından sonra Amed’li Süleyman Nazif, Musul Valisi olduktan sonra Barzan’a büyük bir askeri güç gönderir. Şêx Ebdulselam’a göre Osmanlılar onlardan daha güçlüdür. Bu nedenle savaşmadı ve Rojhilat’a geçer. Şêx Ebdulselam Rojhilat’ın Urmiye yakınlarındaki Rajan köyüne,  Seyyid Taha Nehri’nin yanına gider.

Osmanlı Devleti, Şêx Ebdulselam Barzani’nin esir alması veya öldürülmesi karşılığında büyük ödüller vereceğini söyler.

Şêx Ebdulselam Barzani, bu süre içerisinde Simko Şikaki ile görüşme yapar ve birlikte Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e geçerler. Rus Çar’ı yetkilileri ile alışveriş yapar. Daha sonra Çar, Kürt milli mücadelesine destekte bulunacağını söyler.

Şêx Ebdulselam Barzani bir Kürt tarafından Osmanlılara teslim edilir.

Şêx Ebdulselam 3 arkadaşıyla birlikte Rojhilat Kürdistan’a geçer. Orada Gengeçin köyü ağası Sofi Abdullah, Ebdulselam’ı misafirliğe davet eder. Bunun üzerine Ebdulselam, Sofi Abdula’nın davetini kabul eder. Köy ağası Sofi Abdula, Ebdulselam ve 3 arkadaşına ihanet eder ve onları Osmanlı devletine teslime eder.

Şêx Ebdulselam’ı Musul zindanında sürgün ederler ve yargılandıktan sonra Süleyman Nazif’in fermanıyla bir kez daha Barzan köyüne saldırırlar. Şêx Ebdulselam, 3 arkadaşıyla birlikte 14 Aralık 1914’te asılarak idam ediliyor.

Tarih bir kez daha tekrarlanacak

Amerika 3 PKK Kürt yöneticisinin yakalanmasına karşılık ödül koydu. Karara göre her kim Kürt yöneticileri Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Duran Kalkan’ın yerini düşmana söylerse, o kişi ödüllendirilecek.

Kürdistan Bölgesi’nde ve Kürdistan’ın diğer parçalarında işgalcilere karşı net bir tavır ortaya konulmadı. Bazı Kürt taraflar,  işgalci devletlere bağımlılar ve diğer Kürt taraflarına karşı komplolar hazırlıyor. Diyebiliriz ki aradan 104 yıl geçmesine rağmen Kürtler arasında ihanet devam ediyor.

Kürtler ne yapmalı?

YNK üyesi Salar Mehmud, “Kürtler tarihten bu yana birlik olmama hastalığına yakalanmış durumda. Kürtler arasındaki bu hastalık devam ettiği sürece, haklarını alamazlar. Bu yüzden gün ulusal bilinçlenme ve yurtseverlik günüdür. Rojava ve Başurê Kürdistan’daki halkımızın yetkileri kendi ellerinde. Bu yetkilerin korunması için Kürt güçlerinin Kürdistan ulusal kongresi çerçevesinde ortak tavır göstermesi gerekiyor. Kürtler ortak tavır sergilerse, işgalciler Kürt halkına zarar veremez. Birlik, tarihin tekrarlanmasına izin vermeyecek. Ne yazık ki tarihte Kürt yöneticilerinin ve Kürt mücadelecilerinin ölümüne neden olan birçok kirli olay yaşandı” dedi.

Konuya ilişkin konuşan Süleymaniye Üniversitesi Öğretim Görevlisi Keywan Azad ise, “Tarihe baktığımızda Kürtler birçok kazanım elde etti. Ancak Kürtler arasındaki ihanet ve birlik olmama durumu, Kürtlerin kazanımlarının ellerinden alınmasına neden oldu. Kürtler arasındaki ihanetin sona ermesi için iyi bir eğitime ihtiyaç var. Verilecek eğitimle yeni nesil gerçeği öğrenmelidir. Bütün Kürt güçleri Kürtler için mücadele ediyor. Bu nedenle Kürtlerin birlikte çalışma yapması lazım” ifadelerini kullandı.

ABD, Britanya ve diğer ülkelerin, Kürt yöneticilerinin başına ödül koyduğunu söyleyen Keywan Azad, şunları söyledi; “Bizler yöneticilerimizi düşmana teslim etmemeliyiz. Çünkü teslim edersek, kendimize darbe vurmuş oluruz. Bazı kesimler, ‘Bir taraf düşerse diğer taraf başarır’ diyor. Bu yanlıştır bir taraf düşerse tüm taraflar düşer. Örneğin, ABD PKK’yi terör listesine koyuyor. Bu ABD’nin Kürtleri terör listesine koyduğu anlamına geliyor.”

Bunları da beğenebilirsin